'İngiliz Mimarlarla' Bir Anı
''ABD ve İngiltere uluslararası hukuka saygılı olmayan azgın devletler
olarak kabul edilmek üzeredir; eğer haklı bir neden olmaksızın Irak'a saldırırlarsa,
kendi yurttaşlarının çoğu da onları böyle kabul edecektir...''
Ünlü İngiliz mimar Lord Richard Rogers 'in önderliğindeki bir grubun,
Irak bombalanmadan önce yayımladığı bildiride bunlar yazılıydı.
Aralarında RIBA Başkanı Paul Hyett , Mimarlar Birliği Başkanı Mohsen
Mostafavi , mimarlık eleştirmeni Ken Powell gibi isimlerin de bulunduğu
''savaş karşıtı'' mimarların aynı bildirilerinde şunları da okuduk:
''İnsanların ve çevrenin iyiliğiyle ilgili bütün kurumlar gibi biz de böyle
bir anda ahlaksal bir tutum takınmanın gerekli olduğuna inanıyoruz...
Mesleki olarak bir tutum almamak, suç ortaklığına varır...'' Yapı Dergisi
- s. 256 / Mart - 2003).
Pekin'deki 'ittifak'
İngiliz mimarların bu çıkışlarını öğrenince, yaklaşık 4 yıl önceye
gittim... 1999'un Haziran - Temmuz aylarına...
Her 3 yılda bir farklı dünya kentlerinde toplanan ''Dünya Mimarlık
Kongresi ve UIA (Uluslararası Mimarlar Birliği) Genel Kurulu'' için o yıl
Pekin 'deydik... Genel Kurul, dünyanın her ülkesinden binlerce mimarın 15 gün
süreyle bir araya geldiği bu dev buluşmanın 2005 yılındaki ''ev sahibi
kentini'' de seçecekti...
Biz de aynı seçime ''İstanbul'' ile giriyorduk ve 30 kadar mimarla katıldığımız
toplantılarda hemen tüm ülkelerin delegasyonlarını ''adam adama''
etkilemeye çalışıyorduk...
UIA yönetiminin, daha önce aday olanlar arasından ''ev sahipliği koşullarına
uygun'' bulduğu 3 kent, yani Japonların ''sorunsuz kent'' olarak ilan
ettikleri Nagoya , İtalyanların ''sanat ve mimarlık müzesi'' olarak tanıttıkları
Floransa ve Türkiye'den de Mimarlar Odası'nın ''uygarlıkların buluştuğu dünya
mirası'' diyerek dünya mimarlarını davet ettiği İstanbul, 120 ülkeden
delegelerin ''beğenilerine'' sunuldu...
Tanıtımlardan sonraki oylamanın birinci turunda, Avrupa mimarları çoğunlukla
İtalyanlara oy verdilerse de ABD'nin Japonlara olan açık desteği daha baskın
çıktı. Floransa en az oyu aldığından, Batı'nın ve Uzakdoğu'nun yeğlediği
Nagoya ile özellikle ''3. dünyanın kenetlendiği'' İstanbul ikinci tura kaldılar...
'İngilizvari' kulisler
Sonucu belirleyecek oylamanın öncesindeki ''kulis'' için verilen arada ise işte
bu yazıyı bana yazdıran olaylara tanık olduk... ''İngiliz mimarlar'' , diğer
ülke mimarlarıyla gruplar halinde bir araya gelip, Nagoya'nın seçilmesini sağlamak
amacıyla şunları söylüyorlardı: ''Türkiye'de insan hakları ihlalleri
var... Hükümetimiz bizi oraya göndermez...''
Bunları duyunca, UIA kongrelerinde deneyimli olan Ahmet Sönmez 'le birlikte
kulislerini hışımla ''basarak'' , aynı İngilizlerin yakın tarihlerindeki
''sömürgeci katliamlarını'' anımsatacak kadar gergin bir polemik savaşına
girdiğimizi anımsıyorum...
Saz ve gayda...
Örneğin, bizim ulusal çalgımız ''saz'' bile aşkın ve sevginin tınılarıyla
yüklüydü... ''Gayda'' nın ise daha varoluş nedeni ''savaşta karşıdaki
insanın sinirini bozmak'' değil miydi?..
Neyse ki dünya mimarları, İngilizlerin bu ''ABD ve Japonya militanlıklarını''
fazla önemsemediler; İstanbul ve biz kazandık... Şimdi, 2005 yılında,
hemen tüm kıtalardan yaklaşık 10.000 mimar ''Doğu va Batı kültürlerinin
buluşma uygarlığına'' konuk olacaklar... Türkiye ve İstanbul, 1996'daki
Habitat II doruğundan sonra en büyük uluslararası organizasyonun ev sahipliğini
yapacak...
Evet... İngiliz mimarların da ''hükümetlerinden izin alarak'' rahatça
katılıp, dünya meslektaşlarıyla mimarlık ve kent konularını tartışacakları
bu buluşmaya 2 yıl kala, Londra 'dan yükselen bu ''savaş karşıtı''
seslerini yine sevgiyle karşılıyoruz...
İnsan haklarını kendi hükümetleri için de anımsadıklarından ötürü
kutluyor, İstanbul'a bekliyoruz...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|