Amcazade Yalısı
Eminönü'nden kalkıp Anadolu Kavağı'na dek giden Boğaz vapurlarına bir
kez olsun binmişseniz, görmüşsünüzdür: Anadolu Hisarı ile Kanlıca arasındaki
yeşil yamacın içinden, denize bir balkon gibi uzanmış kırmızı boyalı ahşap
Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı'nı.
Boğaziçi'nde ayakta kalabilmiş en eski ve en güzel yalılardan biridir.
Ta 1699'da, dönemin sadrazamı Amcazade Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmış.
Dıştan görünüşünden o denli etkilenmiştim ki, bulduğum kitaplarda
yalının iç düzeni, süslemeleri üstüne de bilgiler edinmiştim. Beni en çok
çarpan yanı ise Boğaz'a bakan geniş salonun ortasında fıskıyeli, mermer,
küçük bir havuzun bulunmasıydı.
Bu yakınlarda oradan geçen olduysa, bu bulunmaz güzellikteki yapının
neredeyse yıkılmak üzere olduğunu da görmüştür.
''Yapı'' dergisi Haziran 2003 tarihli 259. sayısında Amcazade Yalısı'nın
kurtarılması için bir kampanya başlatmış. Aynı derginin bir önceki sayısında
da Hasan Kuruyazıcı 'nın yapıyı tanıtan, geçmiş onarımları, bugünkü
durumunu anlatan aydınlatıcı bir yazısı yer alıyor.
Bu yazıdan öğrendiğime göre, Cumhuriyet döneminde üç kez onarılan
yalıda yalnızca ayakta kalmasını sağlayacak en acil önlemler alınmış.
Kalıcı bir onarım için büyük harcamalar gerekiyormuş. Ancak yalının bugün
sayıları 128'i bulan sahiplerinin böylesi bir işe girişecek olanakları
bulunmuyormuş.
Ancak kamu gücüyle yapılabilecek bir iş. Böylesi bir örnek daha önce
de Sait Halim Paşa Yalısı'nda gerçekleşmiş. Devlet bu yalıyı kamulaştırarak
onartmış. Amcazade Yalısı için de başka bir çözüm görünmüyor.
Fransa'da Loire Vadisi boyunca sıralanmış çok sayıdaki şato da devletle
mal sahiplerinin anlaşması sonucu, devlet tarafından onarılarak müzeye dönüştürüldü.
Sahipleri şatonun bir bölümünde yaşamayı sürdürürken geniş bölümleri
turistlerin ve meraklıların ziyaretlerine açıldı. Böylesi tarihsel önemdeki
yapıların kurtarılması için türlü çözümler kolaylıkla üretilebilir,
yeter ki bu işe girişecek irade ortaya çıksın.
Amcazade Yalısı, bir zamanlar sayıları yüzlerce olan Boğaziçi yalıları
içinde 17. yüzyıldan kalma tek gerçek konut örneği. Ülkemiz mimarlık
tarihi açısından da eşsiz bir örnek.
Ünlü mimarımız Sedat Hakkı Eldem de bu yapıyla yakından ilgilenmiş,
1928'de yapının tavan ve duvarlarındaki kalemişlerinin renkli rölevelerini
yapmış, Süheyl Ünver 'le birlikte Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı (Türkiye
Turing Otomobil Kurumu Yayını, 1979) adlı bir de kitap yayımlamıştır.
Son on yıllarda artık devletten kültürle ilgili yatırımlar beklemek
neredeyse ham hayal oldu. Devletin derdi başka. Yalnızca borç-alacak yönetimiyle
uğraşıyor. Ülkenin doğal, tarihsel, kültürel değerleri yalnızca ''satılırsa
kaç para eder'' diye gündeme geliyor.
304 yıldır ayakta duran Amcazade Yalısı, şu günlerde hepimizin gözleri
önünde tarihe karışır, yok olursa, bu dönemden geriye kalacak kara
lekelerden biri olarak tarih sayfalarına yazılır.
Karşıda Amcazade yalısı bir top alev Çamdan şemsiyenin altında Ayakları
suda, Fıskıyeli salonunda Bin bir lalenin arasında çubuk içen benmişim
gibi dalgın gözlerim Bakamam sana.
Cumhuriyet - Turgay Fişekçi
|