reklam

31 Mart 2003 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Abide-i Rezalet

Aradan yüzyıl bile geçmeden anıtın çevresindeki kolonlar yıkılıp kırılmış, anıtın oymaları parçalanmış, şehitlerin vitray kubbesi yağmalanmış, Hareket Ordusu'nun kumandanı Mahmut Şevket Paşa'nın türbesi bile bakımsızlıktan nasibini almış... 

Rumi takvimle 1325 yılının 31 Martı'na denk geldiği için tarihe ''31 Mart Vakası'' olarak geçen; 13 Nisan 1909'da İstanbul'da başlayan ve ''Dersaadet'' i kan gölüne çeviren gerici ayaklanma, Selanik'ten gelen Hareket Ordusu tarafından bastırılmış... Yobazların öldürdüğü subayların bir kısmının cenazesi 26 Nisan'da büyük bir törenle kaldırılıyor... Harbiye'den Şişli'ye giden yol mahşeri kalabalık... Bayraklara sarılmış tabutlar, eller üzerinde dalgalanarak taşınıyor... Sadri Sema 'nın ''Eski İstanbul Hatıraları'' nda anlattığına göre ''şehitler o vakit ismi bilinmeyen bir tepede'' toprağa veriliyor...

Ertesi gün II. Abdülhamit Osmanlı tahtından indiriliyor, yerine kardeşi Reşat Efendi , ''V. Mehmet'' adıyla oturtuluyor...

'Namus u ümmidin'

O tepeye daha sonra; Hürriyet-i Ebediye Tepesi deniyor... Sonsuz Hürriyet!

Ve Tevfik Fikret şöyle diyor ki:

''Eğil hürmetle zair piş-i ta'zizinde heybetler,/ Celadetler kuşanmış yükselen tak-ı hamiyyettir./ Eğil zair, bu bir mehrab-ı hürriyyet, bu âli bir/ Mukaddes kıble-i ikbal-i istiklal-i millettir./ Bugün hürriyyetin, milliyyetin, namus u ümmidin,/ Masun kaydıysa bil zair reha-kârın bu heyettir.''

Ne diyor Tevfik Fikret?

31 Mart Vakası'nda ölenlerin anısına bir anıt yapılmasına karar veriliyor... Yarışma açılıyor... Mimar Muzaffer Bey 'in projesi birinciliği kazanıyor ve hemen o yıl Hürriyet-i Ebediye Tepesi'nde ''Abide-i Hürriyet'' in yapımına başlanıyor; anıt 23 Temmuz 1911'de törenle açılıyor...

Aradan yüzyıl bile geçmiş değil ve 31 Mart'larda düzenlenmiş olmak için düzenlenen törenler dışında galiba kimsenin uğramadığı Abide-i Hürriyet, ucundan kıyısından yıkılıyor...

Yıkılmak... Doğanın taşları aşındırmasıyla değil... Koca anıt, insan denen mahlukatın eliyle kırılarak, devrilerek, sökülerek, parçalanarak yıkılıyor... Hürriyet yıkılıyor!

Kirletilen Hürriyet

Bir top namlusu gibi gökyüzüne uzanan anıtın tabanındaki mermer kolonlar sökülüp atılmış, kırılıp parçalanmış... Anıtın alt kısmındaki mermer oymalar kırılmış... Daha dün yağmalanmış gibi... Mermer kırıkları yerlerde duruyor... Anıtın orasına burasına adlar, ilan-ı aşklar., şiirler yazılmış; kimse kusura bakmasın ama eşşek oğlu eşekler ya da eşşek kızı eşekler tarafından Abide-i Hürriyet kirletilmiş...

Ne diyor Tevfik Fikret?

Hürriyet-i Ebediye Tepesi'nin bir ucundan belediye girmiş; fidanlık satış yeri açmış, çöp kamyonlarına, tıbbi atık kamyonlarına park alanı yapmış, hurda makinelerini yığmış. Öteki ucundan radyo ve televizyonlar girmiş; devasa bir anten direği dikilmiş... Asıl, devlet girmiş; çevre yolu ve cadde düzenlemesi ile Hürriyet-i Ebediye Tepesi, yitip gitmiş...

New York'taki Hürriyet Anıtı'nın dibine bir anten direği dikilebileceğini düşünebiliyor musunuz? Tabii ki düşünemiyorsunuz... Peki Abide-i Hürriyet'i bu hale getirmeyi kim düşünmüş olabilir!

Ben söyleyeyim...

Anıtın bulunduğu alanı çöplük haline getirenlerle aynı kafadakiler!

Burası bir çöplük... Resmen bir çöplük... Çöp torbaları daha girişte karşılıyor insanları...

İnsan utanıyor!

Eşkenar üçgen plato üzerinde yükselen anıtın üç yüzünde, altıgen mühürler şeklinde şehitlerin adları yazıyor... 74 şehit, anıtın altındaki mekânda yatıyor...

Nedir bu çöplük!

Alnında ''Makber-i Şüheda-i Hürriyet'' yani ''Hürriyet Şehitlerinin Mezarı'' yazan taç kapıdan yer altına bir merdiven iniyor... Asma kilitlerle zincire bağlanmış kırık demir kapı geçit vermiyor... Lakin, merdivenin basamakları çöp dolu... Mezarın sembolik kubbesini oluşturan vitray avizenin camları çoktan kırılmış, geriye paslı iskeleti kalmış...

Ayıp...

Ne diyor Tevfik Fikret?

Anıtın bulunduğu alanın bir köşesinde Hareket Ordusu'nun komutanı Mahmut Şevket Paşa 'nın türbesi var... 1913'te öldüğünde, hürriyet şehitlerinin arasına katılan Mahmut Şevket Paşa'nın türbesi, şehitlerin anıtı gibi bakımsız... Kubbenin nakış işleri silineli, kurşun kaplamaları döküleli yıllar olmuş... Beyaz mermer zifir kesmiş...

74 şehit, dört de paşa

Ortaya Abide-i Hürriyet'i alırsanız, alanın bir başka köşesinde Mithat Paşa yatıyor... II. Abdülhamit'in 1884'te Taif'te öldürttüğü Mithat Paşa'nın mezarı 60 küsur yıl sonra Türkiye'ye getirilmişti... Osmanlı'ya ilk anayasayı kazandıran, Birinci Meşrutiyet'i ilan ettiren Mithat Paşa'nın mezarı da viran olmuş.

1921'de Berlin'de öldürülen Talat Paşa ile 1922'de Tacikistan'da öldürülen Enver Paşa 'nın mezarları da yıllar sonra Abide-i Hürriyet'in çevresinde buluşmuştu... Her ikisinin kaderi, yine aynı olmuş; anıt mezarları birer çöplükten farksız... Hele Enver Paşa'nın mezarının kenarına hurda bir çöpçü faraşı bırakılmış...

74 hürriyet şehidi... Dört de paşa...

Tarih yazmış, adları tarihe geçmiş 78 kişi...

Hürriyet-i Ebediye Tepesi'ndeki Abide-i Hürriyet'in çöplüğe çevirmesi, anıtın kırılması, anıt mezarların bakımsızlığı 78 kişinin umurunda bile değil... Onlar göçüp gittiler...

Ama bu ihaneti, tarih asla affetmeyecektir!

Tevfik Fikret şiirinde diyor ki:

''Ziyaretçi, önce ulula ve saygıyla eğil, çünkü bu anıt; büyüklükler, yiğitlikler kuşanmış, yurdunu, ailesini koruma çabası göstermişlerin takıdır. Eğil ziyaretçi, bu bir hürriyet mihrabı, milletin özgürlüğüne kavuşmasının kutlu ve ulu bir kıblesidir. Bil ki ziyaretçi bugün, özgürlüğün, ulusun, namus ve ümidin korunabildiyse, seni kurtaranlar burada yatanlar topluluğudur.''

Abide-i Hürriyet'i kirletenler ve kirletilmesine ses çıkarmayanlar...

Bilin ki kendi namusunuzu kirlettiniz, kirletiyorsunuz!
Cumhuriyet

 

Mart 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02
03 04 05 06 07 08 09
10 11 12 13 14 15 16
17 18 19 20 21 22 23
24 25 26 27 28 29 30

31

diğer aylar için tıklayın

Platform

"Mimarlık Toplum Diyaloğu ve Örgütler" tartışılıyor.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 03 Nisan'da İTÜ Mimarlık Fakültesi 109 No'lu Salon' da davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: Uğur Tanyeli
Konuşmacılar:
Emre Arolat, Nilüfer Çınarlı, Korhan GümüşHaydar Karabey, Aslı Özbay

Lamp 83' ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz