Doğa hakları
Ormanları yağmalasak da mı satsak yoksa satmadan mı yağmalasak... Orman
yüksek mühendisi Turhan Günay , "Ormancılığımızın Tarihçesine Kısa
Bir Bakış"ta acı gerçeği açıklıyor: 1839 Tanzimat Fermanı öncesinde
Osmanlı'nın ormanlar ve orman ürünleri konusunda belli bir politikası ve
yasal düzenlemesi yok...
Orman denince akla tersanede gemi yapmak için, kereste ve sobada yakmak için
odun geliyor...
Osmanlı'da Ticaret Nezareti'ne bağlı ilk Orman Müdürlüğü, 1840'ta
kuruluyor... Fransa'dan iki uzman getiriliyor ve hem ormanların korunması hem
de keşfedilmesi çalışmalarına başlanıyor...
Ormanlara verilen gerçek değer cumhuriyetle kendini gösteriyor... Hatta
daha Kurtuluş Savaşı yıllarında Orman ve Maadin Umum Müdürlüğü
kuruluyor...
Günümüzde ise ormanlar gibi bitki alanları da yağmalanıyor.. Doğal
Hayatı Koruma Vakfı'nın eşgüdümünde hazırlanan ve Garanti Bankası'nın
katkılarıyla basılan "Türkiye'nin Önemli Bitki Alanları" çalışması
"kırmızı alarm" veriyor...
Türkiye yaklaşık 10 bin doğal çiçekli bitki ve eğrelti türü ile ılıman
iklim kuşağının en zengin florasına sahip bir ülke... Bunların yaklaşık
üçte biri endemik tür... Yani Anadolu'ya ait... Fakat özellikle son 40 yılda
hızla azalıyorlar...
Çalışmada, Türkiye yedi coğrafi bölgeye göre gruplandırılmış ve
toplam 110 bin kilometre kareyi bulan 122 önemli bitki alanı üzerinde araştırma
yapılmış...
Araştırmadan çıkan sonuç pek iç açıcı değil... Çok acil kaydı ile
korunması istenen alanlardan birkaçı:
Kuzey Saros kıyıları, Ergene havzası, Ağaçlı kumulları, Kilyos
kumulları, batı İstanbul meraları, Sahilköy Şile kıyıları, Ömerli
havzası, Yeniçağa gölü, yukarı Gerede vadisi, Çoruh vadisi, Bodrum Gölköy,
Dalaman ovası, Muğla Sandras dağı, Afyon Acıgöl, Antalya falezleri, Lara
Perakende kumulları, Beyşehir gölü, Seyhan deltası, Ceyhan deltası, Mogan
gölü, Akşehir ve Eber gölleri, Ereğli ovası, Munzur dağları, Iğdır
ovası...
Tehditlere gelince: Çöp dökme... Endüstriyel kirlenme... Baraj inşaatları...
Madencilik... Yoğun ziraat... Turizm yapılaşması... Ağaç kesimi... Sulak
alanların kurutulması... Karayolları...
Orman yüksek mühendisi Turhan Günay, bugün batıdan gelen
"siyasi" ve "insan hakları" konusundaki isteklerin yarın
"çevre" ve "doğa hakları"nda yoğunlaşacağına dikkati
çekiyor; bu gidişle uygar toplumlar arasındaki yerimizi almakta epey güçlük
çekeceğimizi anlatıyor... Çevreyi yağmalasak da mı satsak yoksa satmadan mı
yağmalasak... Bir mirasyedi mantığı ile ormanlarından çiçeklerine kadar
kendimizi tüketiyoruz!
Şile'de denize girebilme özgürlüğü
Geçen cumartesi, Gazanfer Göksoy , eşiyle birlikte Şile'de Sahilköy yakınlarında
denize girmeye gidiyor.... Sonrasını Gazanfer Göksoy anlatıyor:
"Sakin sayılabilecek yani 'küçük ayak parmağını çek ağzımın içinden'
cinsinden değil, bir kumsal bulduk ve otomobilimizi park edip yaklaşık bir
kilometre sahra gibi bir kumda yürüyüp deniz kenarına ulaştık...
Kıyıya havlularımızı serip oturacağımız sırada 25-30 metre sol tarafımızda
oturanların yanından kısa şortlu ve askılı bluzlu genç bir bayan gelip
bize 'Affedersiniz, ablam kapalıdır o yüzden siz daha ileri gidip oturur
musunuz' dedi.
Tabii biz şaşırdık, çünkü ben üç kuşak İstanbulluyum ve köken
olarak da dedelerim Makedonya'dan, eşim İstanbullu; Feneryolu'nda
oturuyoruz... Bu istek bizim için çok komik bir olaydı ve ilk kez böyle bir
davranışla karşılaşıyorduk...
Biz de 'Sizin ablanızın kapalı olması bizi ilgilendirmiyor, burası özgür
bir ülke, biz burada oturacağız, öyleyse siz gelmeseydiniz' dedik ve
yerimizden ayrılmadık...
Onlar, yanlarına gelen bir erkekle birlikte toparlanıp 500 metre ileriye
gittiler...
Mustafa Kemal 'in kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti'nde bakalım daha
nelerle karşılaşacağız irkilerek; merak ediyorum?"
Aman dikkat... Kumsaldaki tesettürlü kadın, Başbakan'ın eşi de
olabilirdi!
Vefa
Fahrettin Altay, Kurtuluş Savaşı'nda, Afyon'un Çay ilçesini düşman işgalinden
kurtaran komutandı... Adı Çay'da bir caddeye verilmişti... ANAP'lı belediye
döneminde caddeden adı kaldırılmış yerine ANAP'lı bir milletvekilinin adı
konmuştu... Derken devletin yaptırdığı bir ilköğretim okuluna ANAP döneminin
Afyon valilerinden birinin adı verildi... Vatandaşlar da vali Tekirdağ'a
gidince geçenlerde imza kampanyası başlattı... Okula Fahrettin Altay adının
verilmesini istiyorlar...
Japonya'da
Arkeolog ve turist rehberi Caner Gürelliler'in bisikletiyle Japonya'yı
kuzeyden güneye geçtiğini, iki ay süren gezisi boyunca karşılaştığı
Japonlara bin mavi boncuk ve bin Türk bayrağı armağan ettiğini, özellikle
okulları ziyaret ederek öğrencilere Türkiye'yi anlattığını ve bu tanıtım
gezisinin Japonya'da büyük ilgi gördüğünü biliyor muydunuz?
Yağmur Ekim
Erdoğan: 'Yolsuzluğu yapanların damarına girdik."
Onlarda damar kalmış mıydı?
- Tüp bebekler piknik yapmış...
"Büyüyünce de mangal partisi yaparlar!"
Cumhuriyet
|