Sıra Rüstem Paşa’da mı?
Dünyaca
ünlü İznik çinileriyle kaplı Rüstem Paşa Camii’nde hırsızlık olaylarından
ders alınmadı. Sabaha kadar korumasız bırakılan caminin alarm sistemi de
yok
Son günlerde camilerde yaşanan çini hırsızlıklarından sonra gözler
16. yüzyıl İznik çinileriyle meşhur olan Rüstem Paşa Camii’ne çevrildi.
Paha biçilmez İznik çinileriyle kaplı cami, geceleri Allah’a emanet. Etrafı
işyeri hanlarıyla dolu caminin alarm sistemi ve gece bekçisi bulunmazken cami
sadece tek asma kilitle korunuyor.
Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Sadrazam Rüstem Paşa tarafından
1561’de yaptırılan caminin iç duvarları, mihrabı, fil ayaklarıyla dış
avludaki ön cephesi tamamen İznik çinileriyle kaplı. 16. yüzyıl İznik çinilerinin
kullanıldığı cami, batılı sanat kitaplarında da bir "şaheser"
olarak nitelendiriliyor. Lale, nar çiçekleri, sümbül ve bahar çiçekleriyle
süslü çiniler, İznik çini sanatının en nadide parçaları olarak gösteriliyor.
Geçmiş dönemlerde birçok kez çinileri çalınan camide hâlâ bir önlem
alınmadı. Hırsızlıktan en çok etkilenen bölüm olan avludaki "son
cemaat yeri" tamamen dış etkilere açık. Yatsı namazından sonra kapısına
asma kilit takılan cami, sabah ezanına kadar korumasız bırakılıyor.
Diyanet sıcak yaklaşmıyor
Cami görevlileri, cemaatin caminin korunması için alarm gibi güvenlik önlemi
yaptırmak istediğini ancak vakıfların ve Koruma Kurulu’nun buna izin
vermediğini söyledi. Vakıflar İstanbul Bölge Müdürlüğü yetkilileri,
koruma giderlerinin Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ödenmesinin
planlandığını bildirdi. Ancak Diyanet İşleri, camilerde mal sahibinin Vakıflar
olduğunu gerekçe göstererek bu projeye sıcak yaklaşmıyor.
Çinilere koruma şart oldu
Rüstem Paşa Camii’nde çini sanatının paha biçilmez örnekleri
sergileniyor. Ancak avludaki ‘son cemaat yeri ‘ hırsızlara davetiye çıkarıyor.
Bir ay içinde 2 soygun
Çini hırsızlığı Eminönü’ndeki Yeni Camii Hünkâr Mahfili’nin bir ay
içinde iki kez soyulmasıyla gündeme gelmişti. Hırsız ya da hırsızlar ilk
olarak padişahların namaz kıldığı Hünkâr Mahfili’nin kapısındaki
kilidi kırarak içeriye girmiş, duvardaki harçlar kazınarak 300 yıllık İznik
çinileri sökülmüştü. Ancak ilk seferde çinilerin hepsi çalınamamıştı.
İkinci hırsızlık olayında ise duvardaki çinilerin tamamı götürüldü.
Milliyet
|