İstanbul itirafı
Dünya Kültür Mirası’nın önemli merkezlerinden biri olan İstanbul, önce
Avrupa Konseyi’nin “Avrupa Kültür Mirası” programına katıldı, ardından
UNESCO’nun “Dünya Kültür Mirası” statüsü kapsamına alındı. O süreçten
sonra tarihi eserleri daha çok korumak ve ciddi projeler hazırlamak yerine son
50 yılda yaşanan tahripkâr modernleşme, kentin binlerce yıllık tarihini
yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı. İstanbul’un tarihi
eserleri, anıtları büyük ölçüde kendi hallerine terk edilmiş durumda ve
sürekli tahrip edilip zarar görüyor. Bütün bunların sonucunda, yıllar önce
eşsiz tarihi geçmişiyle UNESCO’nun “Dünya Kültür Mirası” statüsüne
alınan şehrin hâlâ bu özelliği taşıyıp taşımadığı tartışılır
hale geldi.
Geçmiş ve gelecek
Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi, konuyu kamuoyunun acil gündemine
sokmak, bu alandaki birikim ve tecrübeleri harekete geçirecek sinerjinin oluşmasına
katkıda bulunmak amacıyla bir panel düzenledi. “İstanbul Geçmişten Miras
Kaldığı Kadar, Gelecekten de Ödünç Alınmıştır!” başlıklı panel,
Osmanlı Bankası’nın Karaköy’deki tarihi binasında yapıldı. İTÜ Öğretim
Üyesi, Mimar ve Eleştirmen Prof.Dr. Atilla Yücel’in yönettiği panele
Prof.Dr. Murat Belge ile Ağa Han ödüllü Mimar Doç.Dr. Turgut Cansever konuşmacı
olarak katıldı.
İki bin yıllık tarihiyle kıtaları birleştiren İstanbul’un bu özelliğini
yitirmeye başladığını söyleyen Prof.Dr. Murat Belge, “Bana sorarsanız
UNESCO’nun yaptığını yapmamak mümkün değil. İstanbul’un bu eşsiz
mimarisini her geçen gün kendi elimizle mahfediyoruz. Sadece Bizans ve Roma
eserleri değil, Osmanlı yapılarına da sahip çıkabilmiş değiliz. İstanbul,
dünyanın çok özel bir geçiş noktası olduğu için farklı dinlerin,
cemaatlerin, devletlerin ve dolayısıyla kültürlerin izlerini taşıyan bir
şehir. Bütün toplumların atasözlerine bile geçmiş olan bu eşsiz kente özel
bir ihtimam göstermek gerek, ama bunu ne yazık ki gösteremiyoruz. Bizler
toplum olarak ‘tarih’i kurtulmamız gereken bir şey gibi gördük hep.
Vatandaşta da koruma bilinci diye bir merak gelişmiş değil” dedi.
Değerler yok oluyor
Bir korumadan söz edilecekse öncelikle devletin buna sahip çıkması
gerektiğini söyleyen Doç.Dr. Turgut Cansever de, “İstanbul’da halen 1
milyon kaçak yapı var. Eski yapılar hakkında ne bilgi ne de belge muhafaza
edilmiş. Düşünün ki, 200 bin eski yapıyı bünyesinde barındıran İstanbul’da
şu an 500 eski yapı kalmış durumda. Bunların bir çoğu da bilinçsiz kişilerin
elinde. UNESCO sistemi, ülkelerin dünya mirasını koruma konusundaki duyarlılıkları
ve dünya kamuoyunun bu yöndeki ilgisine bağlı olarak çalışıyor. Binlerce
yıllık kültür mirasının varlığı tartışılamaz ama geçmişe sahip çıkılmaması
bu statünün hak edildiğine dair inancın günden güne zayıflamasına yol açıyor.
Mesela Süleymaniye Camii’nin minareleri akıl almaz bir tehlike içerisinde.
Keza Topkapı Sarayı’nın temelleri de dehşet verici bir durum arz ediyor.
İvedilikle bu konunun üzerine gidilmeli. UNESCO’yu suçlamak çözüm değil”
diye konuştu.
Türkiye
|