reklam

16 Aralık 2002 Pazartesi
Ana Sayfa
>
Haberler

Krizde savaşı kazananlar

Herkesin durduğu son iki yılda Tepe Grubu, İstanbul Kadıköy'deki alışveriş merkezine 100 milyon dolar, Konya'dakine ise 70 milyon dolar yatırdı. Sincan'da 15 milyon dolara mobilya fabrikası kuran grup, Afganistan ve Irak'ta yeni işler peşinde.

Türkiye son iki yıldır Cumhuriyet tarihinin en ağır krizini yaşıyor. Devlet İstatistik Enstitüsü'nün verilerine göre 200 binden fazla işyerinin kapandığı kriz döneminde resmi rakamlarla 2.3 milyon kişi işsiz kaldı. Bu dönemde çalışma şansına sahip olan 21 milyon insanın büyük bir kısmıysa ya önceki yıllarla aynı maaşı aldı ya da düşük zamlarla işini devam ettirmek zorunda. Kriz, zengininden fakirine toplumun tüm kesimlerini etkiledi. Fakat Türkiye ile aynı kaderi paylaşan Arjantin'in aksine sosyal patlamalara rastanmadı. Dönemin ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in değimiyle sosyal patlamanın olmamasının en büyük nedeni aile yapımızın sağlam olmasından kaynaklandı. Bu sayede işsiz kalan bireyler ya ailelerinin yanına döndü ya da aileden alınan destekle yaşamlarını devam ettirdi.

Borçlar uzun vadeye yayıldı
Tüketimin azalmasıyla birlikte üretim de düştü. Bu nedenle kriz döneminde firmaların büyük bir kısmı masrafları kısıp çalışan sayısını azaltırken, borçlarını da uzun vadeye yayma yolunu seçti. Ancak bu esnada çalışan sayısını koruyan hatta yeni işçi alan, krizi fırsata dönüştürmeyi başaran kuruluşlar da oldu. Bu yazı dizisinde hem kuruluş hem de kriz öykülerine tanıklık edeceğiniz Tepe Grubu, Ayakkabı Dünyası, EMA İnşaat, Baymak, Tekstüre Çorap, Ziylan Grubu ve Damat-Tween, Türkiye'de krizden büyüyerek çıkmayı başaran kuruluşlardan sadece birkaçı. En büyük özellikleri bu dönemde yaptıkları yeni yatırımlarla çalışan sayısını artırmaları. Verdikleri anlık kararlarla şirketlerini başarıdan başarıya taşımaları.

Zaten onlara göre geleceğe oynayan kuruluşlar bu dönemde reklam ve tanıtım çalışmalarına ağırlık vermek ve yatırımlarını sürdürmek zorunda. İşte aydınlık günlere inananlar için başarı öyküleri...

Her şey Prof. Dr. İhsan Doğramacı'nın kurucusu olduğu Hacettepe Üniversitesi'ne ucuz mobilya almak istemesiyle başladı. Doğramacı Hoca piyasada aradığı mobilyaları uygun fiyata bulamayınca Tepe Mobilya'yı kurdu. Böylece bugün 8 bin 500 kişiye istihdam sağlayan ve yıllık cirosu 1 milyar dolara ulaşan Tepe Grubu'nun temelleri atılmış oldu. Mobilya alanındaki birikimini zamanla inşaat, enerji ve sanayi alanlarına da taşıyan grup, 1983 yılında bugün 10 bin öğrencinin eğitim gördüğü Bilkent Üniversitesi'ni faaliyete geçirdi.

Tepe Grubu şirketlerinin tüm kârlarını ve kaynaklarını Bilkent Üniversitesi'ne, dolayısıyla eğitime aktardığını belirten Tepe Grubu Şirketleri Yönetim Kurulu Murahhas Azası Ali Kantur, "Bu bizim özel durumumuz. Ancak bunun bize herhangi bir ayrıcalık getirmesinden hoşlanmıyoruz. Bilkent Üniversitesi'nin kurucularındanız. Tepe olarak eğitim hizmeti yapıyoruz ama bize ayrıcalık tanıyın demiyoruz. Biz iyiysek ve ucuzsak o işi almaya talibiz. Yoksa diğer türlü devamlı ağlayan acındıran bir durumda hiçbir zaman olmadık" diyor.

Komple çözüm sunuyor
Tepe Grubu, inşaat sektöründe genel müteahhitliğin yanı sıra, prefabrik inşaat, kanalizasyon ve boru hatları konusunda iddialı. Kantur anlatıyor:
"Kuruluş olarak girdiğimiz bir sektörde tüm alanları kapsamayı amaçlıyoruz.
Yine aynı şekilde mobilya sektöründe de ofis mobilyasından mutfağa, doğramadan ev dekorasyonuna kadar birçok hizmeti birlikte sunuyoruz. Tepe Home'larda sadece mobilya değil evde kullanılabilen her şeyi bulabiliyorsunuz. Bu da herkesin durduğu bir dönemde bizim satışlarımızın artmasına neden oluyor. Kısaca ortaya bir ürün koyarken, onu kendimizin de kullanacağı düşünerek tasarlıyoruz. Konut yapacaksak orada oturacağımızı düşünürüz. Eğer bir ürün satacaksak, onu almaya gelen insanı dikkate alırız. İnsana ve kendimize saygımız var. Müşterimizin zamanının kısıtlı olduğunu düşünerek birçok ürünü bir arada sunuyoruz."

İnşaatmalzemesi alanında alçı, alçıpan ve betopan denilen ürünlerin üreticisi Tepe Grubu. Bu ürünleri ilk defa Türkiye'ye onlar getirmiş, dolayısıyla isimlerini onlar vermiş. Betopanın şu anda tek üreticisi konumundalar. Murahhas Aza Kantur, kriz döneminde iyi yatırımlar yaptıklarını söylüyor:

Mobilya satışları tam gaz
"Arhavi'de 5-6 miyon dolara Betopan fabrikası satın aldık. Arhavi ve Ankara'daki betopan fabrikalarının yıllık üretim kapsitesi 50 bin metreküp. 15 milyon dolarlık yatırımla Sincan'da da bir mobilya fabrikası kurduk. Mobilya alanında krizden etkilenmediğimiz gibi satışlardan da o kadar memnunuz ki 5-6 milyon dolara yeni bir hat eklemeye hazırlanıyoruz.
İstanbul Kadıköy'de 100 milyon dolara alışveriş merkezi açtık. Yine bu yıl içerisinde Konya'da 70 milyon dolara M1 Tepe Alışveriş Merkezi'ni faaliyete geçirdik.
Bilişim sektöründeki yatırımlarımız hiç durmadı. Kendi yazılımımızı üretmeye başladık. Moskova ve Afganistan'da ofis açtık. Şimdi Afganistan'da
helikopter pisti yapıyoruz. Bu işten dolayı beton santralı kuruyoruz. Afganistan'da şu ana kadar 15 milyon dolarlık iş aldık. Orada bir de otel projemiz var. Onun yatırım tutarı da 40 milyon dolar civarında."

Enerji santralı var
Tepe Grubu enerji sektörüne ayrı bir önem veriyor. Enerji sektöründe hem üretici hem de dağıtıcı olan grup, bugüne kadar dört santral kurdu. Santralların iki tanesi İdil ve Batman' da, diğer iki tanesi ise Bilkent'te. Beşinci elektrik santralı da yolda. Yine Bilkent'te kurulacak santral için Kantur şunları anlatıyor:
"60 megavatlık yeni enerji santralı 40 milyon dolara mal olacak. Santrala üç-beş ay içerisinde başlayacağız. Yapımının 18 ay süreceğini tahmin ediyorum. Bu arada Bakü-Ceyhan Boru Hattı Projesi'nin üçte birini de biz gerçekleştiriyoruz. Boru hatlarının tamamının üzerindeki istasyonları da inşa edeceğiz. Yapacağımız işlerin parasal değeri 190 milyon dolar."

İstanbul Levent'te İş Bankası Kuleleri'ni inşa eden Tepe Grubu, yeni bir plaza inşaatına daha hazırlanıyor. Eczacıbaşı Holding ile İş Bankası Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı'nın çokkatlı bir bina projesi var.
İstanbul'da Büyükdere Caddesi üzerinde inşa edilecek olan binanın içerisinde ofis, residence ve alışveriş merkezleri olacak. Projenin kaba inşaatının 40 trilyon liraya mal olacağı tahmin ediliyor.

Tepe Grubu, şimdilerde Birleşmiş Milletler'in Irak'taki iki hastane projesini imzalamasını bekliyor. Hastane projelerinin yatırım değeri yaklaşık olarak 50 milyon dolar. Kantur, 2003 yılında özellikle yurtdışında çok iş yapacaklarına inanıyor. Spor ve eğlenceyi bir arada sunan Sports International'daki toplam yatırımları da 50-60 milyon doları buluyor. Bu arada Tepe Cinemaxx'la sinema salonları inşa ediyorlar, salonların artacağı müjdesini de veriyorlar.

Bilkent'te 300 bin metrekarelik alanda Teknopark kurmak için kolları sıvamışlar bile... İşte Kantur'un sözleri: "Sadece bina yatırımı 150 milyon dolar. Gelecek firmaların yatırımını ölçmek mümkün değil. Burada 150-200 firmanın faaliyetgöstereceğini düşünüyoruz. Bunlar bilgi üretecek. 10 bin kişiye istihdam sağlanacak. Bu 10 bin kişinin Ankara'nınhayatını değiştireceğini düşünüyorum. Zaten Bilkent olmasın, bugün Ankara yaşayamaz. Ben bu konuda çok iddialıyım. Teknopark'ta milyarlarca dolarlık yazılım üretebilecek ve bu yazılımlar dünyanın her noktasına gidecek. Dünya Bankası'ndan kredi, hatta karşılıksız yardımlar alarak, gençlere imkânlar sağlayacağız. ODTÜ, Hacettepe ve Bilkent'te okuyan öğrencilerle işbirliği yapacağız."

Kantur, kriz döneminde grup olara kendilerini sorguladıklarını söylüyor:
"Yatırımlara devam ediyoruz ama bir taraftan da kendimizi sorguluyoruz. Bunun sonucunda da daha fazla çalışmamız gerektiği sonucunu çıkardık. Almanya'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra hızlı büyümesi insanların haftada 70 saat çalışmasıyla olmuştu. Aynı özveriyi biz de göstermek istiyoruz. 8 bin 500 kişi istihdam ediyoruz. Grubun cirosu 500 binle 1 milyar dolar arasında."

Bozkırda Bilkent'i yeşerttiler
Ankara'nın bozkırlarında 15 yılda Bilkent adıyla yeni bir şehir yaratan Tepe Grubu'nun gurur kaynağı şüphesiz ki Bilkent Üniversitesi. Bilkent'te alışveriş merkezleri, enerji santralları, konser ve spor salonlarıyla Avrupai bir yaşam sunuluyor. Burada öğrencilerle birlikte 20 bin kişi yaşıyor, ancak gündüz nüfus 40 bine kadar yükseliyor. Sadece üniversitenin yatırım tutarı 300 milyon dolar. Kantur iddialı: "Öğrencilere eğitimin yanında kültür de veriyoruz. 10 bin öğrencimiz var.

Tepe Grubu kuruluşları Bilkent Üniversitesi'nin eğitimini desteklemek amacıyla var. Dolayısıyla kâr elde etmek zorundayız. Kârımızı da doğrudan doğruya eğitime yatırmak durumundayız. Buradaki öğrencilerin yüzde 20'si burslu okuyor, bir de üzerine ücret alıyor. Sadece kitaba yılda 3 milyon
dolar harcıyoruz. Türkiye'deki bütün üniversiteleri toplasanız bu kadar para harcamıyordur. Yazılan makale ve bilimsel çalışmalara baktığınızda Bilkent, Türkiye'nin bir numaralı üniversitesi."

Ali Kantur'a göre iki yıldır yaşanan ağır krizden herkes kendi payına düşen dersleri çıkardı. Krizle birlikte sivil örgütlerin ön plana çıktığını ve toplumsal sorumlulukların bir kez daha hatırlandığını söyleyen Kantur, "Bunun sonucunda Türkiye'nin en önemli meselelerinden biri olan AB konusunda sadece hükümet değil, TÜSİAD, TOBB ve Türk Müteahhitler Birliği gibi sivil toplum kuruluşları da çok aktif görevler aldı. Toplumsal konularda dayanışma arttı.

Eğitim ve mesleki açıdan bir yerlere gelmiş kesimin karşılık beklemeden ülke menfaatleri yararına zamanının bir kısmını harcaması gerektiği açık. Sanırım bu da oluyor" diye konuştu.
Radikal

 

Aralık 2002 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01
02 03 04 05 06 07 08
09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31
diğer aylar için tıklayın

Platform

'Mimarlık Eğitiminin Değişen ve Değişmeyen Yüzü' nü tartışıyoruz.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 17 Aralık'da Deneme Bilim Merkezi' nde davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: Necati İnceoğlu
Konuşmacılar:
Aydan Balamir, Bilge Işık, Aykut Köksal, Hakkı Önel, Zülküf Güneli


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz