reklam

15 Mayıs 2003 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Bir kez Ortaköy'e, iki kez Kapalıçarşı'ya gitti

'Yeni İstanbul' dosyasında mimarlık tarihçisi Doğan Kuban'ın ilginç bir araştırması da yer alıyor. Kuban adını yazı boyunca (X) olarak kodladığı bir kadına kente ilişkin sorular sorarak İstanbul ile İstanbul'un yeni sakinleri arasındaki ilişkiyi anlatmaya çalışıyor.

(X)'in annesi ve babası köylü. Babası market sahibi. Annesi ise hastabakıcı. (X) İstanbul'da doğmuş. 6'ncı sınıfa kadar okumuş. 12 yaşında çalışmaya başlamış ve köy kökenli şoför bir adamla evlenmiş. Üç kızı var, ikisi üniversiteye gitmiş, biri sınava hazırlanıyor.

(X) Üsküdar'da oturuyor. Kuban ona yaşadığı çevreyi anlatmasını isteyince (X) sokağının temiz, yollarının asfalt olduğunu söylüyor ve bunları yeterli buluyor. Kuban çevredeki yapıları sorduğunda ise (X) sadece iki türbe hatırlıyor. (X) 'Üsküdar Meydanı'nı anlatabilir misin?' sorusuna ise cevap vermekte zorlanıyor. Meydandaki camilerin hiçbirinin adını bilmiyor, biçimlerini hatırlamıyor. İlginç olan (X) İstanbul'da doğmasına rağmen şehri de tanımıyor. Bir kez Sultanahmet'e, iki kez Kapalıçarşı'ya gitmiş. Bir kez de kızları ile birlikte Ortaköy'de çay içmiş. Kentin çirkinliği ya da güzelliği onu ilgilendirmiyor. Kuban bu verileri sıraladıktan sonra ise 'okur'a bu şu soruyu yöneltiyor: 'Peki biz bütün bilgi ve etkinliklerimize karşın kentin şekillenmesinde bu kadının temsil ettiği halk kadar etkili miyiz?' Bence kent üzerine düşünen herkesin önemsemesi gereken soru da bu: Bir kentte halk kadar etkili başka bir şey olabilir mi?
Akşam

 

 

 

 

 

 

Mayıs 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Personel arayanlar, iş arayanlar, ilan vermek isteyenler, artık Arkitera Kariyer sayfalarında buluşuyor.

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz