reklam

18 Nisan 2003 Cuma
Ana Sayfa > Haberler

İstanbul ne anlatıyor

İki hafta boyunca İstanbul'un sokaklarını arşınlayan İngiliz ve Türk tasarımcılar şehrin çöplerini incelediler, seslerini dinlediler, caddelerini filme aldılar. Sonunda da korna seslerinden, izmaritlerden, pet şişelerden, tavla zarlarından bir sergi doğdu

İstanbul'un seslerini, renklerini, çöplerini 'okumak' için altı İngiliz ve altı Türk tasarımcıyı bir araya getiren 'İşaretler Şehrini Okumak' adlı proje sona erdi. İki hafta boyunca şehrin caddelerini, ara sokaklarını, varoşlarını arşınlayan tasarımcılar İstanbul'un görünenin ötesindeki yüzünü ortaya çıkarmaya çalıştılar. Ve okudukları bu işaretleri de bir sergiyle İstanbullularla paylaştılar.

Beyoğlu'nda Londra'daki evinin resmini buldu

Sergide 'Çöplerin Dili'ni çözmeye çalışan Joanna Rucklidge, İstanbul'un çöplerinden semtlere göre insanların yaşam standartlarını ortaya çıkardı. Rucklidge, İstanbul'un çeşitli semtlerinden topladığı çöpler arasında çoğunlukla sigara izmaritleri, şişe kapakları, plastik ve cam parçacıkları buldu. Tasarımcı bunları toplayarak bir enstelasyon çalışması yaptı. Rucklidge'in projesinde Eminönü'nde dolaşan insanların keyiflerine düşkün olduğu, semtte bulunan sigara izmaritleri, plastik kahve ve çay bardak artıklarıyla açıklandı. Kilyos'ta ise daha çok pet şişeler bulundu. Sahile yakın parklarda bulunan oyuncak parçaları çocukların bıraktığı izleri gösterdi. Ama tasarımcının dikkatini en çok çeken İstiklal Caddesi'ndeki çöp toplayan insanlar oldu ve onların işine karışmamak için caddedeki çöplere pek rağbet etmediğini söyledi.

Sergideki ilginç çalışmalarından biri de Rebecca Rights'ın küçük hikayeleri tarihle bağdaştırdığı projesiydi. Yolda gördüğü ve fotoğrafını çektiği tavla zarının tarihini araştırmak üzere Beyoğlu'nda bir kitapçıya giden tasarımcı karıştırdığı kitaplar arasında ailesinin yaşadığı sokağın resmiyle karşılaştı. Bu sürpriz de ona bir şehri incelemenin insanın otobiyografisiyle buluşturduğunu gösterdi.

İstanbullular Mısır Çarşısı'nı sesinden tanıdı

Ekipteki Türk tasarımcılardan Serhan Ada'nın projesinde Bilgi Üniversitesi'nin Kuştepe ve Sıraselviler kampuslerine dışarıyı izleyen kameralar yerleştirildi. Aynı saatlerde İstanbul'un birbirine sadece 20 dakikalık uzaklıktaki iki semtini gözleyen kameralara yansıyan görüntülerde gecenin Kuştepe ve Sıraselviler'i ikiye böldüğü görüdü. Ada 'Sıraselviler'de gündüz sakin, gece hareketli; Kuştepe'de tam tersiydi' dedi.

Çiğdem Borucu ve Seda Ergül ise projelerinde şehrin sesini dinlediler. Mısır Çarşısı, Eminönü, Galata Köprüsü ve Tünel gibi sekiz ayrı bölgenin ses kayıtlarını aldıkları projede katılımcılara bu sesleri görüntü olmadan dinlettiler ve neresi olduğunu tahmin etmelerini istediler. Katılımcılar Mısır Çarşısı ve Kuşpazarı'nı doğru tahmin ederken diğer yerlerden emin olamadılar. Borucu, Tünel'de hem treni beklerken hem de trenin içinde ses aldıklarını ve dışarıdaki seste trenin gelirken çıkarttığı ses varken trenin içinde aynı seslerin çok cılız kaldığını tespit ettiklerini söyledi. Onu en çok etkileyen ise Tünel'deki eski zil sesleriyle mo-dern çağın akıllı biletlerinin teknolojik sesinin birbirine karışmasıydı. Bu projenin bir sonraki ayağı ise görüntüler ile seslerin birleştirilmesi. Tünel'in sesiyle Ortaköy'ün görüntüsü birleşirse ne olur merak edenler için çok yakında bir çalışma yapılacak.
Akşam

 

Nisan 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Platform

"Yerel Yönetimler ve Mimarlık" tartışılıyor.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 01 Mayıs'ta İTÜ Mimarlık Fakültesi 109 No'lu Salon' da davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: İhsan Bilgin
Konuşmacılar:
Cem İlhan, Nevzat Sayın

Lamp 83' ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz