Sırların şehri Amasya
Amasya, varoluşundaki binlerce yıllık gelişim periyodunda geçmişi
geleceğe taşıyan sayısız kültür değerlerinin saklandığı bir hazine. 7
bin 500 yıllık tarihe ve kültürel birikime sahip olan şehir, bugün her köşesinde
geçmişin nefesini cömertçe sergiliyor. Bu güzellik ve ihtişam tarih boyu
bir çok seyyahın da gözünden kaçmamış, 16’ncı yüzyılda Kemalpaşazade’nin
seyahatnamesinde, “Amasya’ya hangi sıkıntı ile girilirse girilsin insanın
gönlü rahatlar, huzur bulur. Her türlü sıkıntıdan uzaklaşır. Mısır
gibi şöhretlidir. Nil gibi nehri vardır. Akan ırmağı hayat suyudur. Çok
temiz ve çok güzel kokuludur.” der ve ekler Amasya için, “Seyretmeye
doyum olmaz. Eski köşkleri muhteşem ve manzaralıdır.”
Ferhat su kanalı
Yeşilırmak boyunca dizilmiş “Yalıboyu evleri”, Dünyada ilk defa akıl
hastalarının su sesiyle tedavi edildiği Darüşşifa (Bimarhane), dağlara
oyulmuş ve Amasya’nın her yerinden görülebilen Kral Kaya Mezarları,
Ferhat’ın Şirin’e kavuşmak için kazdığı “Ferhat su kanalı”, adı
Amasya ile özdeşleşen “Misket Elması”, Borabay gölü bir nevi
Amasya’nın simgesidir. Amasya, bir bilim ve sanat merkezidir de aynı
zamanda. Lokman Hekim, dünyanın ilk coğrafyacısı Strabon, ilk kadın divan
şairi Mihri Hatun, hattatlar piri Şeyh Hamdullah aklımıza gelenlerden sadece
bir kaçı.
Osmanlı’nın gözbebeği
Amasya, özellikle Osmanlılar devrinde “Şehzadeler şehri” olarak tanınmış.
Osmanlı Padişahı İkinci Murad ve Yavuz Sultan Selim, Amasya’da doğmuş,
Fatih sekiz yaşındayken Amasya’ya vali olarak tayin edilmiş, İkinci Beyazıd
şehzadeliğinde Amasya’da bulunmuş, Kanunî Sultan Süleyman, Amasya’yı sık
sık ziyaret edermiş.
Bu dönemde birçok âlim ve ulema yetişmiş, saray, çeşme, medrese, cami,
türbe gibi kalıcı eserlerle kent tarihteki yerini almış. Bir çok sanatçı
da bu dönemde yetişenlerden. Osmanlı yazı sanatının büyük ustası hattat
Şeyh Hamdullah Amasyalı olanlardan, divan şairlerinden Mihrî Hatun da...
Târihî rolü büyük
Tarihin akışı içerisinde önemli roller üstlenen Amasya, Kurtuluş Savaşı
sırasında da ön plana çıkmış. 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’da başlayan
Milli Mücadele’nin ilk adımı, 12 Haziran 1919 tarihinde Mustafa Kemal’in
Amasya’ya gelmesiyle devam etmiş. Kurtuluş mücadelesinin planları hazırlanmış,
Erzurum ve Sivas kongrelerinin toplanmasına burada karar verilmiş, 22 Haziran
1919 tarihinde yayınlanan “Amasya Tamimi” de unutulmazlar arasında...
Birçok uygarlığı yıkılmaz köprülerle birbirine bağlayan ve günümüze
taşıyan bu müze kent, kabul etmek gerekir ki, ülkemiz insanı tarafından
bile yeterince tanınmıyor. Tarih, kültür, sağlık ve tabiat turizminin en
prestijli şehirlerinden biri olan Amasya, bir “dünya kültür mirası”
olarak ilgi bekliyor.
Radikal
|