Okul Alanlarının Satışına Hayır
TMMOB Şehir Plancıları Odası yayınladığı bir basın açıklaması ile
hükümetin son kararı olan okul alanlarının satışının yanlış bir karar
olduğunu, bahsedilen okul alanlarının hemen hepsinin tarihi niteliklere
sahip, bazılarının Osmanlı döneminin, bazılarının ise Cumhuriyetin
kuruluş yıllarının mimari örnekleri olduğunu belirterek hükümeti sağduyulu
olmaya davet etti.
"Hükümeti sağduyulu olmaya çağırıyoruz. İşbaşına geldiği günden
beri ekonomik
krizden çıkmak için ülkenin geleceğini, halk adına devletin yönetiminde
bulunan doğal değerleri satmaya çalışan hükümet şimdi de gözünü kent
merkezlerinde bulunan okul alanlarına çevirdi.
Hükümeti insaflı olmaya çağırıyoruz. Bahsedilen okul alanlarının
hemen hepsi tarihi niteliklere sahip, bazıları Osmanlı döneminin, bazıları
Cumhuriyetin kuruluş yıllarının mimari örnekleridir. Bu okulların satışı
demek bu binaların yıkılarak yerlerine kar getirecek tesislerin yapılması
demektir.
Hükümeti kente karşı suç işlemekten vaz geçmeye çağırıyoruz. Bu
okul alanlarının varlığı kent merkezlerindeki yapı yoğunluğunu
azaltmaktadır. Çok katlı binlerce insanın çalıştığı yüksek katlı yapıların
arasında bu alanlar kentin vahaları gibidir. Bir çoğunun bahçesi insanların
rahat soluk alıp vermesini sağlayan yeşillikler ile doludur. Bu bahçelerin
yok edilmesini mi istiyorsunuz?
Kent merkezleri bugüne kadar bu tür özelleştirme kararları ile Süt Endüstrisi
Kurumu'nun, Et ve Balık Kurumu'nun, Sümerbank'ın satışı sonucundaki gelişmelerin
kötü sonuçlarını yaşadı. Bu alanlar üzerindeki tesisler yıkılarak
yerlerine yapilan büyük alişveriş merkezleri ile kent merkezlerindeki trafik
yogunluklari iyice artmiş ve otopark sorunu daha da büyümüştür. Kent
merkezindeki okul alanlarının bir çoğunun bahçesi eğitim saatları dışında
otopark olarak kullanılmaktadır. Bu durum okulların sürekli eğitim ve
sosyal kültürel merkez olarak kullanılması gereği ile çelişse de otopark
sorununa kısmı bir çözüm olmaktadır.
Hükümeti Şehir Plancılarına, Belediyelere, yasalara saygıya çağırıyoruz.
Şehir Plancılığı Üniversitelerde dört yıllık eğitim sonucunda edinilen
bir meslektir. Bir kentin sağlıklı ve yaşanabilir olması için kentsel
alanların ne şekilde kullanılacağına karar veren; bilgi birikimini,
bilimsel verileri sosyal ve kültürel ilişkilerin mekanlarını oluşturmaya
veren bir meslektir. Şehir Plancılarının mesleki ürünleri belediye
meclislerinde tartışılarak kabul edilir ve yürürlüğe girer. İmar Yasası
ve Yönetmelikleri mesleki uygulamaların hangi standartlarda yapılacağını
ve değiştirileceğini hükme bağlar. Yasalara göre bir eğitim alanının
kaldırılabilmesi için yine aynı bölgede (500 metre yürüme mesafesi içinde)
yeni bir eğitim alanının düzenlenmesi gerekir. Şimdi hükümet bütün
bunları yok sayıyor ve diyor ki ben okul alanlarını satacağım. Buralarda
ticaret merkezleri, iş merkezleri yapılacak, para kazanılacak.
Hükümeti Üniversitelerin Şehir ve Bölge Planlama Bölümlerini kapatmaya
çağırıyoruz. Hükümet şehir plancılığı işini yüklenmiş görünüyor.
Kentlerimizin bugün içinde barındırdığı sorunlar, şehir plancılarının
yok sayılmasından, siyasi kararlarla, ekonomik kaygılarla kentlerde isteyenin
istediğini yapabilmesine olanak sağlanmasından kaynaklanmaktadır. Bugün ülkemizde
üniversitelerden mezun olmuş yaklaşık 4200 şehir plancısı bulunmaktadır.
Bunların yine yaklaşık 2500'ü işsiz ya da meslek dışı faaliyetlerde çalışmaktadır.
Ayrıca her yıl yaklaşık 400 yeni şehir plancısı mezun olmaktadır. Eger
şehir plancılarına ihtiyaç yoksa bu eğitim neden veriliyor ve ülke
kaynakları boşa harcanıyor. Üstelik bu işi gönüllü yapmak isteyen
herhangi bir eğitime gereksinim duymayan hükümetimiz varken; derhal bu bölümler
kapatılarak devletin borçlarına kaynak yaratılmalıdır."
Arkitera
|