Müteahhitleri Batı'ya Marsh
Sigorta açıyor
Müteahhitlik sektörünün Batı pazarlarına açılabilmesi için,
"Performans bonosu" alabilmesi gerekiyor. Ancak bu bonoyu alabilen
yalnızca bir Türk şirket var; o da Gama İrlanda.
Bu konuya yeni girdik. Çünkü Türk müteahhitlerinin karşısına, bugüne
kadar gittikleri Doğu coğrafyasında, sözünü ettiğim "Performans
bonosu" talebi çıkmıyordu.
Performans bonosu
Performans bonosu nedir?
İnşaat şirketlerinin anlaşmada yer alan şartlara uyacağını ve belli
kriterlerde performans sergileyeceğini garanti eden bonolar.
Bu bononun alınabilmesi için; uluslararası denetim şirketlerinden biri
tarafından "IAS"-Uluslararası Muhasebe Standartları ile denetlenmiş
ve konsolide edilmiş finansal tablolar, proje ile ilgili ayrıntılı bilgi, şirketin
geçmiş projelerdeki tecrübeleri, "tazminat" anlaşması, kabul
edilebilir bir şirket büyüklüğü, bilançodaki düşük borçlanma oranı,
tercihen yurtdışında bulunan mal ve varlıklar, projenin teminatı verecek
garantörlerin kabul ettiği ülkelerde olması gibi sıkı kriterler aranıyor.
Özdemir: Kaybediyoruz
Türk Müteahhitler Birliği Başkanı Nihat Özdemir, "Bizde performans
bonosu olmadığı için Batılı rakiplerine göre teminat maliyetleri daha
fazla oluyor ve avanatajımızı kaybediyoruz" diyor.
Sorun bugün Ankara'da yapılacak müteahhitler - Türkiye'de faaliyet gösteren
en büyük sigorta brokeri Marsh q Mc Lennan toplantısında tartışılacak. .
Bazı AB ülkeleri ihalelerinde ve ABD'li inşaat şirketleri ile ortak yapılan
projelerde, banka teminat bonoları yerine "performans bonolarının"
zorunlu tutulmasının nedenleri şöyle sıralanıyor:
Bono maliyetinin sadece bilançolara bakılarak değil, şirketin geçmiş
projelerdeki performansına göre de değerlendirilmesi - Müşterilerin
bankalardaki kredi limitlerini başka alanlarda kullanmalarına imkân tanıması
- şirket bilançolarını (teminat bonoları gibi) negatif etkilememesi -
bankaların "gayri nakdi kredi" sayıldığından rasyolarının
etkilenmemesi amacı ile teminat mektubu vermekten kaçınmaları gibi...
ABD bizi ister
Türk müteahhitlerinin, ABD ve AB firmaları ile çalışabilmesinin şartları
tartışılırken gözler Irak pazarına dikiliyor.
Özdemir, 7 Nisan haftası olarak planlanan DEİK ve TÜSİAD'ın
Washington'a ziyareti bir türlü gerçekleşmedi. Bu durumu "ABD, Türkiye'ye
kızgın" olarak yorumlayanlara katılmadığını belirten Özdemir
"Irak'ın yapılanmasının hangi inisiyatife bağlı olacağı belli değil.
O nedenle istemediler" diyor.
Özdemir'in görüşünün isabetli olup olmadığını yakın bir zamanda
test edebiliriz, Enka'nın ABD'li ortağı Irak'ta 680 milyon dolarlık iş aldı.
ABD bu iş paketinin 36 milyon dolarlık bölümün açıyor; bakalım Enka'ya
pay düşecek mi?
Lazım olan yol mu?
Özdemir, Güneydoğu'ya 100 bin konut ve 15 bin kilometrelik duble yol gibi
projeler için bütçede ödenek olmadığına, ek kaynağın zorunluluğuna işaret
ediyor.
Hükümetin orman arazilerinin ve kamu mallarının satışı, gecekondu affı,
vergi barışı gibi kalemlerden beklediği para gelirse gideceği yerler
buraları gözüküyor.
Özdemir'in "Önce ihalesi yapılmış ve yarım kalmış 3 bin
kilometrelik (yaklaşık 3 milyar dolar) duble yol inşaatı bitirilsin" sözleri
dikkatimi çekti.
AKP, ihalesi verilen yolları bitirmek yerine, yeni ihalelere yönelirse;
"Hükümetin amacı yol yapmak mı, kendi müteahhitlerine kaynak yaratmak
mı" sorusu sorulur.
Serpil Yılmaz - Milliyet
|