Ayasofya'yı yeniden yapmak isterim
Dekonstrüktivist
mimarinin önemli temsilcilerinden biri Wolf Prix. Geleneksel yapıyı sarsan,
cesur asimetrilerle fütürist binalar yapan ünlü mimar, Yıldız Teknik Üniversitesi'nin
60. kuruluş yıldönümü nedeniyle bir konferans vermek için geçtiğimiz
hafta İstanbul'a geldi.
Philips Armatür Grubu sponsorluğunda düzenlenen konferansı bini aşkın
konuk izlendi. Viyana'da kurduğu ve günümüz mimarisinde çok önemli bir
yere sahip Coop Himmelb(l)au Grubu'nun kurucu ortağı ve Viyana Uygulamalı
Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü Profesörü Wolf Prix ile özel bir görüşme
yaptık. ‘‘Ayasofya bugün insanları çok heyecanlandırıyor. Ama 200 yıl
sonra da insanları böyle heyecanlandıracak bir bina yapmak gerekiyor. Eskiye
takılıp kalmadan yeni bir dünya harikası yaratılabilir’’ diyor Prix.
Tarzınızı anlatabilir misiniz?
-Avangard olarak nitelendirilebilecek bir tarzımız var. Mimarlığın birçok
alanında sınırları genişletmek için çalışıyoruz. Bina mimarileri benim
için üç formal noktadan oluşuyor. Yukarı kaldırılmış, öne uzatılmış
ve yana doğru çevrilmiş.
Dünya üzerindeki tüm binaları sizin yapacağınız söylense çeşitliliği
nasıl sağlarsınız?
-Bir şehrin canlılığını farklı kültürlerin birleşimiyle sağlarsınız.
Bu yüzden dünyanın tüm mimarlarını davet ederim. Ama benim başka bir
hayalim var. Ben de her mimar gibi bir gün Babil Kulesi’ni tamamlamak
istiyorum. Hatta şirketimizin ismi olan Coop Himmelb(l)au'yu Viyana Sanat Müzesi'nde
bulunan Babil Kulesi resminden etkilenerek koyduk. Himmelblau gökyüzü mavisi
anlamına geliyor.
Sizce tarihi bir şehirde yeni binalar yapılırken nelere dikkat edilmeli?
-Yeni binaları geçmişe saygı duyarak yaratmak lazım. Ama hiçbir şekilde
eskinin baskısı altında kalarak, ona boyun eğerek değil... Eski ile yeniyi
uyum içinde tasarlamak gerekiyor.
İstanbul'da bir bina yapmak ister misiniz?
-Ayasofya'yı yeniden yapmak isterim. İnsanı heyecanlandırıyor. Ama 200 yıl
sonra da insanları böylesine heyecanlandıracak bir bina yapmak gerekiyor.
Yeni Ayasofya yeni nesli yakalayabilir.
Türkiye'de en çok nelerden etkilendiniz?
-Eski Türk evlerinin açık plan mimarisini çok beğendim. Ortak kullanıma
açık orta alanlar (avlular) beni çok etkiledi.
Konferans sırasında 'Bilmediğim yere bina yapmam, bina sosyal yaşamın
bir parçasıdır' dediniz. Bir yeri bilmeniz için orada ne kadar zaman geçirmeniz
gerekiyor?
-Bu her zaman değişebiliyor. Bazen bir saat bazen bir ay. Eğer şehir güzelse
uzun kalırım.
Dekonstrüktivist mimari tarzınız tepki topluyor mu?
-Herkes karşı çıkıyor ama sonunda mutlaka seviyorlar. 35 yıl önce yaptığım
ilk proje için ruhsat almakta çok zorlanmıştım. Alışılmışı yapmak çok
kolay. Ama eski her zaman iyi olmak zorunda değildir.
Dışarıdan bakınca yaptığınız tüm binalar yamuk yumuk ve farklı.
Peki bu binaların içi nasıl?
-İçi hiç farklı değil. İçeride doğalı yakalamaya çalışıyorum. Güneş
ışığına ve yeşile çok önem veriyorum. Binaların büyük bir bölümünde
pasif iklimlendirme sistemi kuruyorum. Yani minimum para harcayarak ısıtma ve
soğutmayı yapıyorum.
İnsanlar için elbise tasarlamakla, bina tasarlamak birbirine yakın iki
kavram mı?
-Kesinlikle yakınlar. Bina yaparak bir yandan insanları giydiriyorsunuz
zaten... Binalar insanların dördüncü derisidir. Ama mimarlık bir moda değildir.
Türkiye'de akademik kariyer yapmak ve özel sektörde çalışmak bir arada
olmuyor. İkisinden birini seçmek zorundasınız. Viyana'da kimse sizi bir
tercih yapmaya zorlamıyor mu?
-Viyana'da akademik kariyeriniz varsa bu mimarlığınızı yapmanız için
bir destektir.
Geleneksel Yapıyı Bozan Şaşırtıcı Mimar
1942'de Viyana'da doğan Wolf Prix, mimarlık öğrenimini Viyana Teknik Üniversitesi,
Londra Architectural Association ve Güney Kalifornia Mimarlık Enstitüsü’nde
tamamladı. 1993'ten beri Viyana Uygulamalı Sanatlar Akademisi'nde Mimarlık
Profesörü ve 1999'dan beri aynı akademide Mimarlık, Endüstri Ürünleri
Tasarımı, Moda ve Sahne Tasarımı Fakültesi Dekanı. 1968'de Helmut
Swiczinsky ile birlikte Coop-Himmelblau adlı mimarlık şirketini kurdu. İki
mimarın tarzı, özgürlüğü çağrıştıran asimetrik yapılardan oluşuyor.
Coop-Himmelblau kuruluş aşamalarındaki itici gücü ve prensiplerini 35 yıldır
koruyarak mimarlığın sınırlarını zorlamaya devam ediyor. Grubun, Los
Angeles ve Guadalajara'da (Meksika) iki şubesi var.
Wolf Prix'in yaptığı binalar arasında fabrikalar, apartmanlar,
lokantalar, müzeler var. Bazıları şöyle: Reiss Bar (Viyana), Studio Baumann
(Viyana), Funder Fabrikası (Avusturya), Münih Güzel Sanatlar Akademisi, fütüristik
bir bina olan UFA Sinema Binası (Dresden), 1995 Venedik Bienali Medya Pavyonu,
Otis Sanat ve Tasarım Okulu (Los Angeles), Akron Sanat Müzesi (Ohio), Musèe
des Confluences (Lyon), BMW Welt (Münih). Ayrıca Dresden'de II. Dünya Savaşı'nda
yıkılan Meryem Ana Kilisesi'ni (Frauenkirche) yeniden yaptı.
Hürriyet
|