reklam

12 Haziran 2003 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Beyoğlu - Marsilya arasında kültür varlıklarının korunması konusunda bir deneyim alışverişi gerçekleşiyor

Kentler arası bilgi ve deneyim paylaşımını geliştirmeyi amaçlayan "Kentler Köprüsü" başlıklı program tarihsel kent merkezlerinin canlandırılması için finansman, planlama, tasarım yöntemlerinin araştırılması, geliştirilmesi, tanıtılması için düzenlenen atölye çalışmaları, seminerler ve konferanslar dizisi ile devam ediyor.

Bu programın ikinci buluşması geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Fransa'da Marsilya Belediyesi'ne bağlı olarak hizmet veren Kültür Varlıkları Atölyesi'nin (Atelier du Patrimoine) yöneticisi, AB ve UNESCO nezdinde tanınmış bir uzman olan Daniel Drocourt, 7-10 Haziran tarihleri arasında İstanbul'daydı. Drocourt'un katılımıyla programın birinci gününde bir kent gözlem atölyesi, sunuş düzenlendi. İstanbul'dan ve Ankara'dan katılımcılar bu sunumu yorumlayarak yerel bağlamda tartıştılar. Programın ikinci gününde birinci gün atölyesinin ve sunuşlarının sonuçlarını derlemeye yönelik ikinci bir atölye çalışması yapıldı. Daha sonra Drocourt yerel yönetimin ilgili birimleriyle ilgili bilgi aldı, gözlemler yaptı.

Bugün AB ve UNESCO nezdinde, özellikle de Akdeniz çevresinde bulunan ülkelerde tarihi kent dokularıyla öne çıkan yerleşimlerin gelişim ve koruma planlarına da danışmanlık yapan Drocourt, bu süre içinde İstanbul'la benzer özellikler taşıyan Marsilya kentindeki uygulama deneyimlerini örneklemek, yerel yönetimlerle kültür varlıklarının korunması konusunda katılımcıları bilgilendirmek üzere yerel yönetim (Beyoğlu Belediyesi) ve STK'lar ile bir takım atölye çalışmaları, konferanslar, incelemeler gerçekleştirdi.

Drocourt: Bir kurumsallaşma örneği
Drocourt'un üstlenmiş olduğu görev ve elde ettiği deneyim, kültür varlıklarının korunması konusu ve yerel yönetimler açısından Türkiye için çok önemli bir örnek oluşturuyor.

Bu örneğin özelliği, gerek koruma mekanizmasının Fransa'da siyasal yapıdan özerk işleyişi, gerekse de yerelleşmiş olması.

"Kentler Köprüsü" başlığı altında sürdürülen programda AB yerel yönetimler mevzuatının Türkiye ile 'uyumlulandırma' sürecinde karşılıklı olarak yerel yönetim uygulamaların ve yöntemlerin paylaşılması amaçlanıyor. Türkiye'de yerel yönetim yasalarında yapılması planlanan son değişiklikler kültür varlıklarını koruma mekanizmalarının yerelleşmesini öngördüğü için bu karşılaşma ayrıca önemli. Çünkü Türkiye'de aşağı yukarı herkes mevzuat değişikliğine odaklanırken Drocourt'un çalışmaları 'mevzuatın yeniden biçimlendirilmesi' olmaktan çok, sürekli uygulamayla karşılıklı etkileşim içeren bir 'yöntem arayışı' örneği sunuyor.

Mevzuattaki değişimden çok uygulama aracılığıyla mevzuatın geliştirilmesi konusunda ayrıntılı ipuçları taşıyor. Dolayısı ile Drocourt'un örneğini kültür varlıklarının korunması konusunda kamu yönetimleri arasındaki bir 'yetki paylaşımı' düzenlemesi olmaktan çok, yerel halkla iletişime dayalı, özerk uzmanlık kurumları ile gerçekleşen bir kurumlaşma süreci olarak okumak gerekiyor.

Bu açıdan bakıldığında Drocourt'un deneyimi ilginç bir hayat hikayesi ve bir yerel kurumsallaşma deneyimi örneği. Şehir merkezindeki mimarlık mirası ve arkeolojik kalıntıların korunmasıyla ilgili sorunlardan hareket eden Drocourt kişisel mücadelesi ile Marsilya Belediyesi'nin ve Fransa'da yerel yönetimlerin kültür varlıklarının korunması konusunda bir kurumsallaşma sağlamasına ve yetkilendirilmesine yolaçan gelişmelerde öncü bir rol oynamış.

İlk önce yalnızca 200 hektarlık SİT alanının korunmasından sorumlu olan görevi daha sonra atölyenin başarısı ve uluslarası kuruluşlar (UNESCO ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı) tarafından da tanınınca, 24.000 hektarlık kent alanı bütünüyle atölyenin yönetimine verilmiş. Devletin sorumluluğunda olan anıt yapılar ve arkeolojik değerlerle ilgili olduğu kadar atölyenin yerel yönetimlerin bütün uygulamaları ile ilgili sorumluluğu bulunuyor. Yılda yaklaşık 4.000 başvuruyu değerlendiren atölyenin bir başvuruyu değerlendirme süresi ortalama bir hafta. (Bizde koruma kurullarında ortalama iki sene beklendiğini hatırlatalım.)

En büyük çalışmalar için dahi bu süre iki haftayı geçmiyor. Ancak atölyenin yapı tipleri, yüzey kaplama cinsleri, arkeolojik katmanlar üzerine yapılan araştırmalar ile elinde birikmiş kapsamlı bir kent arşivi bulunuyor ve bu arşiv sürekli araştırmalar ile geliştiriliyor. Tekil çalışmalar bu arşivin yaratmış olduğu birikim ile sürekli alışveriş içinde. Bu nedenle bir taraftan değerlendirme süreleri kısalırken, bizdeki koruma kurullarının bir benzeri olan atölye yaptığı yayınlar, kılavuzlar ile her türlü mimari uygulama için proje hazırlıklarına katkıda bulunuyor. Dolayısı ile atölye İşlevini yalnızca denetimle sınırlandırmıyor. Her bölgenin, her yerleşim tipinin kendine özgü karakteristikleri olduğundan hareketle oluşturulan arşiv, yayınlarla yerel halka ulaşan yönlendirici bir bilgi bankası olarak işlev görüyor.

Atölyenin işlevleri halkla sürekli temas içinde, halkın isteklerinin, tepkilerinin alınması, kuralların önceden bilinmesi ve tam uygulanması ile yerine getiriliyor. Bu nedenle hem kurallar kesin olarak uygulanıyor, hem de bu kurallar 'yerel halkın hayatını zorlaştırmak' yerine mülklerinin, mahallelerinin, şehirlerinin daha nitelikli, yapılarının daha güvenli olmasını sağlıyor.

İstanbul için görüşü sorulduğunda "bir şeyleri daha iyi yapmak için hiçbir zaman geç değildir" diyen Drocourt, Marsilya'da kurulan atölyenin bu süre içinde nasıl tanındığını ve bu süre içinde bir dolu genel sekreter, belediye başkanı değişmesine rağmen görevini başarıyla sürdürdüğünü tutkulu bir mücadele, iletişim ve yüzünü halka dönen bir kamu işlevi ile açıklıyor. İmar planlarından ulaşım projelerine kadar her konuda kesin bir denetim işlevi olan ve kuralları tam olarak uygulayan bir yönetim işlevi olan atölyenin gelişmesini de Drocourt tepeden inme projeler yapan bir uzman olarak değil, bilgi paylaşımını hedef alan bir uzmanlık işlevi ile ilgili olarak örnekliyor.

Farklı bir deneyim ihtiyacı
Diğer taraftan Drocourt'un Beyoğlu'nda yaptığı incelemeler de bazı önemli sonuçlar elde etmeye yönelik bir aşama oluşturabilir. Drocourt'un İstanbul ziyaretinin İstanbul'un UNESCO 'Kültürel Miras' listesindeki konumuyla ilgili açıklamalara denk gelmesi önemli.

Beyoğlu Belediyesi bir grup gönüllü uzman, düşünce insanı, araştırmacı ile birlikte burada yaşayan insanların enerjisini harekete geçirerek, tarihsel kent merkezlerini canlandırma projelerine örnek olacak çalışmalar programlıyor.

Bunlar içinde en önemli dönüşüm fırsatlarından birincisi endüstri mirasının geleceği. Kamusal mekanlar gibi yönlendirici uygulamalarının geleceği hakkında yeni perspektiflerin oluşturulması.

İkincisi 19. ve 20. yüzyıl başlarında gelişen ve çok farklı mimarlık akımlarını barındıran çok önemli bir yapı kapitalinin yerel kalkınmayı sağlayacak bir biçimde dönüşümü için yeni görüşlerin, yöntemlerin geliştirilmesi. Bu iki kapsamlı alanı çok boyutlu ve çok taraflı bir yerel gelişme ve kentsel canlandırma uygulaması içinde yönlendirmek gerekiyor.

Bugüne kadar yapılan çalışmalar, kurumsal rollerin ve olanakların gözden geçirilmesi açısından önemli. Sonuçta Drocourt sunuşunda kültür varlıklarının korunmasında Fransa'da yerel yönetimlerin nasıl bir uygulama yaptıklarını, bizdeki koruma kuruluna denk gelen atölyenin tarihsel sit alanlarında yalnızca denetçi bir rol değil, yerel halka nasıl danışmanlık hizmeti verdiğini ve çözüm ortağı haline geldiğini Marsilya örneği üzerinden gösterdi.

Bir çoğumuz Drocourt'un sokak, sokak, mahalle mahalle yaptığı uygulamaları bir "proje" gibi görebilir, "aynısını bizde yapsak" diye düşünebiliriz. Böyle düşündüğümüzde aynı yöntemleri uygulasak dahi, bu atölyenin gerçekleştirdiği ve kağıt üzerinde kalmayan uygulamaları ne ölçüde anlayabiliriz?

Diğer taraftan Drocourt'un atölyenin yöneticiliğinde gerçekleştirdiği yaklaşık otuz yıllık deneyimini bu süre içinde kurumsallaşma gerçek bir mücadele, kamuoyu oluşturma, meşruiyet temelli bir uzmanlık anlayışı içinde değerlendirmek için de çaba gösterebiliriz.

Bu atölyenin sonuçlarının kalıcı olmasını sağlayacak en önemli gösterge belki de Beyoğlu ve Galata'nın UNESCO'nun kültürel miras listesine alınmasını sağlayacak çalışmalar. Başka şehirlerin bu listede yeralmak için yarışmasının sözkonusu iken İstanbul'un listede yeralan dört bölgesinin (Surlar, Zeyrek, Sultanahmet, Süleymaniye) UNESCO tarafından listeden düşürülebileceğinin dile getirilmesi, bu konudaki niyetimizi yeniden sorgulamamızı sağlayacak çok önemli bir çelişki.

Çünkü UNESCO'nun İstanbul istemediği halde İstanbul'u zorla listede tutması sözkonusu değil.

Bu nedenle Beyoğlu'nda böyle bir adım atılması ve bir girişimin başlatılması, İstanbul için de bir örnek oluşturabilir.

Programda neler yeraldı?
Ana etkinlik:
Drocourt Beyoğlu Belediyesi'nin konuğu olarak 7 Haziran'da saat 15.30'da İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü'nde bir sunum.

Konu "Tarihsel Kent Merkezinin Dönüşümünde Yerel Yönetimin Uygulamaları" Fransa-Türkiye karşılaştırması.

Konferansın katılımcıları Murat Güvenç, Aykut Köksal, İhsan Bilgin, Zeynep Merey Enlil, Emre Madran.

07 Haziran Cumartesi:
1. Atölye çalışmaları. Beyoğlu'nda üç ayrı bölgede (Dolapdere, Galata, Cihangir) yapılacak Kent Gözlem Atölyeleri. (Cihangir: Firuzağa, saat 11.00, Galata Kahvesi 12.00, Dolapdere Müzisyenler Kahvesi saat: 13.00)
2. İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü'nde sunuşlar ve yerel bilgilendirme-yorum (Dolapdere Kampüsü Büyük Salon saat: 15.30-18.00)
3. Kokteyl: Dolapdere Kampüsü, saat: 19.00

08 Haziran Pazar:
4. Kent Gözlem Atölyesi değerlendirmeleri ve sonuçları (Beyoğlu Belediyesi Ek Hizmet Binası, saat: 10.00 - 13.00)

09 Haziran Pazartesi:
Beyoğlu Belediyesi ile çalışma. Planların, dokümanların toplanması.

10 Haziran Salı:
Basın toplantısı ve Beyoğlu Belediye Başkanı ile görüşme ve Beyoğlu Belediyesi şehircilik atölyesinde değerlendirmeler.

Buluşmadan görüntüler:
Fotoğraflar: Arkitera

Arkitera

 

Haziran 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01
02 03 04 05 06 07 08
09 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29

30

diğer aylar için tıklayın

Etkinlik

TÇMB Mimarlık Yaz Okulu

Bu yılki proje konsepti "Kent Gözlüğü" olarak belirlenen "TÇMB Mimarlık Yaz Okulu"na kayıt olmak için tıklayın. 

05-13 Temmuz 2003, 
Kadıköy Kalamış Parkı İstanbul

Son Başvuru Tarihi: 
30 Mayıs 2003

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz