Doğal sitlerin yapılaşmaya açılması
yağmayı daha da hızlandıracak
TMMOB 29 Mayıs 2003 tarihinde yaptığı bir basın açıklaması ile son
zamanlarda gündemde olan soğla sitlerin yapılaşmaya açılması ile igili
kararın yağmayı daha hızlandıracağını yasa dışı kaçak yapılaşmayı
teşvik eden yasaların çıkarıldığını belirtti.
"- Kamu toprağının işgalcilere satışı anayasaya aykırıdır.
- Doğal sitlerin yapılaşmaya açılması yağmayı daha da hızlandıracaktır.
- Akp iktidarı verdiği sözü tutmuyor, kapalı kapılar ardında tasarılar
hazırlıyor.
- Kamu topraklarının işgali yasallaştırılıyor, yasa dışı kaçak yapılaşma
teşvik ediliyor.
- Yasalara saygılı vatandaşlar cezalandırılıyor.
- Devlet müflis bir mirasyedi gibi davranamaz, kamu toprağı kamu yararına
kullanılmalı.
- Deprem tehdidi altındaki kentlerimiz yağmayı yasallaştırarak değil,
bilimsel ve teknik bir planlama ile yenilenmeli.
İktidar tarafından hazırlanarak TBMM'ne sevkedilen bir tasarı ile, kamu
toprakları üzerinde yasalara ve imar düzenlemelerine aykırı olarak yapılmış
kaçak yapıların yasallaştırılması öngörülmektedir. Bu toprakların işgalcilere
satılması yoluyla sağlanacak gelirin kriz içindeki bütçeye çare olacağı
umulmaktadır. Tasarı ayrıca doğal sit alanlarının da yapılaşmaya açılmasına
izin vermektedir. Bu girişimler her şeyden önce Anayasaya aykırıdır.
Anayasanın 56. ve 57. maddeleri, çevrenin korunması ve geliştirilmesini
devlete bir görev olarak vermiş, konut ihtiyacının, kentlerin özelliklerini
ve çevre koşullarını gözeten bir planlama ile karşılanmasını öngörmüştür.
Oysa tasarı, çevreyi korumaya değil çevreyi tahrip eden yağmanın yasallaştırılmasına
yöneliktir. Tasarı, planlamayı değil, plansız yapılaşmayı teşvik
etmektedir. Kamu topraklarını işgal edenlerin ödüllendirildiği, yasalara
saygılı yurttaşların bir anlamda cezalandırıldığı böyle bir uygulama
Anayasanın temel kavramlarına aykırıdır.
AKP iktidarı, göreve gelmeden önce verdiği sözleri yerine
getirmemektedir. AKP, parti programında, seçim bildirilerinde ve hükümet
programlarında, "katılımcılık" ve "yönetişim" gibi çağdaş
yönetim ilkelerinden söz ederek, yapacağı işlerde, çıkaracağı yasalarda
toplumun görüş ve katkılarını alacağını söylemişti. Özellikle sivil
toplum örgütlerinin, meslek kuruluşlarının görüşlerine önem vereceğini
söyleyen bir iktidar, bugün kapalı kapılar ardında, hiç kimseden görüş
almadan yasalar hazırlamaktadır. Tasarılar hakkında, ancak Meclise
sevkedildikten sonra ve güçlükle bilgi sahibi olabilmekteyiz. İktidarı
verdiği söze sahip çıkmaya, toplumla ve ilgili kesimlerle sağlıklı bir
diyalog ortamını oluşturmaya, getireceği yasaları böyle bir ortam içinde
hazırlamaya çağırıyoruz.
Siyasi iktidar müflis bir mirasyedi gibi, kamuya ait değerleri satarak günlük
sıkıntıları aşamaz. Ekonomik krizin aşılması ve bütçeye kaynak yaratılması
gerekçesiyle, bir dizi yasa değişikliği ile orman arazilerinin, kıyıların
özel mülkiyete açılmasına çalışılmakta, kamu elindeki arazilerin özel
kişilere, hatta yabancılara satılması amaçlanmaktadır. Bu girişimler,
"özelleştirme" politikalarının, kamu toprakları üzerinde, devlet
sorumluluğundan uzak, kamu yararına aykırı, kişisel çıkarları gözeten
bir şekilde uygulanmasıdır.
Kamu elindeki araziler, kentlerin daha sağlıklı gelişmesini sağlamak ve
kurallara uygun yapılaşmaya olanak verecek yeni yerleşim bölgelerinin oluşturulması
için önemli bir kaynaktır. Bu kaynağın, yasa dışılığı ve plansız
kentleşmeyi teşvik eden uygulamalarla harcanması, telafisi olanaksız sonuçlar
doğuracaktır. İktidar, kendisine teslim edilmiş emanete devlet olmanın
sorumluluğu içinde sahip çıkmalıdır.
İktidarın bu tasarılar ile getirdiği uygulamaların, yeni imar afları
ile devam edeceği görülmektedir. Böyle bir politika ile Türkiye'de sağlıklı
bir kentleşmenin, imar yasa ve düzenlemelerinin artık uygulanabilir hali
kalmamıştır. Yasa dışı kaçak yapılaşmanın, kamu topraklarını işgalin
teşvik edildiği bir ortamda, vatandaşların imar ve inşaat konularında
yasal düzenlemelere uymasını bekleyemezsiniz.
Deprem tehdidi altında olan ve neredeyse üçte ikisi kaçak yapılardan oluşan
kentlerimizin mutlaka acil, hayati iyileştirmelere, yeni düzenlemelere ihtiyacı
vardır. Ancak AKP iktidarının getirdiği tasarı ve bu konuda izleyeceği
anlaşılan politika, söz konusu ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Tasarı ve
diğer girişimler, kentlerimizi daha da içinden çıkılmaz sorunlarla dolu
bir duruma getirecektir. İktidarı ivedilikle, kentlerimizi deprem karşısında
dayanıklı kılacak, sağlıklı koşullar altında geliştirecek, bilim ve
tekniğin kurallarına uygun, kamu yararını gözetir tedbirleri almaya çağırıyoruz."
Arkitera
|