Arkeoloji hocasını
yitirdi
Yaşamını
Anadolu uygarlıklarının gün yüzüne çıkarılıp dünyada tanıtılmasına
adayan ordinaryüs Prof. Ekrem Akurgal, 91 yaşında hayata veda etti. Akurgal,
'hocaların hocası' olarak tanınıyordu.
Anadolu arkeolojisinin babası Ord. Prof. Ekrem Akurgal, dün sabaha karşı
İzmir'deki evinde yaşamını yitirdi. Yaşlılıktan kaynaklanan rahatsızlıkları
nedeniyle bir süredir tedavi gören Akurgal, 91 yaşındaydı. Dokuz Eylül Ünivesitesi
Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Meral Akurgal'la evli arkeoloğun ilk eşinden
Ali ve Murat adında iki oğlu var.
4 Kasım Pazartesi İzmir Bostanlı Camii'nde öğle namazını müteakip kılınacak
cenaze namazından sonra toprağa verilecek Akurgal'ın nereye gömüleceği henüz
netlik kazanmadı. Akurgal'ın 1943'ten beri kazı yaptığı İzmir Bayraklı'ya
gömülmesi için Kültür Bakanı Suat Çağlayan tarafından Başbakanlığa
yazı gönderildi. Bakanlar Kurulu'ndan karar çıkarsa Akurgal, İzmir Bayraklı'ya
gömülecek.
Ekrem Akurgal, 1911 yılında bugün İsrail sınırları içinde kalan
Hayfa'nın Tulkarem kasabasında dünyaya geldi. İlk öğrenimine İstanbul'daki
Mercan Sultanisi'nde başlayan Akurgal, oradan Vefa İdadisi'ne geçti. Durmak
bilmeyen 'haşarılıkları' onu İstanbul Erkek Lisesi'ne yönlendirdi ve
1931'de ortaöğretimini orada tamamladı. Yüksekokula hukuk fakültesinde başladı
ve bir yıl devam ettikten sonra 1932'de devlet sınavını kazanarak arkeoloji
okumak üzere Almanya'ya gitti.
1957'de ordinaryüs oldu
Akurgal, Berlin Üniversitesi'nde 1940 sonuna kadar arkeolog Gerhart Rodenwaldt'ın
yanında klasik arkeoloji öğrenimini yaparken aynı zamanda Helen ve Roma
arkeolojisi, eskiçağ tarihi, klasik filoloji, eski Yunanca, Bizans sanatı, İslam
ve Türk sanatı ve felsefe tarihi derslerine devam etti. Doktorasını tamamladıktan
sonra Türkiye'ye döndü ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nde öğretim üyeliğine
başladı. 1957'de ordinaryüslük unvanını kazandı. Arkeolojiye ilgisinin ne
kadar 'bilinçli' olduğunu Akurgal kendisiyle yapılan bir röportajda şöyle
açıklamıştı:
"En büyük arzum edebiyatçı, şair, yazar olmak, durmadan şiirler, hikâyeler
yazıyorum. Bir gün Ahmet Haşim'i yakalayıp şiirlerimi gösterdim,
bekliyorum ki beni tebrik edecek. 'Oğlum sen derslerine çalış' deyip beni başından
savdı. Hikâyelerimi Peyami Safa'ya götürdüm; 'Güzel ama sen çok oku'
dedi. Hayatım boyunca hep esef etmişimdir, niye yazar olamadım diye. Liseyi
birincilikle bitirmeme rağmen hiçbir üniversitenin imtihanına girmedim. Laf
olsun diye hukuka yazıldım ama, sonra sonra beni sardı. Bu arada Atatürk'ün
tarih teziyle de ilgileniyordum. Bir gün Cumhuriyet gazetesinde fotoğrafımı
gördüm, gözlerime inanamadım. Meğer istanbul Erkek Lisesi 1930 ve 1931
mezunlarından üç kişiyi Avrupa sınavlarına aday göstermiş. Sevinçten uçtum,
belirtilen günde söylenen yere gittim. Fransızcam güzel, edebiyatım
kuvvetli, genel bilgim iyi. Tarih okumaya gidecekler için 6, arkeoloji için 1
kontenjan vardı. Ben arkeolojiyi işaretledim ve kazandım."
1948'de Anadolu arkeolojisini belli bir plan ve program çerçevesinde araştırılmasını
planlayarak İzmir'de bir arkeoloji istasyonu kurdu. 50 yılı aşkın bir süre
Batı Anadolu'nun demir çağını aydınlatma amacıyla Eski İzmir, Foça,
Sinop, Daskyleion (Ergili), Pitane ve Erythrai (Ildırı, Çeşme) kazılarını
gerçekleştirdi ve buralarda bulunan İyon uygarlığına ait mimarlık, heykel
ve seramik ürünlerini gün ışığına çıkardı. 1956 yılında Türk Sanat
Tarihi Kürsüsü'nü kuran Akurgal, 'Anatolia' adlı dergiyi çıkartarak, Türk
bilim adamlarının arkeoloji ve Türk sanatı çalışmalarını dünyaya
duyurabilmelerini sağladı.
Çeşitli dillerde basılan on binlerce kitabı satılan Ord. Prof. Dr. Ekrem
Akurgal, Almanya'dan 'Büyük Liyakat Nişanı Yıldızlı Rütbesi' ile 'Goethe
Madalyası'nı, İtalya'dan 'I Cavalli d'Oro di San Marco' ve Fransa'dan 'Legion
d'Honneur' nişanlarını aldı. Türkiye ise ona 'Üstün Hizmet Madalyası' değil
ama Kültür Bakanlığı Ödülü'nü yeterli buldu.
Türkiye arkeolojisini dünyaya tanıttı
Prof. Coşkun Özgünel (Arkeoloji ve Arkeologlar Derneği Başkanı)
Ekrem Akurgal, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Atatürk'ün buyruklarıyla yetiştirdiği
en büyük arkeologlardan biriydi. Akurgal, 1950'li yıllardan bu yana yazdığı
kitap ve makalelerle Anadolu uygarlıklarının büyüklüğünü, Avrupa'nın
hayran olduğu Yunan uygarlığının Anadolu düşüncesinden çıktığını
her zaman kanıtlamış, her zaman savunmuştu. Türkiye üniversitelerinde onun
öğrencisi olarak profesör olmuş en az 10-15 öğretim üyesi saymamız mümkün.
Bu da bir hoca, bir öğretmen için oldukça büyük bir onur. 91 yaşındaydı
tabii ama son nefesine kadar hiçbir şekilde arkeolojiden kopmadı. Kopamazdı,
çünkü onun yaşam biçimi arkeolojiydi. Bundan ötürü de birçok yabancı
kuruluşlardan, akademilerden en çok ödülü olan ve bunu hak ederek alan
biriydi. Acımız tabii çok büyük. Ama öyle inanıyorum ki biz öğrencileri,
özellikle Ankara kökenli öğrencileri, onun çağdaş arkeoloji düşüncesini,
eğitimini içtenlikle sürdüreceğiz. Her ne kadar üniversitemiz yapısal
depremlere uğramışsa da onun ortaya koyduğu uluslararası bilimsellik, onun
öğrencisi olan biz profesörler tarafından yaşadığımız sürece
savunulacak ve onun bilimsel bayrağını daha ileriye götürmek için bize
onur verecek. Hepimizin başı sağ olsun.
Yusuf Kurçenli (Yönetmen)
Çok üzüldüm. Türkiye'ye ve Türk arkeolojisine yaptığı çalışmaları
bu işin uzmanları çok daha iyi açıklar. 'Karun Hazineleri' belgeselinde
birlikte çalışmıştık kendisiyle. Bize olağanüstü katkıları olmuştu.
Bilindiği gibi Metropolitan Müzesi'ne giden eserlerin geri alınması için
reddedilemez bilimsel kanıtlar sunmuştu. Çok derin üzüntü içerisindeyim.
Prof. Afife Batur (Mimar)
Ekrem Akurgal'ın vefatı, Türk arkeoloji dünyası için tartışmasız çok
önemli bir kayıp. Türkiye'de Anadolu'da klasik arkeologyanın kurucusuydu.
Kendi otoritesini, dünya çapındaki çevrelere kabul ettirmiş biriydi. Bilim
adamı olarak Akurgal'ın, çalışmaları ve araştırmacılığı ile verdiği
örnekler hepimizi düşündürmeli.
Prof. Muhibbe Darga (Arkeolog)
Türkiye'nin 1930'da Atatürk'ün arkeoloji bilimlerinde tahsil yapmak üzere
Almanya'ya yolladığı genç talebelerin içinde en parlaklarından biriydi.
Almanya'da büyük hocaların yanında 10 sene kalıp burada doktorasını yaptı
ve Fransa da bir sene hem arkeloji hem de dil eğitimi gördü. Türkiye'de
arkeoloji ve Hititoloji alanında büyük katkıları olan üç büyük insandan
biridir. Biri Ord. Prof. Arif Müfit Mansel, dünya çapında Hitit bilimci Ord.
Prof. Sedat Alp. Ekrem beyin klasik arkeloji alanına çok büyük katkıları
var. Türkiye'deki arkeoloji çalışmalarını Avrupa'da tanıtan üç büyük
bilim adamından biridir. Engin ve muhteşem bir ilme sahip olduğu gibi,
karizmatik çekiciliği de vardı. Çok iyi dil bilir, çok aktif, çok
hareketliydi. Avrupa'da ve yurdumuzda bütün bilim ve sanat dünyasıyla ilişkiliydi.
Öğrencileri arasından seçtiklerini Almanya'ya yolladı ve o zamanın gençleri
bugün Türk klasik arkeolojisinin en önde gelen bilim adamlarıdır. Prof.
Fahri Işık, Prof. Orhan Bingöl, Prof. Ramazan Özgan ve diğerleri... Türk
ilim dünyasına çok büyük katkısı var. Ben kendim de ondan aldığım
ışıkla birçok çalışma yaptım. Son derece üzgünüm, arkeleoji dünyası
için çok büyük bir kayıp.
Özgen Acar (Gazeteci)
Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, Türk arkeolojisinin en önemli kurucularından
biridir. Yayımladığı kitaplarla yalnızca klasik arkeoloji alanında değil,
Hititler ve Frigler gibi Ön Asya uygarlıklarının anlaşılmasına önemli
katkılarda bulunmuştur. Oluşturduğu kıyaslamalı stil yorumlarıyla Ön
Asya arkeolojisinin eserlerinin tarihlenmesine önemli katkılarda bulunmuştur.
Bu çalışmaları boyunca öğrencisi olan 23 profesör ve doçent yetiştirmiştir.
Bu sonuçtan dolayı da Akurgal, hocaların hocasıydı.
Güven Bakır (Ege Ün. Klasik Arkeoloji öğretim üyesi)
Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük arkeologlardan birisi ve yegânesi. Daha
onun performansının, keskin görüşünün üzerine çıkacak kimseyi tanımıyorum.
Arkeoloji bilim dalı içerisinde, hem dünyada hem de Türkiye'de, onu aşabilmiş
kimse yok. İleri sürdüğü tezlerin üzerine çıkılamadı. Anadolu kültürü
ile ilgili analizleri ve onun üzerine inşa ettiği sentezler bugün hâlâ geçerli.
Arkeoloji bilimi için çok büyük bir kayıp.
Nezih Başgelen (Arkeoloji ve Sanat Yayınları yöneticisi)
Cumhuriyet aydınlığının yıldızlarından biri söndü. Anadolu
arkeolojisine damgasını vurmuş değerli bir bilim adamıydı. Eski İzmir,
Bayraklı, Foça, Sinop, Daskyleion, Çandarlı ve Erythrai kazılarıyla pek çok
bilinmeyeni gün ışığına çıkarmış ve Batı Anadolu arkeolojisinin birçok
problemini çözmüştü. Akurgal, mesleği ile yaşam sevincini, ideallerini bütünleştirmiş,
örnek bilim adamlarımızdandı. Yaptıkları ile ülkemiz kültürünün önde
gelen isimleriden biriydi.
Radikal
|