reklam

19 Mayıs 2003 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Haliç'in evleri yenilenirken halkı da yenilenecek mi?

Balat ve Fener sinagogları, kiliseleri, camileri ve renkli insanlarıyla İstanbul dokusunda farklı bir yere sahip. Tarih boyunca hamursuzların, şeker bayramlarının, paskalyaların ortak kutlandığı, Rum ilahilerine Kuran seslerinin karıştığı bir bölge burası. Haliç'in temizlenmesi ve sahil şeridinde açılan şık otel ve restoranlardan sonra da sancılı bir değişimin eşiğinde. Çünkü azınlıkların İstanbul'dan ayrılmasından sonra genellikle Anadolu'dan göç etmiş yoksul ailelerin yaşadığı bölge Avrupa Birliği ve UNESCO'nun rehabilitasyon programıyla yeniden yapılandırıyor. Amaç da bölgenin doğal yapısını koruyarak 200 evi restore etmek ve halkın refah seviyesini yükseltmek.

UNESCO yoksul halkın çıkarını korumak istiyor
Balat-Fener Kültür ve Güzelleştirme Derneği ile Kadir Has Üniversitesi'nin de desteğini alan proje aslında 1996 yılında yapılan HABITAT Toplantıları'ndan beri gündemde. Ancak ilk zamanlar herkesin çok umutlu olmasına rağmen şu an halkın, derneklerin ve belediyenin projeye yaklaşımı değişmiş görünüyor.

Fatih Belediye Başkan Yardımcısı Mahir Katırcı 17 mil-yon Euro'ya mal olacak projenin çok yavaş ilerlediğini, bu yüzden de Balat halkının belediyenin projeyi desteklemediğini düşündüğünü söylüyor. Belediyeye göre bu düşüncenin öncülüğünü de Balat-Fener Kültür ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Hüseyin Movit yapıyor. Movit'e göre ise derneğin tek amacı projeden sonra burada yaşayan yoksul halkın gelir ve eğitim seviyesini yükseltmek. Bölge halkına gelince... Onlar belediyenin geçen yılın kasım ayına kadar projeyi ciddiye almadığını hatta projeye tahsis edilen belediye binalarına bile el koyduğunu söylüyor. Yani durum biraz karışık gibi.

Bölgedeki AB temsilcilerinden Murat Diren de AB'nin bölgeye insani yardımda bulunduğunu ve binaların restorasyon çalışmaları sırasında 35- 40 metrekarelik evlerde çok çocuklu yaşayan aileleri mağdur etmemeye çalıştıklarını belirtiyor. Diren bunun için bazı tedbirler aldıklarını, mesela restorasyonu yapılacak binalar tespit edildikten sonra bu binalarda oturan kiracıların beş yıl boyunca enflasyon oranında artacak kira bedelleriyle bölgede yaşamaya devam edeceklerini söylüyor. Ancak ev sahipleri ile proje yet-kilileri arasındaki anlaşma süresi dolunca neler olacağı ise belirsiz. Diren, Balat'ın otantik dokusundan etkilenen gelir seviyesi yüksek kişilerin Balat'a taşınacağını, bu değişimin de projenin amacına aykırı olduğunu anlatıyor: 'Ama AB'nin ve UNESCO'nun çalışmaları olmasa da semt bu yöne doğru ilerleyecekti. Bu kaçınılmaz bir gelişim.'

Başta Fener Gönüllüleri Derneği Yönetim Kurulu üyesi Hikmet Bardak olmak üzere bazı kişilerse bölgenin mevcut sakinlerinin semtin dokusuna uymadığını ve 'istilacı' olduğunu söylüyor. Projeden sonra bölgeye eğitim seviyesi yüksek kişilerin taşınacağını söyleyen Bardak 'Burası Cihangir kadar popüler bir kültür sanat merkezi olacak. Bu yüzden ev kiralayıp satarken İstanbullular'ı seçiyoruz' diyor. Bu arada bir not düşmek gerekirse, neyse ki 1997 yılından itibaren el değiştiren evler restorasyon çalışmaları dışında kalacak ve böylece bu yeni yapılanmadan yoksul Balatlılar'ın yararlanması sağlanacak.

Bölgenin şu anki durumuna gelince...
Balat ve Fener Kültür Derneği'nden Erol Kayaoğluyla Balat'ta gezmeye başlıyoruz. Eski fotoğraflardaki Balat'tan eser yok. Kırık dökük binalar arasında sahipleri tarafından restore edilen birkaç eve rastlıyoruz. Bölge halkı belediyenin Haliç'i temizlenmesiyle biraz umutlanmış ancak projenin yavaş ilerlemesinden dolayı güzel günlerin geleceğine olan inancını da yitirmiş. Balat Çarşısı'nda dolaşırken Eski Çıfıt Çarşısı'nın simgelerinden Agora Meyhanesi kapısına kilit vurulmuş olarak çıkıyor karşımıza. Paslanmış tabelanın üzerinde yarısı silinmiş 1800'lere ait bir tabela var. Çarşının açık olan tek tük dükkanlarını ise genelde Diyarbakırlılar ve Kastamonulular işletiyor. Çarşının içinde dükkan sahibi olan Yahudi Balatlılar'la konuşuyoruz. Balat Manavı'nın sahibi David Behar 75 yıldır Balat'ta oturuyor. Behar 'Balat'ın çehresi çok değişti Eskiden Müslüman'ı, Rum'u dosttu. Şimdi Rum, Yahudi kalmadı. Gençliğinde 500 Yahudi ailenin yaşadığı Balat'ta bugün beş aile yaşıyor. Yeni gelenler binaları kapışıyor. Komşularıyla hiç görüşmüyorum ama Balat'tan da ayrılmam' diyor. Behar proje için 'Bitmesine ömrüm yetmez' diyor. Ancak söz dönüp dolaşıp eskilere gelince mutlu oluyor: 'Dostluk çok güzeldi diyor ama gittiler... Hepsi gitti'...
Akşam

 

Mayıs 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Platform

"Yapı Malzemesi Üretimi ve Mimarlık" tartışılıyor.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 29 Mayıs'ta İTÜ Mimarlık Fakültesi 109 No'lu Salon' da davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: Yıldız Sey
Konuşmacılar:
Zeynep Bodur Okyay, Doğan Hasol, Erdal Özyurt, Nevzat Sayın

Lamp 83' ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz