reklam

06 Mayıs 2003 Salı
Ana Sayfa > Haberler

Müteahhit...

Her deprem sonrasında yıkılan binaların müteahhitleri suçlanıyor. Yıkılan binalar inceleniyor veya kalitesiz, eksik malzemeli yapılar olduğu anlaşılıyor ya da yapıların yanlış zeminlere kurulduğu ortaya çıkıyor.

Sonuç olarak, "malzeme hırsızlığı, kayırmacılık" denilip geçiliyor.

Sık karşılaşılan bir durum da müteahhidin genellikle eğitimsiz veya alakasız meslek sahibi olduğu görülüyor.

Müteahhitlik bu kadar basit bir iş mi? Müteahhitlik bir meslek mi değil mi?

Her önüne gelen müteahhitlik yapabilir mi? Bir mühendislik eğitimi almış olması gerekir mi?

Türkiye'de bu soruları çoğaltmak mümkün...

Ama bakıyorsunuz aynı Türkiye inşaat sektöründe en iddialı işleri yapıyor. Yurtdışında birçok önemli projeyi alıyor ve gerçekleştiriyor. Ödüller alıyor.

Yurtiçinde de yurtdışında da çok başarılı olan çok güvenilir bulunan firmalarımızın sayısı az değil...

O zaman bu kağıt gibi yıkılan binalar neyin nesi?

Anlaşılıyor ki, bu bir sistem sorunu. Ya bir okul veya hastane binası yapmak bu tür güvenilir firmalar için küçük iş olarak görülüyor ya da özellikle bu tür işler yazılıp çizildiği gibi siyasetçi - müteahhit - bürokrat üçlüsü tarafından bir kayırma düzeni içinde yapılıyor.

Bütçeye okul, hastane gibi yapılar için konulan ödenekler, o ilin siyasetçisi, yerel müteahhidi ve ilgili bürokratlar tarafından ya siyasi ya da parasal çıkarlar için kullanılıyor. Yer seçiminde de, müteahhit seçiminde de, inşaat kontrolünde de aynı zincir işliyor ve sonuç Çeltiksuyu gibi oluyor.

Şimdi bütün okullar, hastaneler elden geçirilecek...

Kimin ne zaman ne yaptığı yeni araştırılacak...

Tabii bir yandan bu yapılırken, bir yandan da mutlaka işin kaynağına inilmesi gerekiyor. Müteahhit nedir, nasıl olunur, kamu işi nedir, nasıl verilir, nasıl yapılır, bu sistemin tümüyle sorgulanması ve yenilenmesi şart.

Bingöl gibi bir ilde 1200 müteahhit neden vardır, ne iş yaparlar? Diğer illerde de durum böyle midir? Kafasına esen müteahhit olabilir mi, olabilmeli mi?

Devlet bu işleyişin bir parçasıysa, bununla nasıl mücadele edilir?

Bütün bu sorulara yanıt bulmak ve gerekli önlemleri almak yaşamsal önem taşıyor. Sadece sözle sorunlar çözülmüyor.

Ayrıca kamu denetimi dışında, müteahhitlik konusunda mutlaka meslek odalarının da ağırlığını koymaları gerekiyor. Devletin de meslek kuruluşlarını, üniversiteleri devreye sokması bir zorunluluk.

Bu sorunları hatırlamak için yeni depremler beklemeden, resmi, özel bütün kurumların harekete geçmesi kaçınılmaz.

Ağıt yakmak yetmiyor...
Fikret Bila - Milliyet

 

Mayıs 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Personel arayanlar, iş arayanlar, ilan vermek isteyenler, artık Arkitera Kariyer sayfalarında buluşuyor.

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz