reklam

02 Kasım 2002 Cumartesi
Ana Sayfa
>
Haberler

Arkeoloji hocasını yitirdi

Arkeoloji hocasını yitirdiYaşamını Anadolu uygarlıklarının gün yüzüne çıkarılıp dünyada tanıtılmasına adayan ordinaryüs Prof. Ekrem Akurgal, 91 yaşında hayata veda etti. Akurgal, 'hocaların hocası' olarak tanınıyordu.

Anadolu arkeolojisinin babası Ord. Prof. Ekrem Akurgal, dün sabaha karşı İzmir'deki evinde yaşamını yitirdi. Yaşlılıktan kaynaklanan rahatsızlıkları nedeniyle bir süredir tedavi gören Akurgal, 91 yaşındaydı. Dokuz Eylül Ünivesitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Meral Akurgal'la evli arkeoloğun ilk eşinden Ali ve Murat adında iki oğlu var.

4 Kasım Pazartesi İzmir Bostanlı Camii'nde öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazından sonra toprağa verilecek Akurgal'ın nereye gömüleceği henüz netlik kazanmadı. Akurgal'ın 1943'ten beri kazı yaptığı İzmir Bayraklı'ya gömülmesi için Kültür Bakanı Suat Çağlayan tarafından Başbakanlığa yazı gönderildi. Bakanlar Kurulu'ndan karar çıkarsa Akurgal, İzmir Bayraklı'ya gömülecek.

Ekrem Akurgal, 1911 yılında bugün İsrail sınırları içinde kalan Hayfa'nın Tulkarem kasabasında dünyaya geldi. İlk öğrenimine İstanbul'daki Mercan Sultanisi'nde başlayan Akurgal, oradan Vefa İdadisi'ne geçti. Durmak bilmeyen 'haşarılıkları' onu İstanbul Erkek Lisesi'ne yönlendirdi ve 1931'de ortaöğretimini orada tamamladı. Yüksekokula hukuk fakültesinde başladı ve bir yıl devam ettikten sonra 1932'de devlet sınavını kazanarak arkeoloji okumak üzere Almanya'ya gitti.

1957'de ordinaryüs oldu
Akurgal, Berlin Üniversitesi'nde 1940 sonuna kadar arkeolog Gerhart Rodenwaldt'ın yanında klasik arkeoloji öğrenimini yaparken aynı zamanda Helen ve Roma arkeolojisi, eskiçağ tarihi, klasik filoloji, eski Yunanca, Bizans sanatı, İslam ve Türk sanatı ve felsefe tarihi derslerine devam etti. Doktorasını tamamladıktan sonra Türkiye'ye döndü ve Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nde öğretim üyeliğine başladı. 1957'de ordinaryüslük unvanını kazandı. Arkeolojiye ilgisinin ne kadar 'bilinçli' olduğunu Akurgal kendisiyle yapılan bir röportajda şöyle açıklamıştı:
"En büyük arzum edebiyatçı, şair, yazar olmak, durmadan şiirler, hikâyeler yazıyorum. Bir gün Ahmet Haşim'i yakalayıp şiirlerimi gösterdim, bekliyorum ki beni tebrik edecek. 'Oğlum sen derslerine çalış' deyip beni başından savdı. Hikâyelerimi Peyami Safa'ya götürdüm; 'Güzel ama sen çok oku' dedi. Hayatım boyunca hep esef etmişimdir, niye yazar olamadım diye. Liseyi birincilikle bitirmeme rağmen hiçbir üniversitenin imtihanına girmedim. Laf olsun diye hukuka yazıldım ama, sonra sonra beni sardı. Bu arada Atatürk'ün tarih teziyle de ilgileniyordum. Bir gün Cumhuriyet gazetesinde fotoğrafımı gördüm, gözlerime inanamadım. Meğer istanbul Erkek Lisesi 1930 ve 1931 mezunlarından üç kişiyi Avrupa sınavlarına aday göstermiş. Sevinçten uçtum, belirtilen günde söylenen yere gittim. Fransızcam güzel, edebiyatım kuvvetli, genel bilgim iyi. Tarih okumaya gidecekler için 6, arkeoloji için 1 kontenjan vardı. Ben arkeolojiyi işaretledim ve kazandım."

1948'de Anadolu arkeolojisini belli bir plan ve program çerçevesinde araştırılmasını planlayarak İzmir'de bir arkeoloji istasyonu kurdu. 50 yılı aşkın bir süre Batı Anadolu'nun demir çağını aydınlatma amacıyla Eski İzmir, Foça, Sinop, Daskyleion (Ergili), Pitane ve Erythrai (Ildırı, Çeşme) kazılarını gerçekleştirdi ve buralarda bulunan İyon uygarlığına ait mimarlık, heykel ve seramik ürünlerini gün ışığına çıkardı. 1956 yılında Türk Sanat Tarihi Kürsüsü'nü kuran Akurgal, 'Anatolia' adlı dergiyi çıkartarak, Türk bilim adamlarının arkeoloji ve Türk sanatı çalışmalarını dünyaya duyurabilmelerini sağladı.

Çeşitli dillerde basılan on binlerce kitabı satılan Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, Almanya'dan 'Büyük Liyakat Nişanı Yıldızlı Rütbesi' ile 'Goethe Madalyası'nı, İtalya'dan 'I Cavalli d'Oro di San Marco' ve Fransa'dan 'Legion d'Honneur' nişanlarını aldı. Türkiye ise ona 'Üstün Hizmet Madalyası' değil ama Kültür Bakanlığı Ödülü'nü yeterli buldu.

Türkiye arkeolojisini dünyaya tanıttı

Prof. Coşkun Özgünel (Arkeoloji ve Arkeologlar Derneği Başkanı)
Ekrem Akurgal, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Atatürk'ün buyruklarıyla yetiştirdiği en büyük arkeologlardan biriydi. Akurgal, 1950'li yıllardan bu yana yazdığı kitap ve makalelerle Anadolu uygarlıklarının büyüklüğünü, Avrupa'nın hayran olduğu Yunan uygarlığının Anadolu düşüncesinden çıktığını her zaman kanıtlamış, her zaman savunmuştu. Türkiye üniversitelerinde onun öğrencisi olarak profesör olmuş en az 10-15 öğretim üyesi saymamız mümkün. Bu da bir hoca, bir öğretmen için oldukça büyük bir onur. 91 yaşındaydı tabii ama son nefesine kadar hiçbir şekilde arkeolojiden kopmadı. Kopamazdı, çünkü onun yaşam biçimi arkeolojiydi. Bundan ötürü de birçok yabancı kuruluşlardan, akademilerden en çok ödülü olan ve bunu hak ederek alan biriydi. Acımız tabii çok büyük. Ama öyle inanıyorum ki biz öğrencileri, özellikle Ankara kökenli öğrencileri, onun çağdaş arkeoloji düşüncesini, eğitimini içtenlikle sürdüreceğiz. Her ne kadar üniversitemiz yapısal depremlere uğramışsa da onun ortaya koyduğu uluslararası bilimsellik, onun öğrencisi olan biz profesörler tarafından yaşadığımız sürece savunulacak ve onun bilimsel bayrağını daha ileriye götürmek için bize onur verecek. Hepimizin başı sağ olsun.

Yusuf Kurçenli (Yönetmen)
Çok üzüldüm. Türkiye'ye ve Türk arkeolojisine yaptığı çalışmaları bu işin uzmanları çok daha iyi açıklar. 'Karun Hazineleri' belgeselinde birlikte çalışmıştık kendisiyle. Bize olağanüstü katkıları olmuştu. Bilindiği gibi Metropolitan Müzesi'ne giden eserlerin geri alınması için reddedilemez bilimsel kanıtlar sunmuştu. Çok derin üzüntü içerisindeyim.

Prof. Afife Batur (Mimar)
Ekrem Akurgal'ın vefatı, Türk arkeoloji dünyası için tartışmasız çok önemli bir kayıp. Türkiye'de Anadolu'da klasik arkeologyanın kurucusuydu. Kendi otoritesini, dünya çapındaki çevrelere kabul ettirmiş biriydi. Bilim adamı olarak Akurgal'ın, çalışmaları ve araştırmacılığı ile verdiği örnekler hepimizi düşündürmeli.

Prof. Muhibbe Darga (Arkeolog)
Türkiye'nin 1930'da Atatürk'ün arkeoloji bilimlerinde tahsil yapmak üzere Almanya'ya yolladığı genç talebelerin içinde en parlaklarından biriydi. Almanya'da büyük hocaların yanında 10 sene kalıp burada doktorasını yaptı ve Fransa da bir sene hem arkeloji hem de dil eğitimi gördü. Türkiye'de arkeoloji ve Hititoloji alanında büyük katkıları olan üç büyük insandan biridir. Biri Ord. Prof. Arif Müfit Mansel, dünya çapında Hitit bilimci Ord. Prof. Sedat Alp. Ekrem beyin klasik arkeloji alanına çok büyük katkıları var. Türkiye'deki arkeoloji çalışmalarını Avrupa'da tanıtan üç büyük bilim adamından biridir. Engin ve muhteşem bir ilme sahip olduğu gibi, karizmatik çekiciliği de vardı. Çok iyi dil bilir, çok aktif, çok hareketliydi. Avrupa'da ve yurdumuzda bütün bilim ve sanat dünyasıyla ilişkiliydi. Öğrencileri arasından seçtiklerini Almanya'ya yolladı ve o zamanın gençleri bugün Türk klasik arkeolojisinin en önde gelen bilim adamlarıdır. Prof. Fahri Işık, Prof. Orhan Bingöl, Prof. Ramazan Özgan ve diğerleri... Türk ilim dünyasına çok büyük katkısı var. Ben kendim de ondan aldığım ışıkla birçok çalışma yaptım. Son derece üzgünüm, arkeleoji dünyası için çok büyük bir kayıp.

Özgen Acar (Gazeteci)
Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, Türk arkeolojisinin en önemli kurucularından biridir. Yayımladığı kitaplarla yalnızca klasik arkeoloji alanında değil, Hititler ve Frigler gibi Ön Asya uygarlıklarının anlaşılmasına önemli katkılarda bulunmuştur. Oluşturduğu kıyaslamalı stil yorumlarıyla Ön Asya arkeolojisinin eserlerinin tarihlenmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Bu çalışmaları boyunca öğrencisi olan 23 profesör ve doçent yetiştirmiştir. Bu sonuçtan dolayı da Akurgal, hocaların hocasıydı.

Güven Bakır (Ege Ün. Klasik Arkeoloji öğretim üyesi)
Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük arkeologlardan birisi ve yegânesi. Daha onun performansının, keskin görüşünün üzerine çıkacak kimseyi tanımıyorum. Arkeoloji bilim dalı içerisinde, hem dünyada hem de Türkiye'de, onu aşabilmiş kimse yok. İleri sürdüğü tezlerin üzerine çıkılamadı. Anadolu kültürü ile ilgili analizleri ve onun üzerine inşa ettiği sentezler bugün hâlâ geçerli. Arkeoloji bilimi için çok büyük bir kayıp.

Nezih Başgelen (Arkeoloji ve Sanat Yayınları yöneticisi)
Cumhuriyet aydınlığının yıldızlarından biri söndü. Anadolu arkeolojisine damgasını vurmuş değerli bir bilim adamıydı. Eski İzmir, Bayraklı, Foça, Sinop, Daskyleion, Çandarlı ve Erythrai kazılarıyla pek çok bilinmeyeni gün ışığına çıkarmış ve Batı Anadolu arkeolojisinin birçok problemini çözmüştü. Akurgal, mesleği ile yaşam sevincini, ideallerini bütünleştirmiş, örnek bilim adamlarımızdandı. Yaptıkları ile ülkemiz kültürünün önde gelen isimleriden biriydi.
Radikal

 

Kasım 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Diyalog

Ahmet Vefik Alp 
12 Kasım 2002
günü  Diyalog bölümümüze konuk olacak.

Ahmet Vefik Alp hakkında daha fazla bilgi edinmek için  tıklayın. 


Vitra - Artema'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz