İstanbul'a
İslami köprü projesi
İlk Boğaz Köprüsü önerisini 1900'de Fransızlar demiryolu bağlantısı
için yaptılar
Boğaziçi'ne sözümona iki tane sözümona 'gerdanlık' taktık. Sıra
üçüncüsünde. Sonra dördüncüsü gelecek. Zaten ondan sonra beş, altı,
yedi fark etmez. İnsanın ar damarı çatlayınca ha bir, ha beş.. Ne fark
eder? Çelik ve beton karışımı gri kütlelere 'gerdanlık' demeye yüzü
tutanlara göre hava hoş. Tabii bir de bu işten rant elde edenlere.
Boğaz'ın iki yakasını köprüyle birbirine bağlama düşüncesi 1900 yılında,
Compaigne Internationale du Chemin de Fer de Bosphore demiryolu şirketi tarafından
geliştirildi. Şirketin amacı, İstanbul'u çepeçevre kuşatacak bir
demiryolu ağı kurmaktı. Bu arada Üsküdar ile Sarayburnu arasında bir köprü
kurulması teklif ediliyordu.
Böylece Trakya'dan gelen trenler durmaksızın Haydarpaşa'ya aktarılabilecek,
zamandan ve özellikle yük taşımacılığında maliyetlerden önemli tasarruf
sağlanabilecekti. Köprüde yaya ve araç trafiği için de yollar bulunacaktı.
Şirket bu tasarısını hayata geçirmek için iki farklı köprü projesiyle
1900 Mart'ında padişaha başvurdu.
Padişah 'uçuk' buldu
Tasarımların sahibi Fransız mühendis Arnodin'di. İki köprüden
birincisi son derece iddialı bir tasarıma sahip olan bir asma köprüydü. Bu köprünün adının 'Hamidiye' olması düşünülmüştü ve İslami
üsluplardan esinlenilerek tasarlanmıştı.
Köprünün üç taşıyıcı kulesinin her birinin üzerine camiyi andıran
bir kubbe ve dört minare yerleştirilmişti. Böylece İstanbul'un siluetine
uygun bir görüntü elde edilmek istenmişti. Arnodin'in projeyle beraber sunduğu
betimlemeye göre Hamidiye Köprüsü özellikle geceleri büyülü bir havaya bürünecek,
''binlerce elektrik lambası köprüyü ulvi bir ışıkla kapladığı zaman,
Arap üslubundaki süslemeler bütün zarafetiyle muhteşem biçimde ortaya çıkacak
ve köprü bir bakanın bir daha gözünü ayıramayacağı, şehrin manzarasını
tezyin eden, baştan sona bir güzellik olarak görünecekti'' .
Arnodin'in sunduğu ikinci asma köprü projesi ise ilkine oranla daha sade
çizgilere sahipti. Sahilden 130'ar metre açıkta ikişer ve ortada
bir ayak üzerine oturtulması düşünülen bu köprü bir teknoloji harikası
olacaktı. Ancak her iki köprü de fazla 'uçuk' bulunduğundan olacak, padişah
tarafından kabul edilmedi.
Cumhuriyet
|