reklam

26 Mayıs 2003 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Adana'da 'Adalet'!..

Geçen hafta Adana'daydım... ''Eczacılık Haftası'' nedeniyle; ''savaş ve kültürel miras'' konusunu bu kez de eczacılarla söyleştik...

Oda Başkanı Erdoğan Çolak 'ın açış konuşması, aslında her şeyi özetliyordu. Haftalardır ''Mezopotamya zaten tarih boyunca hep işgallere ve saldırılara uğradı...'' diyerek sözde ''tarih bilgisi'' (!) ile bugünü yorumlayanlara karşı, bakın nasıl ''uygarlık dersi'' veriyordu:

''Evet ama geçmişte ne insan hakları kavramı vardı; ne de tarihin yok edilmesini suç sayan insanlık sözleşmeleri...''

Adanalı eczacılardaki bu bilincin, kentin en eski semti Tepebağ 'ın yok oluşuna hâlâ seyirci kalan ''yerel yetkilileri'' de etkilemesini diliyorum...

Hüzün de var, umut da...
Söyleşinin ardından mimar dostum Erkan Karakaya ile önce Cumhuriyet Bürosu 'nu ziyaret ettik. Çetin Yiğenoğlu sadece bir gazeteci değil, ''edebiyatçı'' olarak da dertli...

Yakın yıllara kadar şiirin, romanın, hatta sinemanın Anadolu'daki kültür merkezi olan Adana, şimdi artık sadece ''İncirlik haberleriyle'' ulusal basında yer bulabiliyor... Ya da popüler Büyükşehir Belediye Başkanı'nın ''gayrimenkul'' düşkünlüğüyle...

Adana Koruma Kurulu 'na da uğrayarak; kültürel ve doğal mirasın bekçileri ''dava arkadaşlarımızın'' hatırlarını sorduk... Yıllardır ''sığındıkları'' kötü apartman dairesinden, adlarına ve işlevlerine yakışır bir ''tarihi Adana evine'' taşınmak üzere olmaları, bizi de mutlu etti... Böylece, artık hiç kimse; ''Önce kendiniz tarihi binada oturun, sonra herkesten bunu isteyin...'' bahanesine de sarılamayacak...

Erkan Karakaya, yıllardır benzer bir duyarlılığı gözleyen, ''7 Evler'' olarak bildiğimiz eski sıra evlerden birinin de TURSAB tarafından sahiplenilerek kurtarıldığını söyleyince, sevincimiz katmerlendi... Başaran Ulusoy 'a, kent kültürüne bu katkılarından ötürü teşekkür edilmesi gerektiğini konuştuk...

''Hukuksuzluk Sarayı''
Bu gibi umut verici örneklerle keyiflenirken, soylu mimarisiyle kenti bezeyen Adliye Binası 'nın, kentin akciğeri İnönü Parkı 'yla da bütünleşen tarihi bahçesini yok eden ''Yeni Adliye Sarayı'' nı görmeyeyim mi?..

Normal bir ''hukuk devletinde'' olmaması gereken; yüksek yargı kararlarına göre de çoktan ''yıkılıp'' yerinin yine ''park ve bahçe'' şeklinde düzenlenmesi gereken dev bina, aslında kullanılmaya başlanmasına rağmen yakında ''devlet töreniyle'' de açılacakmış...

1997'de, dönemin RP'li Adalet Bakanı Şevket Kazan, şehirciliği yok sayan planları mahkemece iptal edilen binaya ''kendisi'' temel atarak, hukuk dışı inşaatı ''siyasi koruması'' altında başlatmıştı...

Mimarlar Odası Adana Şubesi 'nce açılan davada, ''Danıştay'' ın da 05.08.1997'de iptal kararını kesinleştirmesine rağmen, inşaat sürdürülerek tamamlandı... Böylece, yargı kararlarına uyulmasını emreden anayasayı Adalet Bakanlığı da çiğneyerek, yasadışı binada ''adalet'' dağıtılmaya başlandı...

Umarım bu ''suçun'' törenine Adalet Bakanı Cemil Çiçek katılmaz... Hatta, kendisinden bir dileğimiz daha var: ''Hukuksuzluk sarayı'' nın koca koca klima merkezlerini bile bahçesini yok ettiği eski adliye binasının duvarına yapıştırmışlar... Belli ki ''yeni'' binayı çok sevmişler ve daha da ''çirkinleşmesini'' istememişler...

''Muhafazakâr'' bakan, hiç değilse onları ''tarihe saygı için'' oradan söktürsün ve ''çok yakışacak'' olan yasadışı yapının istediği yerine koydursun...
Cumhuriyet

 

Mayıs 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Diyalog

John McAslan
27 Mayıs 2003 günü Diyalog bölümümüze konuk olacak.

John McAslan hakkında forumda başlayan tartışmaya katılmak için tıklayın. 


Vitra - Artema'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz