Agora kentine
röntgen
Türk ve Fransız uzmanlar
toprak altında çok sayıda yapı belirledi.
Büyükşehir Belediyesi'nin desteğinde Dokuz Eylül ve Bordeaux üniversitelerinin
ortaklaşa yürüttüğü kazı çalışmalarında özel antenle bitişik
sokaklara rastlandı.
Bir süredir tarihi Agora'da sürdürülen arkeolojik kazılar kapsamında
Agora ve çevresinin röntgeni çekildi. Fransa'nın Bordeaux Üniversitesi'nden
gelen 4 kişilik heyetle 9 Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik
Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut G. Drahor başkanlığında yürütülen
çalışmalarda Agora ve çevresinde toprağa gömülü bir çok yapının olduğu
belirlendi.
Özel radarla tarandı
Agora kazı alanında ve çevre sokaklarda iki ekip halinde çalışma yürüttüklerini
ifade eden Drahor, kesin sonuçların Bordeaux Üniversitesi'nde yapılan
analizlerin ardından 2-3 ay içinde alınacağını ifade etti.
Fransız Kültür Merkezi Müdürü Daniel Schlosser, ekibin özel radarlarla
ilk kez bir çekim tekniğini Agora kazı alanında uyguladığını söyledi.
Schlosser, çalışmaların Büyükşehir Belediyesi'nin desteği ile yürütüldüğünü
belirtti.
Önemli bir aşama
Her iki ekibin birlikte çalışıp elde ettikleri verileri karşılaştırdıklarını
belirten Schlosser, bilgilerin birbiriyle örtüştüğüne dikkat çekerek,
"Bu da yapılan çalışmanın güvenilir bir çalışma olduğunu gösteriyor.
Elde edilen veriler Agora'nın altında bazı varlıkların olduğunu ortaya çıkardı.
Bu araştırmaların diğer bir amacı da Agora'nın Güney Cephesi'nin nerede
olduğunu belirlemeye yönelikti. Yapılan araştırmalar sonucunda doyurucu
bilgilere ulaşıldı" dedi.
Belgeseli Çekiliyor
Sonuçlar 3 ay sonra alınacak
Bordeaux Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Jean Philippe Cros'un İzmir'de
yürütülen çalışmalarla ilgili olarak belgesel film hazırlayacağını da
sözlerine ekleyen Schlosser, kesin sonuçların 3 aya kadar açıklanacağını
ifade etti. İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürü Dr. Mehmet Taşlıalan da çalışmalar
sırasında yeraltında geniş bir su kütlesine rastlandığını bunun radarla
yürütülen çalışmaları olumsuz yönde etkilediğini belirtti. Agora'nın
tek başına bir yapı olmadığının altını çizen Taşlıalan, "Bu çalışma
bize Helenistik dönem Agorası'nın boyutları hakkında da bilgi verecek"
dedi.
Doç. Dr. Mahmut Drahor da su kitlesinin çok geniş bir alana yayıldığına
dikkat çekerek bölgenin depremsellik bakımından da incelenmesi gerektiğinin
altını çizdi.
Yeni Asır
|