Formula yarışları bahane
Ülkemiz için en etkili ''tanıtım'' olanağı, İstanbul için de en büyük
''prestij'' kaynağı olarak dört elle sarıldığımız Formula-1 'e 2005 yılı
evsahipliğimiz ''imar rantı hesaplarıyla'' kirletiliyor.
Bu dev organizasyon için, İstanbul Ticaret Odası 'nın (İTO) Ömerli su
havzasındaki ''imar ve kullanım yasağı'' bulunan 2 milyon metrekarelik
arazisi önerilirken, İTO'nun bunun karşılığında ve aynı yerde ''kalıcı
konaklama tesisleri ile rant getirici yapılaşmalar'' beklentisinde olduğu
anlaşılıyor.
Böylece, tamamı ''kesin koruma kuşağında'' yer alan, ormanlarla iç içe
ve Ömerli'yi besleyen derelerden ''Köyderesi'' ne bitişik konumdaki, ayrıca
1/25 bin ölçekli planda da ''ormana katılacak ağaçlandırma alanı'' şeklinde
tanımlanan 1092 ve 1093 parsel numaralı İTO arazisinin, ''Formula
bahanesiyle'' imara açılmasına hazırlık yapılıyor.
Eğer bütün bu rant planları gerçekleşirse, suya, doğaya, ormana ve
imar kurallarına aldırmayan bir Formula ile çevreye duyarlı dünya karşısında
''kötü tanınacağımız'' gibi, o beklenen prestij de artmak yerine daha da
''sarsılacak'' . Çünkü, yaşam kaynaklarını Formula'ya kurban eden bir İstanbul'un
evrensel saygınlığı da yıpratılmış olacak.
Pendik ilçesine bağlı Akfırat belde belediyesi sınırlarına girdiği için
Büyükşehir Belediyesi dışında kalan İTO parselleri, yine de ''İSKİ Bölgesi''
nde...
Yer seçiminde pazarlıklar
Ne var ki bu olanağa rağmen Büyükşehir ve İSKİhâlâ suskun...
Oysa, 2005'teki Formula ev sahipliğimize Antalya ve İzmir de adayken, özellikle
''altyapı ve konaklama olanakları'' nedeniyle İstanbul seçilmişti.
Şimdi, yasal planlarda Ballıca ile Tepeören yerleşmeleri arasındaki ''ağaçlandırılarak
ormana katılması'' öngörülen arazilerde niyetlenilmesinin de işte o ''kent
seçimi döneminde'' gündeme geldiği söyleniyor.
Çünkü, gerektiğinde ''yargıya başvurulmak üzere'' bu konudaki araştırmaları
yapan MimarlarOdası komisyonunca edinilen bilgilere göre, İTO bu araziyi
''geçen yıl'' edinmiş. Anımsanacağı gibi Formula-2005 için İstanbul'un
seçilmesi yönünde de aynı süreçte etkin kulis çalışmaları yapmıştı.
Bakalım, 3 Kasım seçimleriyle göreve gelen yeni hükümetin Orman, Çevre,
Bayındırlık, İçişleri ve Turizm Bakanları , böylesi bir onur kırıcı
''tahribat planı'' karşılığında ne yapacaklar?
AKP'nin siyasal programındaki ''kente karşı suçları önleme'' sözünün
gereği de yine bu yeni bakanların duyarlılıklarına kalmış durumda...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|