Size altı ay süre, dediklerimizi
yapmazsanız İstanbul'u Dünya Mirası Listesi’nden atacağız
UNESCO, İstanbul'a şimdilik sarı kart gösterdi, altı ay içinde
eksiklerin tamamlanmaması halinde kenti, Dünya Mirası Listesi'nden çıkaracak.
Birleşmiş Milletler Bilim Kültür ve Eğitim Teşkilatı (UNESCO), İstanbul'u,
Dünya Mirası Listesi'nden çıkarıyor. Geçen hafta Türkiye'ye gelen UNESCO
Kültür Mirası Merkezi Genel Direktör Yardımcısı Minja Yang Kültür ve
Turizm Bakanlığı yetkilileri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı,
Fatih ve Eminönü Belediye Başkanları'yla görüştü. Büyükşehir
Belediyesi'nde yapılan genişletilmiş toplantıda, UNESCO'nun İstanbul'a şimdilik
sarı kart gösterdiğini, altı ay içinde eksiklerin tamamlanmaması halinde
kentin listeden çıkarılacağını söyledi. Türkiye, bu ihtimal gerçekleşirse
Afganistan, Honduras, Kamboçya, Uganda gibi ‘‘kültür varlıklarına düşman
davranan ülkeler’’ kümesine girecek. Yang, İstanbul'un tarihi eserlerin
de işleneceği nazım imar planlarını 27 Haziran 2003'te Paris'te yapılacak
yıllık konsey toplantısına yetiştirmesi halinde listede kalma şansının
artacağını, bir yıl içinde yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde
ise listedeki yerini sağlamlaştırıp genişletebileceğini söyledi.
İstanbul, UNESCO ile yaptığı anlaşmanın hangi şartlarını yerine
getirmedi?
- En son 1995'te İstanbul Belediyesi yetkilileriyle bir araya geldik. Kentin
imar planlarını bir yılda bitireceklerine ve buna tarihi eser envanterini
ekleyeceklerine söz verdiler. Yedi yıldır planları bekliyoruz. Plana işlenmeyen
eserler her an ortadan kaldırılabilir, en hafifinden çevresindeki yapılaşmayla
kent içinde boğulabilir. İstanbul'da son 30-40 yılda çok sayıda eser
kaybolmuş, yok edilmiş.
Çağdaş kent hayatını kolaylaştırmak adına eserler gözden çıkarılabilir
mi?
- Her ülkenin, her kentin otoyollara ya da tren hatlarına ihtiyacı var.
Ama bunları yaparken kültürel ve doğal yapıya zarar vermeyecek bir
planlamaya gidilmesi gerekli. Türkiye maalesef bu konuda yetersiz kaldı.
Elindeki olağanüstü hazineyi doğru değerlendirmedi. Tahrip etti. Anlaşmaya
göre devletler bu varlıkları korumak, tanıtmak ve eğitim müfredatına
sokup gelecek kuşaklara üstünde oturdukları değerleri anlatmak, üniversitelerinde
bu konuda yapılan araştırmalara destek vermek zorunda. Ama Türkiye bunları
yapmadı. İstanbul'da Tarihi Yarımada içinde dört bölge Dünya Mirası
Listesi'nde yer alıyor: Süleymaniye, kent surları, Sultanahmet arkeolojik
park alanı ve Zeyrek. Surların bir parça restore edilmesi dışında, diğer
üç bölge için tek bir adım bile atıldığını söyleyebilir misiniz?
Yasa değişikliği gerektiren düzenlemelerde UNESCO daha esnek davranamıyor
mu?
- Evet, esnek davranıyor. Bu durum ülkelerin anayasasına göre değişiyor.
Mirasın korunmasında bazı ülkeler yetkiyi merkezi idareye vermiş, bazıları
yerel yönetimlere. Türkiye'de yetkilerin büyük bir bölümü merkezin
elinde. Oysa yılların deneyimi gösterdi ki Kültür Bakanlığı bu eserlerin
takibini yeterince yapamıyor ve onaramıyor. Merkez, yetkilerini yerel oluşumlara
devretmeli. Düzenlemenin yasal çerçevesi, tarafları belirlenmeli. Başka ülkeler
bunu yaptı ve kısa zamanda önemli mesafeler aldı.
Eski evler yakılıyor
Süleymaniye ve Zeyrek'teki eserler neden önemli? Geçmişte UNESCO sadece anıtsal
yapıları listeye alıyordu. Bu yaklaşım değişti mi?
- Evet. Köyler, kentler, mahalleler ve Kapadokya'daki gibi kültürel ve doğal
peyzajları da listeye almaya başladık. Siz, Süleymaniye ve Zeyrek'in en az
Ayasofya kadar önemli olduğunu anlamıyorsunuz. Süleymaniye'deki sokak ve
evlerin en az Süleymaniye Camii kadar değerli olduğunu bilmiyorsunuz. UNESCO,
en az anıtlar kadar kentin hikayesine de önem vermeye başladı. Süleymaniye
ve Zeyrek'teki ahşap yapıların ve tepelerden aşağı doğru martı gibi süzülerek
inen sokakların bir örneğini dünyada bulamazsınız.
Bazıları, insanın hikayesi geçici, eserler ise kalıcı diye düşünüyor.
- Olur mu? Bu sokaklar, bu evler yüzyıllar içinde bu şehirde varolmuş
insanın hikayesini de bize taşıyor. Bir kentin hikayesi kayboldu mu anıtın
değeri kalmaz. Süleymaniye ve Zeyrek'te son 20 yılda çeşitli zamanlarda çekilmiş
fotoğraflara baktığımızda birçok evin yakılarak yok edildiğini, arsalarına
otopark yapıldığını gördük. Bunları kurtarmak için merkezi ve yerel yönetimler
adım atmadı. Üniversite ve sivil toplum kuruluşları duyarsız kaldı. Biz Süleymaniye
ve Zeyrek'i insanlığın ortak kültürel varlıkları listesine aldık ama
yerel yönetimler, bu bölgenin UNESCO tarafından listeye alındığı gösteren
bir tabela bile asmamış. Başka ülkeler bu listeye girmek için birbiriyle kıyasıya
yarışıyor.
Listeye girme koşulları nelerdir, liste neden bu kadar önemli?
- Çünkü bu listede yer alan varlıklar tescil edilmiş oluyor. UNESCO bu
listeye girenlere parasal destek vermiyor ama istenirse, koruma projeleri için
teknik destek sağlıyor, projelerin tanıtımını üstleniyor, Dünya Bankası
ve Avrupa Birliği'nden mali destek bulunmasına yardımcı oluyor. Örneğin,
Fener ve Balat Semtlerinin Kentsel Rehabilitasyon Projesi'nin yapımına Fatih
Belediyesi ile UNESCO öncülük etti. UNESCO yetkilileri projeyi AB'ye götürdü
ve AB hemen bu projeyi üstleneceğini ilan etti.
Turistlerin başvuru kaynağı
İstanbul'a gelen turist sayısının 2 milyondan 10 milyona çıkarılması
hedefleniyor. Listede kente ayrılan yerin genişlemesi bu hedefe ulaşılmasına
yardımcı olabilir mi?
- Olabilir. Çünkü İstanbul gibi kentlere gelenler deniz ve güneş dışında
öncelikleri olan turistlerdir. Dünya Mirası Listesi, kültür gezilerine çıkanların
başvuru kaynağı. Ama biz yaşayan kentlerin, ören yerleri gibi boşaltılıp,
teatral bir alana dönüştürülüp, sadece turizme yönelik fonksiyonlara açılıp
orada yaşayan insana kapatılmasına karşıyız. Kentin kültürel florasının
devam etmesini, kadın sünneti gibi kötü gelenekler dışında kalan töre ve
ritüellerin yaşamasını savunuyoruz.
Ama turizmi de destekliyorsunuz.
- Elbette destekliyoruz. Ama kestirmeden değil! Ülkelerin bir kısmına ören
yerlerinde kazı yapmalarını ve tarihi mirasın bir bölümünün açığa çıkarılarak
bu bölgeye konaklama tesisleri yapılmasını öneriyoruz. Oradan elde edilen
kaynağın yine aynı bölgeye harcanarak toprak altında kalan diğer bölümlerin
de açığa çıkarılmasını tavsiye ediyoruz.
UNESCO Dünya Mirası Listesi açısından Türkiye'nin önemi nedir?
- Kültürlerin kavşağındaki Türkiye'nin önemi çok büyük. Türkiye,
listedeki yerini beş, on katına çıkarabilecek potansiyele sahip. Bunu
bilmelisiniz.
İstanbul ne yapmalı?
- Öncelikle peyzajını korumalı. Tarihi Yarımada'ya yüksek binaların
yapımına son verilmemeli, yapılanlar yıkılmalı. Altyapı çalışmaları
yapılırken çevrenin etkilenmemesi sağlanmalı. Örneğin, Yenikapı'da çok
önemli sivil mimari örneklerini barındıran bir mahalle var. Boğaz Tüp Geçişi
Projesi yapılırken buranın yok olmasını önleyici tedbirler alınmalı. Ahşap
ve kagir yapıların çatı onarımından başlanarak restore edilmesi için
acil projeler yapılmalı. Yerel yönetimlere daha fazla yetki, sivil topluma
daha fazla denetim olanağı verilmeli.
Bir yer nasıl Dünya mirası olur?
1. Üye ülkeler dosyayla başvurur
Bir ülke Dünya Mirası Anlaşması'nı imzalayarak, kültürel ve doğal
mirasını koruyacağını taahhüt edip üye ülke olur. Üye ülke,
uluslararası değer olarak düşündüğü alanların listesini bu alanın nasıl
korunduğunu, detaylı bir planla UNESCO Dünya Mirası Merkezi'ne teslim eder.
2. Dünya Mirası Merkezi dosyayı danışmanlara yollar
Dünya Mirası Merkezi, adayları sunmak, doğru format ve gerekli
haritalarla dokümanlar hazırlamak konusunda üye ülkeye destek olur. Aday
dosyaları teslim alındığında, merkez belgelerin eksiksiz olup olmadığını
kontrol eder ve danışman heyetlere gönderir.
3. Dosya üç danışman heyetten geçer
Değerlendirmeler Uluslararası Anıtlar ve Siteler Konseyi (ICOMOS), Dünya
Koruma Birliği (IUCN) ve Uluslararası Kültürel Değerleri Koruma ve Düzenleme
Çalışmaları Merkezi'nden (ICCROM) geçer.
4. Dünya Mirası Komitesi karar verir
6 yıl için seçilen 21 üyeden oluşan komite yılda bir kez Dünya Mirası
Listesi'ne girecek alanlara karar verir. Ayrıca koruma altındaki alanlar hakkındaki
raporları da inceler, Dünya Mirası Anlaşması için yerine getirilmesi
gereken kararları alır.
Neden tereddütteyiz?
Biz Üsküdar, Eyüp, Galata-Beyoğlu gibi üç önemli tarihi alanın da
listeye girmesini istiyoruz. Ama Kültür Bakanlığı ve İstanbul yönetiminin
listede mevcut yerlere gösterdiği ilgisizliği dikkate aldığımızda tereddüt
ediyoruz. Buna rağmen, konuyu görüşmek için toplantılara Üsküdar, Beyoğlu
ve Eyüp belediye başkanlarını da çağırdık. Dünyanın en önemli doğal
oluşumlarından biri olan ve kıyılarında binlerce tarihi eser bulunan Haliç
ve Boğaziçi de bu listede yer almalı. Bu konuda çalışmalarımız sürüyor.
Türkiye'den dört yer var
Tarihi yarımada, Kapadokya,
Divriği Ulu Cami, Pamukkale
İçinde Türkiye'nin de bulunduğu 176 ülke UNESCO Dünya Mirası
konvansiyonuna katıldı. Dünya Mirası Listesi'ne 125 ülkeden 730 doğal ve kültürel
alan girebildi. 51 ülkeden bir eser bile bu listeye girmeyi başaramadı. İstanbul
Tarihi Yarımadası 1986'da Dünya Mirası Listesi'ne girdi. UNESCO Dünya Mirası
listesi’nde Tarihi Yarımada'nın yanısıra Kapadokya, Divriği Ulu Cami ve
Pamukkale yer alıyor.
Hürriyet
|