reklam

30 Mayıs 2003 Cuma
Ana Sayfa > Haberler

Doğal sitlerin yapılaşmaya açılması yağmayı daha da hızlandıracak

TMMOB 29 Mayıs 2003 tarihinde yaptığı bir basın açıklaması ile son zamanlarda gündemde olan soğla sitlerin yapılaşmaya açılması ile igili kararın yağmayı daha hızlandıracağını yasa dışı kaçak yapılaşmayı teşvik eden yasaların çıkarıldığını belirtti.

"- Kamu toprağının işgalcilere satışı anayasaya aykırıdır.

- Doğal sitlerin yapılaşmaya açılması yağmayı daha da hızlandıracaktır.

- Akp iktidarı verdiği sözü tutmuyor, kapalı kapılar ardında tasarılar hazırlıyor.

- Kamu topraklarının işgali yasallaştırılıyor, yasa dışı kaçak yapılaşma teşvik ediliyor.

- Yasalara saygılı vatandaşlar cezalandırılıyor.

- Devlet müflis bir mirasyedi gibi davranamaz, kamu toprağı kamu yararına kullanılmalı.

- Deprem tehdidi altındaki kentlerimiz yağmayı yasallaştırarak değil, bilimsel ve teknik bir planlama ile yenilenmeli.

İktidar tarafından hazırlanarak TBMM'ne sevkedilen bir tasarı ile, kamu toprakları üzerinde yasalara ve imar düzenlemelerine aykırı olarak yapılmış kaçak yapıların yasallaştırılması öngörülmektedir. Bu toprakların işgalcilere satılması yoluyla sağlanacak gelirin kriz içindeki bütçeye çare olacağı umulmaktadır. Tasarı ayrıca doğal sit alanlarının da yapılaşmaya açılmasına izin vermektedir. Bu girişimler her şeyden önce Anayasaya aykırıdır.

Anayasanın 56. ve 57. maddeleri, çevrenin korunması ve geliştirilmesini devlete bir görev olarak vermiş, konut ihtiyacının, kentlerin özelliklerini ve çevre koşullarını gözeten bir planlama ile karşılanmasını öngörmüştür. Oysa tasarı, çevreyi korumaya değil çevreyi tahrip eden yağmanın yasallaştırılmasına yöneliktir. Tasarı, planlamayı değil, plansız yapılaşmayı teşvik etmektedir. Kamu topraklarını işgal edenlerin ödüllendirildiği, yasalara saygılı yurttaşların bir anlamda cezalandırıldığı böyle bir uygulama Anayasanın temel kavramlarına aykırıdır.

AKP iktidarı, göreve gelmeden önce verdiği sözleri yerine getirmemektedir. AKP, parti programında, seçim bildirilerinde ve hükümet programlarında, "katılımcılık" ve "yönetişim" gibi çağdaş yönetim ilkelerinden söz ederek, yapacağı işlerde, çıkaracağı yasalarda toplumun görüş ve katkılarını alacağını söylemişti. Özellikle sivil toplum örgütlerinin, meslek kuruluşlarının görüşlerine önem vereceğini söyleyen bir iktidar, bugün kapalı kapılar ardında, hiç kimseden görüş almadan yasalar hazırlamaktadır. Tasarılar hakkında, ancak Meclise sevkedildikten sonra ve güçlükle bilgi sahibi olabilmekteyiz. İktidarı verdiği söze sahip çıkmaya, toplumla ve ilgili kesimlerle sağlıklı bir diyalog ortamını oluşturmaya, getireceği yasaları böyle bir ortam içinde hazırlamaya çağırıyoruz.

Siyasi iktidar müflis bir mirasyedi gibi, kamuya ait değerleri satarak günlük sıkıntıları aşamaz. Ekonomik krizin aşılması ve bütçeye kaynak yaratılması gerekçesiyle, bir dizi yasa değişikliği ile orman arazilerinin, kıyıların özel mülkiyete açılmasına çalışılmakta, kamu elindeki arazilerin özel kişilere, hatta yabancılara satılması amaçlanmaktadır. Bu girişimler, "özelleştirme" politikalarının, kamu toprakları üzerinde, devlet sorumluluğundan uzak, kamu yararına aykırı, kişisel çıkarları gözeten bir şekilde uygulanmasıdır.

Kamu elindeki araziler, kentlerin daha sağlıklı gelişmesini sağlamak ve kurallara uygun yapılaşmaya olanak verecek yeni yerleşim bölgelerinin oluşturulması için önemli bir kaynaktır. Bu kaynağın, yasa dışılığı ve plansız kentleşmeyi teşvik eden uygulamalarla harcanması, telafisi olanaksız sonuçlar doğuracaktır. İktidar, kendisine teslim edilmiş emanete devlet olmanın sorumluluğu içinde sahip çıkmalıdır.

İktidarın bu tasarılar ile getirdiği uygulamaların, yeni imar afları ile devam edeceği görülmektedir. Böyle bir politika ile Türkiye'de sağlıklı bir kentleşmenin, imar yasa ve düzenlemelerinin artık uygulanabilir hali kalmamıştır. Yasa dışı kaçak yapılaşmanın, kamu topraklarını işgalin teşvik edildiği bir ortamda, vatandaşların imar ve inşaat konularında yasal düzenlemelere uymasını bekleyemezsiniz.

Deprem tehdidi altında olan ve neredeyse üçte ikisi kaçak yapılardan oluşan kentlerimizin mutlaka acil, hayati iyileştirmelere, yeni düzenlemelere ihtiyacı vardır. Ancak AKP iktidarının getirdiği tasarı ve bu konuda izleyeceği anlaşılan politika, söz konusu ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Tasarı ve diğer girişimler, kentlerimizi daha da içinden çıkılmaz sorunlarla dolu bir duruma getirecektir. İktidarı ivedilikle, kentlerimizi deprem karşısında dayanıklı kılacak, sağlıklı koşullar altında geliştirecek, bilim ve tekniğin kurallarına uygun, kamu yararını gözetir tedbirleri almaya çağırıyoruz."
Arkitera

 

Mayıs 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04
05 06 07 08 09 10 11
12 13 14 15 16 17 18
19 20 21 22 23 24 25
26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Diyalog

Erdal Özyurt
3 Haziran 2003 günü Diyalog bölümümüze konuk olacak.

Erdal Özyurt hakkında forumda başlayan tartışmaya katılmak için  tıklayın. 


Vitra - Artema'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz