reklam

11 Kasım 2002 Pazartesi
Ana Sayfa
>
Haberler

Eren Talu'nun yalın hali

Eren Talu, Akbank Kültür Sanat Merkezi'ni yeniden düzenlerken her şeyden çok sanatçıyı, halkı ve Akbank'ı önemsediğini söylüyor.

Yenilenen Aksanat'ın mimarı Eren Talu, 'Amacımız sanatçıyı ön plana çıkaracak bir mekân hazırlamaktı. Bu yüzden yalın, içinde teşhir edilenlerle yarışmayan bir 'boşluk' yarattık' diyor

Türkiye'nin ünlü mimarlarından Eren Talu mesleğindeki başarısıyla 'marka' olmuş bir isim. Mesleğine getirdiği farklı bakış ve söylem onu, yaptıkları sürekli eleştirilir ve sansasyon yaratır duruma getirmiş. Bu yüzden de Eren Talu yedi yıl boyunca medyadan uzak kalmış. Talu'nun son yer aldığı proje ise Akbank'ın Beyoğlu'ndaki Kültür Sanat Merkezi Aksanat. 15 Ekim'de yeniden açılan merkez için sessizliğini bozan Eren Talu'ya Aksanat binasının değişim sürecini, mimariye bakışını ve 'cool' kişiliğini sorduk. Bilinenden farklı ama yine yalın bir Eren Talu portresi çıktı karşımıza...
İstanbul'da birçok bina yüzünü değiştiriyor. Yenilenen Aksanat binası da bunlardan biri...

Bu, şehirde yaşayan herkesin keyif alacağı bir şey. Birtakım eski mimari tarzları taşıyanların yenilenmesi ne kadar sağlıklı oluyor bilmiyorum. Şu an yapılanlar cephe yenilemesi değil, sadece boyama ama buna bile razıyız. Yaşanan yere saygıyı gösteriyor.

İstanbul'da nasıl bir tarzın hâkim olmasını isterdiniz?
Her dönemin ayrı tarzı var. Bu güzel bir mozaik. Eskileri iyi muhafaza edelim, bizden sonrakilere en iyi şekilde aktaralım. Ancak bundan sonra çağdaş yalın binaların, modern mimarinin gereklerinin yapılması gerek.

Aksanat'tan önce sanatsal bir projede bulundunuz mu?
'En Galeri'miz vardı. 1984-85 yıllarında sanat camiasınca da takdir
edilen çalışmalar yaptık. Burhan Doğançay, Erol Akyavaş gibi isimlerle sergiler yaptık. Ancak bina olarak Aksanat ilk. İşveren Akbank ne istediğini iyi biliyordu. Akbank Mimari İşler Grubu konuya çok yatkın ve antrenmanlıydı. Süha Durukan'ın da ciddi mesai ve yük almasıyla bu proje çıktı.

Akbank, Aksanat'ta neden değişim istedi? O kabuk neden atıldı?
Burada postmodern bir yaklaşım vardı. Bu o dönemin bir modasıydı. Bugün bunu kimse yapmazdı. Ama moda yapmak da bence yanlıştı. Sanatsal bir yapı yaparken yalın, içinde teşhir edileceklerle yarışmayan bir boşluk hazırlanmalı. Biz fonksiyonlara göre konseptleri uyguladık. Bunlar tamamen Akbank'ın seçimleriydi. Beyoğlu'na uyan bir dış cephe hayata geçirildi, sanata çağırması ve dikkat çekmesi için de gece ışıklandırması düşünüldü. Ve bence başarılı olduk.

Aksanat'ı herkese beğendirme gereği sizi zorladı mı?
Tabii ki. Halk, sanatsever, sanatçı, işveren, biz. Herkesin farklı beğenisi var. Sanat da böyle. Ancak amacımız sanatçıyı ön plana çıkarmak, sanatı barındıracak bir mekân hazırlamak olduğu için biz daha az eleştiri alacak konumdayız. Amaç sanatın önüne geçmek değil, sanat yapmıyoruz. Benim için mühim olan sanata hizmet değil, sanatçıya ve halka ve de Akbank'a hizmet etmek. Yaşam, insan, canlı çok önemli. Dekor ikinci planda. Mobilya, mimari bunlar âşık olunmaması gereken şeyler. Mekân, içindekiler önemli olduğunda önemli.

Türk mimarisi ne durumda? Özgün olmak için ne yapmalı?
Türkiye'de bugün, mimar olarak hepimizin ayıbı, dünyada bilinen Mimar Sinan'dan sonra yapılmış mimari eserimiz yok. Tüm bunlar aslında özeleştiri. Aldığımız eğitime de bağlı. Bugün mimarlar Türkiyede çok düşük proje ücretleriyle çalışıyor, işverenlerin isteklerine ödün vermek zorunda da kalıyorlar. Parasını ben vermiyor muyum deyip peçeteyi karalayıp mimara verenler var. Geçmişin taklidine de karşıyım. Eskiyi biraz yenile, yorumla ortaya enteresan bir şeyler çıksın, bana doğru gelmiyor. Ama yapanlar vardır, saygılıyım. Bugün Türk usulü birşeyler yapmak da şart değil. Dünyanın gerektirdiği çağdaş eserleri yapmalıyız. Bu konuda çalışanlar var ve olumlu adımlar atıyorlar.

Giyiminize ve işinize siyah ve beyaz yansıyor hep. Neden?
İnsanların kendini beyaz üstünde daha önemli hissettiklerini düşünüyorum. Çünkü ortaya çıkarıyor; yutmuyor. Süs yok, süs insanlar. Birlikte yaşamı paylaşmak istediklerini koyabilirler; cansız ya da başka canlılar. Mimarların görevi doğru boşları ve yaşama mekânlarını yaratmak.
Radikal

 

Kasım 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Platform

İşverenlerin Değişen ve Değişmeyen Yüzü' nü tartışıyoruz.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 19 Kasım'da Deneme Bilim Merkezi' nde davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: Emre Arolat
Konuşmacılar:
Can Elgiz, Haydar Karabey, Reşit Soley, Han Tümertekin


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz