reklam

09 Nisan 2003 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

Badem Bıyıklı Barbarlar

Adının, çok eskiden çevresi surlarla kaplı şatolar için kullanılan ''Motta'' dan mı, yoksa 19. yüzyılın ikinci yarısındaki sakinlerinin ''alafranga'' giyim tarzlarından mı geldiği bilinmeyen Moda bir süredir ''badem bıyıklı barbarlar'' ın tehdidi altında. Gönüldaşlarının Ankara'da merkezi iktidarı ele geçirmelerinden de aldıkları cesaretle İstanbul'un doğal yapısı görece bozulmamış ender semtlerinden biri olan Moda'ya karşı amansız bir saldırıya geçtiler. Eğer Moda halkı, İstanbulseverler direnmezlerse şairlerin dizelerine, ressamların fırçalarına konu olmuş bu güzel kara parçasını denizden bir otoyol ile kuşatıp öldürecekler.

Mühürdar sahili, falezler, vapur iskelesi, eski kayıkhane, Yoğurtçu Parkı... Kısacası Kadıköyü ile Kurbağalıdere arasındaki kıyı şeridi birtakım müteahhitlerin cebine üç beş kuruş para koymak, biraz daha fazla rant elde etmek uğruna yok edilecek. Deniz doldurulup, betonlaştırılıp kamyonlara, otomobillere teslim edilecek. İstanbul bir güzelliğini daha yiterecek. İstanbul bir kez daha, İstanbullu olmayan, bu kente karşı hiçbir içsel bağı bulunmayan dağlılar, kırlılar, göçerler tarafından yönetiliyor olmanın talihsizliğini, acısını, hüznünü yaşayacak.

Moda'nın otoyolla kuşatılarak halkının egzoz dumanına boğulmak istenmesinin para pul yanı dışında bir de ''intikam'' yanı var hiç kuşkusuz. Deniz kültürleri uzun paçalı donlarıyla suya girmekle, deniz manzaralı ''et lokantalarında'' sırtları denize dönük oturup, kuyruk yağlı, bol soğanlı ''acılı'' yiyip, şalgam suyu içmekle sınırlı badem bıyıklı barbarlar hiçbir zaman kendilerine ait saymadıkları bu semtten intikam alacaklar. Moda'nın ''onsuz düşünülemez'' yanını, denizini otoyollaştırarak rahatlayacaklar.

Moda ezelden beri bir ''gâvur'' semtidir bu badem bıyıklı barbarların gözünde. Erişemedikleri, ulaşamadıkları, yaşamına ortak olamadıkları el kadar bir coğrafyadır. İstanbul'un çağdaş köşelerinden biridir. Bu köşenin insanlarının yaşam biçemlerine, giyim kuşamlarına, yiyip içtiklerine ya da onların anlayacakları dille kadın-erkek ilişkilerine, yazın şortla dolaşan kızlarına, kadınlarına, Koço'da oturup rakı içmelerine müthiş öfkelenirler. Çöl bedevisi ruhları, Arap güdümlü kafaları kaldırmaz bu görüntüleri. Kaldıramıyor.

''Modernliği'' takım elbise giymek, boyunlarına ''Versace'' kravat bağlamak, eşlerini ipek türbanla dolaştırmak, ''uygarlığı'' da otoyollar yapıp üzerinden kamyon, otomobil geçirmek olarak anlıyor bu badem bıyıklı barbarlar... Çöllerini otoyollarla donatan, sonradan görmüşlüklerini ''7'' yıldızlı oteller dikerek taçlandıran petrol emirliklerinin kullarını, Türkiye Cumhuriyeti'nin yurttaşlarıyla eş tutuyorlar. Moda'yı otoyolla, gürültü kirliliğiyle, egzoz dumanıyla boğmak girişimi de bu ''eş tutuş'' un bir yansımasıdır sonuçta.

Planladıkları bu cinayetin gerekçesini sorduğumuzda ''Kadıköyü'nün trafiğini hafifleteceğiz!'' diyorlar. ''Peki, bunun Moda kıyılarını betonlaştırmaktan başka bir yolu yok mu?'' dediğinizde, ''Bir kazıklı yol, bir bölümünde tünel de olabilir...'' diye yanıt veriyorlar. Oysa Kurbağalıdere'de ilk yıkımlar başladı bile... Kıvırtıyorlar yani... Kendilerine örnek aldıkları çöl emirliklerinin, bedevi şeyhlerinin kulları birer ''sinek'' ya, Modalıları da, İstanbulluları da onlar gibi sanıyorlar. Kıvırtarak, gerçekleri saklayarak onları uyutabileceklerini düşünüyorlar.

Fakat kazın ayağı badem bıyıklı barbarların sandıkları gibi değil. Bu kentin aydınlık yüzlü insanları geri dönüşü olmayan bu cinayete karşı seslerini yükseltiyorlar... Eğer siz de onlardan olmak isterseniz, bu cinayete ''Dur!'' demeyi düşünürseniz, Kadıköyü Bilim Kültür ve Sanat Dostları Derneği ile ilişkiye geçin. ([email protected]) e-posta adresine ileti gönderin. 0532-774 45 25'e telefon edin. 0216-414 02 06'ya faks çekin...

Barbarlar diledikleri gibi at oynatamasınlar bu güzelim kentte, biricik İstanbul' da...
Cumhuriyet - Deniz Kavukçuoğlu

 

Nisan 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Platform

"Yerel Yönetimler ve Mimarlık" tartışılıyor.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 01 Mayıs'ta İTÜ Mimarlık Fakültesi 109 No'lu Salon' da davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: İhsan Bilgin
Konuşmacılar:
Cem İlhan, Nevzat Sayın

Lamp 83' ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz