reklam

16 Mayıs 2003 Cuma
Ana Sayfa > Haberler

Depremden değil kendimizden korkalım!

TMMOB Mimarlar Odası Merkez Danışma Kurulu 9, 10, 11 Mayıs 2003 günleri Bursa'da toplandı. Mimarlık ve mimarlıkla ilgili ülke sorunlarının, imar uygulamalarıyla ilgili yasal düzenlemelerin ele alındığı toplantıda Bingöl'de gerçekleşen depremle ilgili "Depremden değil kendimizden korkalım" adlı bildiri yayınlandı. 

"Her deprem yaşayışımızda, bu ülkenin zaten yoksul, zaten umarsız, zaten hayattan beklentileri nesillerini sürdürebilmekten ibaret kalmış insanları ağıt yakar. Ağıt yakan bu insanların ister istemez içinde bulundukları ve hatta güçlükle sürdürebildikleri o yoksul hayatlarını dahi fazla bularak onları tehdit eden çirkin, sağlıksız çevrelerin ve yapıların niye çirkin, niye sağlıksız ve niye depreme dayanıksız olduğunu, zavallı insanlarımızın niçin ağıt yakmaya mecbur kaldıklarını, birbirimize sorarız. Birbirimizi suçlarız.

Daha önce yaşanmış olan bir çok depremde olduğu gibi, bu depremde de neden en çok kamu yapılarının yıkıldığını sorarız birbirimize.

Hırsızlık yapan müteahhidi, mesleğini gerektiği gibi uygulamayan mimarı ve mühendisi, denetimini hakkını vererek yapmayan kamu görevlisini, kalitesiz çimento üretenleri, hurdadan inşaat demiri çeken imalathaneleri suçlarız. Kendimizi aklarız.

Her depremden sonra birilerini suçlar, birilerinin yakasına yapışır, vicdanımızı rahatlatırız.

Sonra da yakaladıklarımızı bırakırız.

Günler geçtikçe küllenir acılar. Unuturuz.

Oysa çirkin, sağlıksız, işlemeyen kentsel çevrelerin sağlıksız, depreme dayanıksız yapılarında yaşam sürmektedir: Plansızlığın, çarpıklığın, hırsızlığın, rüşvetin, ahlaksızlığın, kuralsızlığın, yağmanın, imar aflarıyla, yoğunluk artışlarıyla, mevzi imar planları ve özel imar durumlarıyla, encümen kararlarıyla, kanun hükmünde kararnameler ve genelgelerle, bakanlık onaylarıyla meşru kılındığı gündelik yaşamımıza bir de deprem fırtınasının girdiğini düşünür, üzülürüz..

Yoksulluğun, işsizliğin cenderesindeki kent parçalarında şimdi de deprem hayaleti kol geziyor!

Oysa yukarıdaki paragraflar bizlerin ne zaman karşımıza çıkacağı belli olmayan bir deprem hayaletinden değil, yaşam biçimimizden korkmamız gerektiğini göstermiyor mu?

Depremden değil, kendimizden korkmalıyız. Ahlaksızlığa son vermeli, imar düzenimizi sil baştan yeniden yazmalıyız. Mevcut yapılarımızı dikkatle gözden ve elden geçirmeli, onarılması gerekenleri onararak depreme dayanıklı hale getirmeli, yeni yapılacaklar için planlama, sanat ve teknik kurallarının titizlikle uygulandığından emin olmalıyız."
Arkitera

 

Mayıs 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Personel arayanlar, iş arayanlar, ilan vermek isteyenler, artık Arkitera Kariyer sayfalarında buluşuyor.

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz