Orman rantının vekilleri
İstanbul'da kuzeydeki ormanlık ve su havzalarını yasadışı işgal eden
yerleşmelerden seçilen AKP milletvekilleri, aynı bölgelerdeki imarsız arazi
ve mülklerini de ruhsata ve tapuya bağlamak için yasa üstüne yasa hazırlıyorlar...
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan , 1997'de ''tapusuz" olarak sahiplendiği
yaklaşık 50 dönümlük eski orman arazisindeki ''mülkiyet'' hakkı arayışında
yalnız değil...
İstanbul'daki doğal SİT alanlarını oluşturan ''kuzey bölgeleri orman
ve su havzaları kuşağı'' içindeki yasadışı yerleşme bölgelerinde çok
sayıda siyasetçi ile birlikte, özellikle ''AKP milletvekillerinin'' de yine
tapusuz konutları ve villaları bulunuyor.
'Ormanla komşu' villalar
Çoğunlukla Beykoz ilçesine bağlı '''Çavuşbaşı'' beldesinde yer alan bu
ruhsatsız ''prestij konutları'' arasında, AKP İstanbul Milletvekili Ali İbiş
'e ait villa, bodrum ve çatı arasıyla birlikte 4 katlı olarak ''ormanla komşu''
konumda...
Aynı zamanda TBMM'deki ''Çevre Komisyonu'' nda da AKP'yi temsil eden Ali İbiş'in
''içme suyu havzalarını koruma planlamasına'' da aykırı olan bu villasında
''çevreyi'' çağrıştıran tek özellik, ormanlık arazinin ''binaya
rastlanmayan'' yerlerindeki ağaçlar ve bahçe düzenlemesi... Yine AKP İstanbul
Milletvekili Tayyar Altıkulaç 'ın aynı bölgedeki bodrum, zemin ve 1. kattan
oluşan villası ise önündeki üzeri çatılı geniş açık terası ile
''Dallas çiftlikleri mimarisini'' andırıyor...
Eski Diyanet İşleri Başkanı olarak Çavuşbaşı'nın ''itibarlı
sakinleri'' arasında yer alan Altıkulaç'ın da imar mevzuatına aykırı bu
villasına ''tapu ve ruhsat'' alınabilmesi için, Orman Yasası'ndaki 2/B
maddesine göre orman dışına çıkartılan arazilerin Hazineye devriyle
birlikte ''işgalcilere satışını'' öngören AKP düzenlemesinin yürürlüğe
girmesi gerekiyor...
3 Kasım 2002 seçimlerinde İstanbul'dan seçilen 43 AKP milletvekilinin
30'u, işte bu gibi ''orman ve su havzası işgaliyle yasadışı yapılaşmış
yerleşme alanlarını'' içeren 1. ve 3. seçim bölgelerinden...
Bu talanın en yoğun yaşandığı Beykoz, Ümraniye, Ömerli, Sultanbeyli,
Kartal gibi Anadolu yakası yerleşmelerini içeren ''1. Bölge'' , son SİT ve
orman yasaları ile imar affı hazırlıklarında TBMM'deki ''en aktif'' AKP'li
üyelerin de ''oy ve iskân'' yöreleri...
Kemal Unakıtan, Ali İbiş ve Tayyar Altıkulaç'ın yanısıra, Recep
Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'yken ''kurmayları''
arasında bulunan Hüseyin Besli ile Beyazıt Denizolgun, Binali Yıldırım,
Ekrem Erdem, Emin Şirin, İrfan Gündüz, Mehmet Sekmen, Muharrem Karslı,
Mustafa Ataş ve Nusret Bayraktar , seçim bölgelerindeki kendilerine ve ''oy
tabanlarına'' ait plansız ve imarsız yapılaşmalarını ''kurtarma" yarışındalar...
Yağma, AKP dergisinde
Örneğin, Hüseyin Besli, sadece milletvekili olarak değil, AKP'nin yeni yayın
organı ''Türkiye Bülteni'' adlı derginin de ''yayın yönetmeni''
yetkilerini kullanarak, tüm gücüyle ''işgal altındaki orman arazilerinin
satışını'' savunuyor..
O kadar ki, derginin daha ilk sayısında bile kapak konusunu ''2B alanlarının
pazarlanmasına'' ayıran Besli, İstanbul'u yönetirlerken kendi siyasal yandaşlarının
orman içindeki kaçak yapılaşmalarıyla oluşan ''betonlaşma görüntülerini''
vererek, AKP adına kamuoyuna şu soruyu yöneltiyor: ''Buranın neresi
orman?..''
'Imarsız köyde' belediye
İşte bütün bu ilişkiler zincirinde, yine özellikle Çavuşbaşı'nın köy
statüsünden çıkartılarak ''belediye yapılması'' süreci de bir kez daha gündemde...
Çünkü, belediye binasının bile ''imar yasasına ve kurallarına aykırı''
olduğu beldede, yerel yönetimlerin temel görevi olan ''planlı ve yasal yapılaşma''
yıllardır gerçekleşmiyor.
Ömerli su havzasına da girdiği için dönemin ''İSKİ mevzuatı'' uyarınca
bile bu tür yoğun bir kentsel gelişmeye kapalı tutulması gereken Çavuşbaşı'nın
belediye kararnamesinde ise dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel , Başbakan
olarak Mesut Yılmaz ve İçişleri Bakanı olarak da Ülkü Güney 'in imzaları
vardı.
Yine dönemin İstanbul Valisi Kutlu Aktaş tarafından; ''yasadışı yapılaşmayı
da disiplin altına alacak'' gerekçesiyle belediye olması yönünde ''olumlu
rapor'' verilen Çavuşbaşı, ilerleyen yıllarda ''gölü ve ormanı''
amblemini bile taşıyarak bütün orman ve su havzalarındaki işgal yapılaşmasına
''yerel yönetim hizmeti götürülen'' bir yasal talan bölgesine dönüşmüş
oldu...
Beykoz Belediyesi'ne bağlı, mücavir alandaki bir köy durumundayken bu
yasadışı arazi organizasyonlarını yürüten ''muhtarlık'' yöneticileri de
ilk seçimde ''belediye yönetimine'' gelerek, aynı işlerini bu kez ''bağımsız
belde belediyesi'' yetkileriyle yürütmeye başladılar...
Cumhuriyet
|