reklam

02 Mayıs 2003 Cuma
Ana Sayfa > Haberler

'İmar affına' bir darbede doğadan

Bunlar eğer gerçekten ''inanmış'' iseler, yine bir sabaha karşı 6.3 büyüklüğünde gerçekleşen sarsıntının "haram para''ya olan düşkünlüklerine ve insan canını hiçe sayan ''imar rantı'' hesaplarına karşı ilahi bir uyarı olduğunu da kabul etmeleri gerekmez mi?

Hükümetten talimatlı kimi bürokratların Ankara'daki kapalı kapılar ardında ''imar affı'' yasası hazırladıkları bir günde, Türkiye'nin yeni bir deprem sarsıntısıyla uyanması sakın ''ilahi uyarı'' olmasın?..Anımsanacaktır, 1999 depremlerinin ardından, kendilerine ''inanmış'' diyen kimi çevreler, özellikle Donanma'nın bulunduğu Gölcük'ün yıkılmasını ''ilahi ders'' olarak nitelendirmişlerdi... Kaçak camileriyle pazarladıkları talan arazilerine yüksek rantlar sağladığı için dört elle sarıldıkları yasa dışı ya da kurallara aykırı yapılaşmayı sorgulamak yerine, bu aymazlığın yarattığı felaketin sorumlusu olarak da sadece ''laikliği savunanları'' göstermek istemişlerdi... 

Şimdi, aynı kesimlerin de içinde yer aldıkları siyasal kadroların egemen oldukları bir iktidar, aynı depremin henüz yaralarının bile sarılmadığı bir dönemde, yine aynı felaketlerin ''temel sorumlusu'' olarak bilinen kaçak ve kuralsız yapılaşmayı ''para karşılığında affetmeye'' hazırlanırken Bingöl sarsıldı... Bunlar eğer gerçekten ''inanmış'' iseler, yine bir sabaha karşı 6.3 büyüklüğünde gerçekleşen sarsıntının işte bu ''haram para'' ya olan düşkünlüklerine ve insan canını hiçe sayan ''imar rantı'' hesaplarına karşı ilahi bir uyarı olduğunu da kabul etmeleri gerekmez mi? Bingöl depremindeki görünümlerin de öncekilerden pek farkı yok... Çünkü, ne yazık ki ''burası Türkiye...''

Ülkenin artık her bölgesinde şehirciliği, mimarlığı ve mühendisliği dışlayan; plansız, projesiz ve teknik denetimden yoksun yapılaşmanın bir ''ekonomik ve sosyal hak'' kabul edildiği; bu anlayışla yetişmiş siyasetçinin de aynı talanı durmadan ''yasallaştırma'' yarışına girdiği bir imar başıboşluğu, yıllardır ''özgürce'' hüküm sürüyor... Hatta bu gibi ''ölümcül riskler'' taşıyan yasadışı yerleşmeler, devletin yetkilerini kullanan aynı tür siyasetçiler tarafından da ''belediye'' ya da ''ilçe'' ilan edilerek sürekli ödüllendirilip, teşvik bile ediliyor...

Sezer haklı çıktı
Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer, önceki yıl Dünya Şehircilik Günü nedeniyle yayımladığı mesajda, ülkenin en önemli sorunlarının başlarında ''kaçak ve yasadışı yapılaşmaya gösterilen siyasal desteğin'' geldiğinin altını çizmiş ve çarpık kentleşmenin yanı sıra son deprem felaketlerinin de temel nedenini özetle şöyle vurgulamıştı: ''Sürekli hale gelen imar aflarının yarattığı tahribat ve haksız imar rantlarının cezasız kalmasıyla yaygınlaşan kuralsızlık...'' İşte bu temel saptamayı göz ardı eden, orman arazilerindeki yasa dışı işgalin kaçak ve denetimsiz yapılarını ''parayla tapu karşılığında kalıcı kılmayı'' amaçlayan anayasa değişikliğinin Çankaya'dan geri dönmesine tepki gösterenler, şimdi Bingöl'e geçmiş olsuna giderken acaba kendilerinden de utanıyorlar mı?
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Mayıs 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Diyalog

Güngör Kaftancı
06 Mayıs 2003 günü Diyalog bölümümüze konuk olacak.

Güngör Kaftancı hakkında forumda başlayan tartışmaya katılmak için  tıklayın. 


Vitra - Artema'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz