reklam

23 Nisan 2003 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

Irak'ın yeniden yapılandırılması

Her şeyiyle harap olmuş Bağdat, "demokratik yeni yönetim" sonrası kalkınmayı bekliyor...

Irak'ın yeniden yapılandırılması için yıllık 20 milyar dolarlık bütçe gerekiyor. En önemli sorun ABD ile BM'nin Irak'a ilişkin projelerinin çatışması

Bombalar düştü, düşman teslim oldu, esirler bir bir kurtarıldı, yeni yönetim için masalar hazırlandı... Onlar muradına erdi de geleceklerinin tartışıldığından bihaber, demokrasiyle aydınlanmış zavallılara bir kerevet bile kalmadı yine. Savaşa başlarken çıkarları uğruna ezecek çim bırakmayan veya protesto ederek televizyonlarından izleyen filler şimdi bombalardan sağ kurtulanlara yardım için ne yapacaklarını bilemez haldeler. Ama gelin görün ki Irak'ın yeniden yapılandırılması işinin faturası pek bir kabarık.

İlk planda Irak'ta yeni yönetim kurulana dek 75 bin asker bulundurulmak isteniyor. Orta vadede de haberleşme, taşımacılık ve halk sağlığı altyapısının yoktan var edilmesi gerek. Kabataslak hesapla yıllık 20 milyar dolarlık bir bütçeden bahsediyoruz. Buna acilen yürürlüğe konulması gerekli önlemler dahil değil. Hani birkaç hafta içinde yiyecek stoku tamamen tükenecekmiş, içecek su yokmuş, ülkenin dörtte üçünde elektrik kesikmiş, hastaneler ağzına kadar doluyken bir tablet aspirin bulunamıyormuş, yağma yüzünden Bağdat'taki El Kindi hastanesinden yatak çalmasınlar diye kapıda Amerikan tankları bekliyormuş, 12 milyon çocuk kolera, kızamık ve zatüreeden ölmek üzereymiş konumuz değil. Bunlar Saddam'ın eseri. Biz demokratik yeni yönetim sonrası kalkınmayı planlıyoruz
şimdi.

Yeniden yapılanma projeleri temel olarak savaş öncesi gibi BM (Almanya, Fransa ve Rusya'yı kastediyoruz) ve Amerikan yönetimini karşı karşıya getiriyor. ABD her türlü girişimin askeri otorite kontrolünde olması konusunda kesin kararlı. Gider çok yüksek olduğu için BM'nin devreye girmesine soğuk değil, ama elbette ki çizilen sınırlar ölçüsünde. Kosova'daki başarısızlıklarından yeterli dersi almadıklarını düşünüyorlar. BM ise operasyonel bağımsızlık iddiasında. Saddam zamanından halka miras kalan üniforma korkusunun işbirliğine zarar vereceğini düşünüyor.

Amerikan Savunma Bakanlığı hazırladığı planı 14 Nisan itibariyle açıkladı.

"Demokratik, refah düzeyi yüksek, kitle imha silahları ve terörizmden arındırılmış, komşularına tehdit oluşturmaktan çok kendi halkının haklarını gözeten bir Irak'ın kurulabilmesi için..." diye başlıyor rapor. Yönetimin öncelikli görevinin halkın güvenini kazanmak için dirlik ve düzeni sağlamak olduğu vurgulanıyor. ABD ülkenin güvenlik ve sivil yönetiminin yapılanmasını üstleniyor. İnsani yardım ise BM, Dünya Gıda Fonu, Uluslararası Göçmenler Birliği gibi sivil toplum örgütlerine bırakılıyor.

Amerika hem sever hem döver
Gereken yıllık 20 milyar dolarlık bütçenin 17 milyarlık kısmını ABD karşılayacak. Geri dönüşü oldukça uzun vadeli olacak bu paranın izleyeceği yol da çiziliyor. Önce petrol kaynaklarının yeniden çalışır hale gelmesi için yatırım yapılacak. Kâr getirmeye başlamasının üç yılı bulacağı hesaplanmış. Ardından geri ödeme başlayacak.

Raporda vurgulanan en önemli nokta Irak halkının her türlü projede başrolü üstlenmesi gerekliliği. Toplumda isteksizlik yaratmamak için özellikle sürgündeki yurttaşların bu işe karıştırılmaması zorunluluğu vurgulanmış.

Projeler hayali sanmayın. İkisinin ihalesi yapıldı bile. 12 Nisan itibariyle Amerikan Uluslararası Gelişim Ajansı (US Agency for International Development) 7.9 milyon dolarlık insani yapılanma ve RTI de 2.4 milyon dolarlık okulların kurulması ihalelerini kazandılar. Şartnamelerde çocukların eğitime geri kazandırılması ve öğretmen yetiştirmek hedefleniyor. Son cümle olarak "Cehalet demokrasinin düşmanıdır" yazılmış. İnsani yapılanmadan ise sivil kuruluşlarda çalışabilecek personel yetiştirilmesi kastediliyor.

BM ise kısa vadede 1.3 milyar dolarlık yiyecek ve 13 metreküp ilacı ülkeye ulaştırdı. Dünya Sağlık Örgütü'nün 400 personeli iş başında. İçme suyu için 325 milyon dolarlık fon devreye sokuldu. Altı aylık dönemde 2 milyar doların daha geleceği söyleniyor.

Bütün bu çabaların Iraklıları 1990'daki ortalama yaşamın 66 yıl, kişi başına ulusal gelirin 2800 dolar, kadın okuryazarlığının yüzde 85, sağlık hizmetinin götürülebildiği nüfusun yüzde 93 ve temiz su içebilenlerin yüzde 90 olduğu standartlara ne kadar zamanda geri getirebileceği meçhul. Annan'ın söylediği gibi "Projelerin başarıya ulaşmasının ilk koşulu ABD'nin samimiyeti. Ama yetişmiş Iraklı sivil halkı da unutmamak ve Doğu Timor veya Kosova'dakilerle ile karıştırmamak gerek".

Afganistan'daki başarısız unutulup giden projeleri ise zaten kimse aklına getirmesin. Tek süper devletli yeni dünya rejimine alışın yavaş yavaş. Gerektiğinde dövülüp gerektiğinde sevilmeye...
Radikal

 

Nisan 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30
diğer aylar için tıklayın

Platform

"Yerel Yönetimler ve Mimarlık" tartışılıyor.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 01 Mayıs'ta İTÜ Mimarlık Fakültesi 109 No'lu Salon' da davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: İhsan Bilgin
Konuşmacılar:
Cem İlhan, Nevzat Sayın

Lamp 83' ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz