'Orkinosçular' ve Seçimler...
Çanakkale 'nin Ayvacık ilçesinde ''yasadışı'' olarak kurulan ''Orkinos
Çiftliği'' yle ilgili ilk gelişmeleri, arkadaşımız Oral Çalışlar 'ın
haberlerinden öğrendik...
Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu da çiftliğin ''izinsiz'' işgal ettiği suların
korunması gerekli ''batık bölgesi'' de olan antik Assos kenti kıyılarındaki
''SİT'' niteliğine dikkat çekti...
Böyle bir yerde yasal izin alınmadan kurulan balık tesisleri için Ayvacık
Kaymakamlığı 'nın ''sökülmesi'' kararını vermesinde de yine Oral'ın ısrarlı
takibi ve İstanbul Barosu'nun önceki Başkanı Yücel Sayman 'ın da baştanberi
verdiği destek etkili oldu...
Cumhuriyet 'le birlikte Hürriyet 'in de sürekli yayınlarıyla yöre halkı
daha bir yüreklendi; kaçak orkinos çiftliğine karşı eylemleri ve girişkenlikleri
daha bir arttı...
Şimdi, herkes 11 Kasım 2002 gününü bekliyor...
Çünkü, ''Çanakkale Milli Emlak Müdürlüğü'' aynı yeri yine balık çiftliği
için kiraya vermek üzere, daha önce 17 Eylül 2002 olarak belirlediği
''ihale gününü'' iki ay ertelemişti...
Oysa, kaçak orkinos tesisini, sadece ''izinsiz'' olduğu için değil, öncelikle
aynı alan ''doğal ve arkeolojik değerleri'' de taşıdığı için oradan
kaldırmak ve ihaleyi de ertelemek yerine ''iptal'' etmek gerekmiyor muydu?..
Nitekim Kültür Bakanı Suat Çağlayan da SİT alanlarında balık çiftliği
kurulmasına olanak sağlayan ilke kararlarının yargı kararıyla geçersiz kılınmasını
''desteklediklerini'' bile açıkladı. (Cumhuriyet, 03.11.2002)
İşte bu durumda da Assos açıklarının ''SİT'' olarak ilan edilmesiyle
birlikte hemen ihale durdurulmazsa, ''Milli Emlak Müdürü'' öyle bir yeni
tarih belirlemiş ki, deniz ve denizin altındaki miras ''yeni bir parlamento''
görevdeyken elden çıkartılmış olacak...
Böylece, orkinosçularla mücadelesini ''milletvekili adayı'' kimliğiyle
de sürdüren Oral Çalışlar, 3 Kasım'da ''seçilenler'' arasında yer almadığı
için ''parlamenter'' olarak bu çevre cinayetinin üzerine gitme olanağını
da kullanamayacak...
Seçimden önceki kamuoyu yoklamaları da zaten Oral'ın milletvekili
olabilmesini ''olanaksız'' gösteriyordu... Çünkü, partisi ÖDP'nin, ağzıyla
kuş tutsa ''barajın altında'' kalacağı belliydi...
Hatta, o kadar ki örneğin Ayvacık 'tan ve orkinosçulara karşı direnen
Bektaş, Balabanlı, Korubaşı köylerinden bile ''Oral Çalışlar bizim için
çırpınıyor; o halde ÖDP'ye oy verelim....'' diyebilen ''yok'' gibiydi...
Yani, ''yaşama hakları için direnenler bile oylarını bu haklarını
savunanlara değil, aldırmayanlara verdiler'' ...
Özel çıkarlar yerine toplumsal değerleri savunanlar ise bu seçimde de
''Hasankeyf'' gibi oldular... ''İlkelliğin barajı'' altında en diplerde kalırken
hiç değilse ''tarihe geçen uygarlıklarını'' yitirmediler...
Doğrusu merak ediyorum... Şu seçimde TBMM'ye girip de Oral gibi adaylık günlerinde
''çevre ve kültür düşmanı yatırımları engellemeye'' çalışan bir başkası
var mıydı?
Eğer var da seçilmiş olsalar bile yakında onlar da ''barajın altında''
kalacaklar demektir... Çünkü parti lideri tarafından ''işlevsiz'' bırakılarak,
parlamentodaki etkileri ''en aza'' indirilecektir.
Orkinosçular da zaten bundan cesaret alarak ''ihaleyi bile beklemeden'' çiftliklerini
denize kurma gücünü kendilerinde bulmadılar mı?..
11 Kasım sadece ''ihale günü'' değil, aynı zamanda ''demokrasi ve çevre
haklarının sınav günü'' olarak da yaklaşıyor...
Ya sadece yılda 30 milyar liralık ''kira'' karşılığında tarih kokan
denizlerimizi ''pazarlayanlar'' ve işgalci ''kiracıları'' kazanacak ya da
buna ''hayır'' diyebilecek onurlu bir devlet ve bu ülkeye kişilikli bir ''ev
sahibi'' olmayı öğrenebilecek toplum...
3 Kasım sonuçları, hangisine yarayacak, göreceğiz...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|