reklam

06 Ocak 2003 Pazartesi
Ana Sayfa
>
Haberler

Ortaköy yangını

Sıcak bir yaz günü, İstanbul'da tarihi bir okul binası yandı. Alevler eski adı Naime Sultan yalısı olan 110 yıllık binayı üç saat içinde küle çevirdi. Yangından sonra binaya giren uzmanların görevi, yıkıntılar arasında ipucu aramaktı.

13Temmuz 2002... Yangın ihbarı İstanbul İtfaiyesi'nin komuta merkezine ulaştığında vakit öğleden sonraya ulaşmıştı. Yapılan ihbara göre, Ortaköy'deki Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu, alevler içindeydi. Kırmızı alarma geçen itfaiye ekipleri, olay yerine doğru hızla yola çıktı.

Ekip, Ortaköy'e ulaştığında alevler binayı sarmıştı. Zaman yitirmeden yangına müdahale edilmesi gerekiyordu. Ancak ekibin işi hiç de kolay olmayacaktı. Sonrasını İstanbul İtfaiye Daire Başkanı Sabri Yalın anlatıyor: "Binanın denize çok yakın olması karadan müdahaleyi zorlaştırıyordu. Yanma ısısı çok gelişmişti. Yangının yanına yaklaşmak çok zordu."
İtfaiye ekibi, bir yangına müdahale etmeden önce ilk iş olarak yangının başladığı noktayı yani onların tabiriyle gözünü tespit ediyor. Bunu yapabilmek için de ekip, yangına giderken yol boyunca yanan binanın özellikleri hakkında bilgi almaya devam ediyor.

Yangın merkezinin tespit edilmesi, söndürme işleminin hızlı ve doğru yapılabilmesi için hayati önem taşıyor. Çünkü müdahale tam merkeze yapılmazsa, yangını tam olarak söndürmek mümkün olmuyor. Ancak yangın merkezini tespit etmek her zaman kolay olmadığı için ayrı bir uzmanlık gerektiriyor...

Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu'nda da böyle yapıldı. Ekip, dıştan yaptığı gözlem sonunda yangın merkezini tespit etti... Boğaziçi Bölge İtfaiye Müdürü Ali Karahan'a göre çıkış noktası okulun orta kısmı ve sahil tarafıydı.
Ekip birkaç saat sonra yangını söndürmeyi başardı. Ancak, yangının neden çıktığına dair ipuçlarına ulaşmak o kadar basit olmayacaktı. Nedenini Yalın açıklıyor:

"Kalorifer dairesinden çıkmış olabileceğini hesap ederek oraya baktık. Orada herhangi bir bulguya rastlayamadık. Aynı anda birçok yerde çıkmış olabileceğini düşünerek oralarda inceleme yaptık..."
Ancak bu noktalarda da yangının çıkma nedenine ilişkin bir bulguya rastlanmadı. Tarihi okul binasının doğal nedenlerle ya da elektrik kontağından yandığını gösterir bir ipucu yoktu.

Birkaç saat süren araştırma sonunda da itfaiye ekibi, somut bir delil elde edemeyince olayın daha detaylı bir şekilde araştırılmasına karar verdi. Yangının çıkış nedeni hakkında Sabri Yalın ve ekibinin kuşkuları vardı: "Ortaköy'deki okulun sabotaj olma ihtimaline karşı çok detaylı araştırma yaptık. Hatta binanın yıkılması dolayısıyla bazı yerlerde araştırmalarımızı yarıda bıraktık."

1883: Yangından 109 yıl önce
Naime Sultan Yalısı olarak anılan okul binası, Osmanlı padişahı İkinci Abdülhamid, tarafından Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa'ya hediye edildi... Üstelik Abdülhamid, bununla da yetinmeyerek yalıyla birlikte Paşa'nın oğullarına kızları Naime ve ve Zekiye Sultan'ı da vermişti. Padişahın kızı Naime Sultan, eşi Kemaleddin Paşa'yla birlikte buraya yerleşince, yalı Naime Sultan adıyla anılmaya başlandı.

Sakinlerinin fırtınalı ilişkileri yüzünden halk arasında "mutsuz aşklar yalısı" olarak da anılan yalı, 1909'da İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından okul olarak kullanılmaya başlandı... Cumhuriyet döneminde de bina okul olarak Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu adıyla hizmet verdi.
İtfaiyenin yangın nedenini belirleme çalışmaları sonuçsuz kalmıştı. Ortada yangının nedenini açıklayan bir ipucu yoktu. Bu durum itfaiye uzmanlarına göre kuşkuluydu. İtfaiyenin yangın raporu olaydan altı gün sonra savcılığa ulaştı. Uzmanlar, okul binasının adli makamlarca oluşturulacak bir heyet tarafından incelenmesini istiyordu.

Artık yangının soruşturmasını İstanbul Cumhuriyet savcısı İsmail Onaran yürütecekti. Onaran'ın görevlendirdikleri arasında itfaiyenin yangın uzmanları ve İstanbul Olay Yeri İnceleme ekibi vardı. Ancak büyük hasar gören binaya girilmesi mümkün değildi. Bu nedenle olay yeri inceleme uzmanları yangın merkezini kesin olarak tespit etmekte kullandıkları hidrokarbon dedektörünü kullanamadı.

Bir yangında ısının en yüksek olduğu yer, yangının başladığı nokta oluyor. Isıya duyarlı bu dedektör sayesinde yangın merkezi kolayca tespit edilebiliyor. Ancak bu olayda olay yeri inceleme ekibinin işi gerçekten de zordu. İtfaiye yangını söndürürken 3 bin ton su kullanmıştı ve ekibin ipuçlarını bu su ve çamur deryası içinde yakalaması gerekiyordu.
Yangın uzmanlarının önünde her yangından sonra cevaplanması gereken onlarca soru oluyor. Yangının nasıl, nereden çıktığı, kim tarafından hangi amaçla çıkarıldığı gibi...

Yangın uzmanlarının bu tip olaylarda en büyük yardımcıları ise, bilimsel teknik ve yöntemler. Bir yangında sabotaj ihtimali varsa çalışmalar daha titizlikle yürütülüyor. Dışarıdan bakıldığında alev yumağından başka bir şey görünmeyen yangınlarda uzmanların elindeki tek silah teknoloji.

Adli Tıp Kurumu uzmanı Ayşegül Caymaz'a göre her yangına uzmanların en az iki saat içinde ulaşması gerekiyor: "Kundaklama şüphesi var diyorsak dünyada kabul edilen en geç iki saat içinde olay yerine gidilmesi gerekir. Neden dersek kundaklama olaylarında daha çok benzin gazyağı gibi petrol kökenli maddeler hızlandırıcı olarak kundaklayanlar tarafından tercih ediliyor. Yanma dolayısıyla bu maddeler bazen tamamen tükeniyor ama örneğin tahta döşeme ve perde gibi materyallerde erimiş olarak kalabiliyor."

Yangın yerinin dört kısımda incelendiğini söyleyen Caymaz da yangının çıkış yerinin olayı çözmekteki önemine inananlardan. Caymaz'a göre yangın bölgesinde delil toplamak ayrı bir uzmanlık gerektiriyor.
"Katı örnekler alabiliyoruz şüphelendiğimiz bölgelerden. Ahşap, halı parçası gibi. Cam kavanozlara ya da temiz tenekelere ağızları sımsıkı kapalı bir şekilde alınacak, kapatılacak ve en kısa sürede laboratuvara incelemek üzere gönderilecek."
Yangın uzmanları için en büyük tehlike sabotajda kullanılan benzin, tiner, gazyağı gibi maddelerin geride iz bırakmayarak yok olması. Yani tamamen yanarak yok olması. Ancak uzmanların buna karşı geliştirdikleri yöntemler de var:

"Yangın modelinden yola çıkıyoruz. Nerede başladı nasıl ve nerelere yayıldı. Yanan maddeler neydi. Yanma ne kadar süre devam etti. Bir yangın 15 dakikada söndürülebiliyor. İddia büyük oluyor. Mesela şu kadar trilyonluk malım vardı deniyor. Süreye bakıyorsunuz yanan materyallere ve kimyasal özelliklerine bir de enkaza ize çok şey söylüyor. Yangının başlamasıyla birlikte radyasyon kondüksiyon ve konveksiyon yoluyla ısının yayılımını adım adım izlemeniz de mümkün bu da bize yol gösteriyor."
Uzmanlar, Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu'nun incelemesini bitirdiğinde hepsinin ortak görüşü aynıydı. Onlara göre yangının sabotaj olma ihtimali çok yüksekti.

Bunu destekleyen en önemli ipucu olay yeri inceleme uzmanlarınca yangın bölgesinde bulunan beyaz bidon ve içinde az miktarda sıvı bulunan cam şişeydi. Ayrıca yine okulun yakın civarında iki adet sigara izmariti bulunmuştu. Bunlar poşetlenerek incelenmek üzere kriminal laboratuvarına gönderildi.

2 Temmuz 2002
Yangından 11 gün önce... İstanbul Mali Şube ekipleri aldıkları bir ihbarı değerlendirmek üzere Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu'na bir baskın düzenledi. Okulun bahçesi Milli Eğitim Vakfı'na bağlı olarak okul saatleri dışında otopark olarak kullanılıyordu. Ancak ihbara göre, izin belgesi vakıf adına olmasına rağmen milyarlarca liralık gelir okulun yakınında faaliyet gösteren bir gece kulübünün görevlilerince tahsil ediliyordu.

Mali Şube ekibi, baskından sonra okul yönetiminden birkaç kişiyi ve otopark görevlilerini gözaltına alındı. Ancak bu kişiler ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Bütün bu gelişmelerin yangından kısa bir süre önce olması emniyet birimlerinin kuşkularını pekiştiriyordu. Çünkü yangın gözaltındakilerin serbest kalmasından birkaç gün sonra çıkmıştı.

Ayrıca, yangını ihbar eden kişi, okul bekçisinin eşi Makbule Koç'tu. Koç'un cumhuriyet savcısına verdiği ifadeye göre yangın 15.00 sularında çıkmıştı. Yangını fark edince bahçeye fırlamış, hortumu uzatmayınca keserek içeri alıp alevlerin üzerine su sıkmış ama yangını söndürmeyi başaramamıştı. Okulun hizmetlisi Selim Koç ise, yangının başladığı sırada dışarıda olduğunu söylüyordu.
Bu arada medyanın okul yangınına ilgisi de büyüktü. Tarihi okulun yanmasındaki mafya bağlantısı olduğu iddiaları, okul arazisinin otopark yapılmak istendiği söylentileri her gün manşetlere taşınıyordu.

Cumhuriyet savcılığı ise, işin içinden çıkmak için bir yangın uzmanına, Mühendis Mümtaz Çoruh'a başvurmayı uygun gördü. Bilirkişi de otopark görevlilerinin olayda parmağı olabileceğini düşünüyordu. "Okulun bahçesinin otopark olarak kullanıldığı ve otoparkın okul aile birliği gibi kurumlara gelir temin ettiği hususları orada görüşüldü ve otomobilleri park eden kişilerle görüşüldü..."
Bütün bunlara rağmen Çoruh, incelemesini tamamladığında yangının çıkış nedenine ilişkin ilk farklı görüşü de ortaya koydu. Ona göre yangının sorumlusu elektrikti.

Bu rapordan sonra ilk açıklama o günlerde Milli Eğitim Bakanı'ndan geldi. Bakan Necati Tekin'e göre yangının nedeni elektrikti. Ama yine de bu kuşkulu yangını bir de Bakanlık müfettişleri inceleyecekti.

Bugün
Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu: Mutsuz aşklar yalısı uzunca bir dönem çocuk sesleriyle şenlense de şimdi boğazın en güzel yerinde kararmış rengiyle akıbetini bekliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı: Bilirkişi raporuna rağmen yangının çıkış nedenini araştırmaya devam ediyor. Bakanlığın müfettişleri soruşturmayı yeniden açmak için kolları sıvadı.
Veliler: Okulun yerine otopark yapılmaması için uzun süre eylem yaptı ancak artık sesleri çıkmıyor.
Öğrenciler: Milli Eğitim Bakanlığı, okulun aslına uygun olarak tamir edileceğini açıkladı.
Radikal - Sevinç Yavuz

 

Ocak 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05
06 07 08 09 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Platform

"Mimarlık Yayıncılığı" tartışılıyor.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 09 Ocak'ta İTÜ Mimarlık Fakültesi 109 No'lu Salon' da davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: Uğur Tanyeli
Konuşmacılar: Kadri Atabaş,
Cânâ Bilsel, Aykut Köksal, Haluk Pamir, Bülent Tanju

Lamp 83' ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz