Yeni Bir Dünya Çevre Gününde
Umutlu Değiliz!
TMMOB Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu yaptığı bir basın açıklaması
ile 5 Haziran'daki Dünya Çevre Günü'nden umutlu olmadıklarını, yaşanılabilir
bir çevre için sömürüsüz bir dünyaya gereksinim duyulduğunu dile
getirdi.
"- Yeni bir dünya çevre gününde umutlu değiliz
- Dünya çevre gününde Türkiye'de doğal sitler yapılaşmaya açılıyor,
çevreyi katleden kaçak yapılara af getiriliyor
- Çevre kirliliğinin nedeni sömürü ve yoksulluktur
- "Yoksulluğun yokedilmesi" hedefleniyor ama yoksulluk giderek artıyor
- Yaşanabilir bir çevre için savaşsız sömürüsüz bir dünya
5 Haziran'da yeni bir "Dünya Çevre Günü" yaşanıyor. Çevreden
sorumlu olanlar, duyarlı dünya yurttaşları, doğal ve yapılı çevrelerindeki
son durumu bir de bugün değerlendirecekler. Kimileri de "mıntıka
temizliği" yaptırarak "Dünya Çevre Günü"nü
"kutlayacak"lar.
Ne yazık ki, bugün çevre sorunları açısından geleceğe umutla bakamıyoruz.
Sınırlı doğal olanaklar, bize emanet edilen yılların birikimi çevre değerleri
giderek daha acımasızca tüketiliyor. Sermayenin aşırı kâra yönelik saldırıları,
ranta dayalı politikalar, çevreyi de elden çıkarıyor. Dünya üzerinden
kalkmayan savaş bulutları, çevreyi sürekli tahrip ediyor.
Bugünlerde Türkiye'de, doğal sitlerin yapılaşmaya açılması pazarlıkları
sürdürülüyor. Çevreyi katleden kaçak yapılaşmanın yasallaştırılmasına,
yeni imar afları getirilmesine çalışılıyor. Ormanlık arazilerde, su
havzalarında işgal edilen kamu topraklarının işgalcilere verilmesi, kıyıların
özel mülkiyete açılması için yasalar, hatta Anayasa değiştiriliyor. İktidar
bu yollarla elden çıkarılan çevrenin bir daha geri dönmeyeceğini
bilmelidir.
Dünyada çevre kirliliğinin önemli bir nedeni, sınır tanımayan sömürü
düzeni ve bunun kaçınılmaz sonucu olan yoksulluktur. Birleşmiş Milletlerde
ve Habitat oluşumlarında "yoksulluğun yokedilmesi" ni amaçlayan söylemler
geliştiriliyor. Rio ve Johannesburg zirvelerinde imzalanan sözleşmelerde
"yoksulluğun yokedilmesi"nden söz ediliyor. Ama ortada açık bir
gerçek var ki, yoksulluk, işsizlik, gelir dağılımındaki dengesizlik
giderek artıyor. Yoksulluk ortadan kaldırılmadıkça, yoksulluğu doğuran sömürü
düzeni dizginlenmedikçe çevrenin korunabilmesi mümkün olmayacaktır. Son
olarak G8 zirvesinde yoksulluğun sözünün bile edilmemesi umut kırıcıdır.
Savaşlar, dünyamızda çevre değerlerinin yok olmasının bir başka önemli
nedenidir. Ne doğal çevreyi, ne de yüzyılların mirası olan tarihi ve kültürel
çevreyi gözetmeden Irak üzerine yağdırılan bombalar, onulmaz yaralar açtı.
Dünya üzerinde her türlü insani değeri hiçe sayan savaş politikaları sürdükçe,
gerçek anlamda kalıcı bir barış ortamı sağlanamadıkça insanların yaşamı
ve yaşadıkları çevre de sürekli tehdit altındadır.
Çevresiyle birlikte insan yaşamını yok eden doğal afetler, ne yazık ki
verdiğimiz büyük kayıplara rağmen ülkemizde gene de ciddiye alınmamaktadır.
Son Bingöl depremi yeni bir acı ders olmuştur. İktidarların bu konuda günlük
geçici uygulamalardan vazgeçmesini, kalıcı, köklü uygulamaları bir an önce
başlatmasını bekliyoruz.
Mimarlar, dünyada ve ülkemizde sağlıklı çevre koşullarının oluşturulması
için sürdürülecek kapsamlı girişimlerde, bilgi ve birikimleriyle katkıda
bulunmaya hazırdır. Ancak, ülke yönetimlerinin izlediği tam tersi doğrultudaki
politikaların belirleyici olduğu bir ortamda, bilimin, tekniğin ve mimarların
yapacağı fazlaca bir şey kalmamaktadır.
5 Haziran 2003 gününde, yaşanabilir bir çevre için sömürüsüz ve savaşsız
bir dünya özlemimizi bir kez daha tekrarlıyoruz."
Arkitera
|