'Fethin' 550 projesi...
Birlikte mi gittiler; orada mı karşılaştılar; anlayamadım ama Can Dündar
ile Ali Müfit Gürtuna 'nın 300. kuruluş yıldönümü kutlanan St.
Petersburg'da buluşmaları, acaba ''hayırlara vesile'' de olabilecek mi?..
Belgesellerini hep severek izlediğimiz Can Dündar, tarihi dokusu içler acısı
durumdaki İstanbul ile hemen tüm eski yapıları korunan ''kardeş kenti''
arasındaki ''farka'' değindiği ''İki Şehrin Hikâyesi'' başlıklı yazısında
diyor ki: ''Petersburg'u gezerken 18. yüzyılın sokaklarında geziyormuş
duygusu veriyor....''
Binlerce yaşındaki kentlerimizde, üstelik şu son 40 yılda yitirdiğimiz
bu ''çağdaş duygu'' nun özlemiyle Gürtuna 'ya sormuş; ''İstanbul'u da bu
türden bir korumaya almak çok mu zor?..''
Söze; ''Sıra ona geldi'' diyerek giren Büyükşehir Belediye Başkanı;
''ilk dönemimizde altyapıyla uğraştık, şimdi yerüstüne çıkıyoruz''
haberini verdikten sonra, yine tarihi Petersburg'a bakarak ''İşte'' deyip
eklemiş; ''hedefe ulaştığımızda nasıl bir güzelliğe varılacağını görüyorsunuz...''
(Milliyet, 24 Mayıs 2003)
Can Dündar o gün Gürtuna'ya, karşılarındaki tarihi kentin 2. Dünya
Savaşı'ndaki 3 yıllık Alman kuşatması sırasında ''bütünüyle yıkıldığını''
; savaştan sonra ise yok olan eski kentin yerinde ''modern'' (!) apartmanların
değil, yine 18. yüzyıl yapılarının ''yeniden ve aynen'' yapıldığını
anımsattı mı bilemiyorum...
Bu çarpıcı ''kentsel yenilemenin'' , Can Dündar'la Mimarlar Odası'nın
birlikte tasarladıkları ''mimarlık kültürümüz'' belgeseline de esin kaynağı
olacağından eminim...
Ancak, Gürtuna'nın İstanbul projeleri için ne yazık ki aynı umudu paylaşmam
giderek zorlaşıyor. Çünkü; ''Sıra tarihi korumaya geldi'' sözünün ne
kadar inandırıcı olduğunu görebilmek için ''Fethin 550. Yılı'' nedeniyle
ilan ettiği ''550 projeye'' şöyle bir bakmak yetiyor...
Eğer İstanbul'da sıra ''nihayet'' kentin geçmişini de kurtarmaya
geliyorsa; bunun en anlamlı ''başlangıç projelerinin'' işte bu ''Fethin
550. yılı kutlamalarına adananlar'' arasında ve en başta olmaları gerekmez
miydi?..
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, yine ''550. yıla'' yakıştırmak için
adeta bir reklam ve pazarlama mantığıyla ''5.5 milyar dolarlık bütçe'' sözüyle
ilan ettiği ''550 projeye'' bakıyoruz...
Eğer her biri içinde ''55 yaşında mimar ve mühendisler bulamadılarsa;
hemen tümünün ortak yanı; ''Kentin tarihi ve kültürel dokusunu asla gözetmeyen''
altyapı, yol, köprü, viyadük, kaldırım, bordür, refüj, ağaç, çiçek,
böcek ve çok sayıda ''yeni bina'' inşaatı...
Bir de ağaçlandırma, çiçeklendirme, boya, badana...
Nerede; ''Süleymaniye'' semtinin, konakları bile yakan otopark mafyasından
da kurtarılarak restore edilmesi?.. Nerede; ''Zeyrek'teki ev ve sokakların''
onarılarak yaşatılması?.. Nerede; Fatih'in 550 yıl önce ''bizim'' yaptığı
İstanbul olan Tarihi Yarımada 'yı koruma amaçlı planlar?.. Nerede; gemileri
karadan aşırdığı ''Tophane-Pera-Galata-Kasımpaşa'' daki hızla yitirilen
tarihi sivil binaları yeniden kent yaşamına ve turizme kazandıracak düzenlemeler,
''niyetler'' ?
Can Dündar 'ın anlattığına bakılırsa, bunlar da Gürtuna'nın ancak
''2. dönem başkanlık listesinde'' yer alabilecek!.. Çünkü, ''kardeş
kent'' St. Petersburg'un bile tarihini nasıl koruduğunu, biraz ''geç'' fark
etmiş gibi...
Aslında, şimdiki 550 projeye ''fetih'' temasını katmaları galiba çok da
yanlış değil... Bunların tümü, İstanbul'un ''kültür yoksunu imarcılık''
tarafından 1950'lerden bu yana süren ''fethinin'' sanki artık tamamlandığını
da belgeleyen projeler değil midir?..
Yarın 29 Mayıs... İstanbul'un alınışının 550. yılında, işte bu
talanın son 10 yıldaki ''su havzalarının, ormanların ve her yerin yasadışı
işgali'' için de ''fetih bayramını'' yapacaklar...
Oktay Ekinci - Cumhuriyet
|