reklam

16 Temmuz 2003 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

Köprülüler Yalısı ve 'Devlet'...

St. Petersburg kenti, geçen ay 300. yaş gününü kutladı. Rusya Devlet Başkanı Putin , dünyadan devlet ve hükümet başkanlarının da katıldıkları görkemli törenlerde, 2. Dünya Savaşı'ndaki Nazi kuşatmasının 3 yılık bombardımanı ve yıkımına rağmen, bu kentin 300 yıllık mimarisini ve binalarını 1950'lerde nasıl ''ilk günkü gibi'' yeniden inşa ederek bugün de koruduklarını göğsünü gere gere anlattı...

Bizim tarih kitaplarında ''deli'' denilen, Rusların ise ''Büyük Petro'' olarak andıkları Çar 1. Peter , 1703 yılında Neva ırmağının Kuzey Denizi 'ne döküldüğü deltada ''Peter'in kentini'' kurmaya başlarken, ''kanalların kenarındaki'' binalar için başlıca iki tarihi kentten ilham almıştı.

Biri ve özellikle öykündüğü Venedik ... Diğeri ise İstanbul 'un dillere destan ''Boğaziçi yalıları'' ... Venedik, bir bakıma St. Petersburg'un kanallar kenti olmasına da önderlik eden ''Batılı kent'' dokusuyla, Rönesans 'ın hayranı Petro için örnek oluşturdu... Çok sayıdaki İtalyan ve Fransız mimar, heykeltıraş ve hatta ressam, Rusya'da ağırlanıp ''Kuzeyin Venediki'nin'' yaratılmasında görev aldılar.

İstanbul ve Boğaziçi ise Petro için erişilmez bir ''efsaneydi'' ... İnsanların kıyı boyunca kayıklarda dolaştıkları, yalılardaki sevgililere şiirler ve şarkılar söyledikleri, devlet adamlarının bile aynı deniz kenarı evlerde bir yandan besteler yapıp, bir yandan siyaset ürettikleri bu rüya âleminin, St. Petersburg'un şiir ve müzik dolu ünlü ''beyaz gecelerine'' de ilham verdiği söylenir...

St. Petersburg'dan eski...
İşte o yılların en ünlü tanıklarından biri; dahası Boğaziçi'ni o efsanevi gizlerle donatan sivil mimarlık mirasının ''ilk'' leri arasında yer alan; ve hatta ''yaş'' olarak da St. Petersburg'dan bile daha büyük olan ''Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı'' , son yıllarda artık ''çöktü çökecek'' bir durumda...

Ruslar, bu yapıttan da esinlenerek kurdukları bir kenti dünyaya ve geleceğe ''aynı özgünlükte'' armağan etmenin gururunu yaşarken, bizler -kent dokusu bir yana- eldeki en eski son ahşap yalı örneğimizi bile hızla ''yok oluşa'' terk etmiş olmanın utancını taşıyoruz...

Çünkü, ne yalının ''tapudaki'' sahipleri görünen ''vârisler'' bu eşsiz eseri yaşatmak için bugüne dek sonuç verici bir çaba gösterdiler; ne de aynı mirasın ''anayasadaki'' sahibi sayılan ''devlet'' , ulusa ve insanlığa karşı sorumluluğunu yerine getirmeye parasını ayırabildi...

Vârisler, yıllardır tarihi yalının ''imara yasak'' bahçesine kurdukları çok sayıdaki derme-çatma kulübe türü evler içinde ''Boğaziçi sefası'' sürmekle meşguller... Bu ''vefasız'' işgale ise ''Belki bir gün yalıyı da kurtarırlar'' denerek ses çıkartılmıyor.

Devletin ise gelmiş geçmiş tüm Kültür Bakanlarına ''Artık siz el atın'' denilmesine rağmen, ''para yok'' gerekçesi bitmek bilmiyor... Hele, İstanbul Büyükşehir Belediyesi , trilyonlar harcayarak örneğin Çamlıca 'daki korunması gerekli SİT alanına kaçak ve ''sahte Osmanlı konağı'' yaparken, bu ''gerçek Osmanlı şaheseri'' için sadece susuyor...

Cumhurbaşkanımıza çağrı
Padişah 2. Mustafa 'nın sadrazamlarından Köprülü Hüseyin Paşa tarafından 1699 'da yaptırılan ve ahşap konut mimarimizdeki yalı konumunu dünyanın hayret ettiği bir rasyonel mekân anlayışı içinde yansıtan ''Köprülüler Yalısı'' için, artık bütün bu aymazlıkları da sona erdirmeyi amaçlayan bir ''kurtarma kampanyası'' başlatıldı.

YAPI dergisinin öncü olduğu kampanyanın imza metninde deniyor ki: ''Tarihi yalı, yaşamla ölüm arasındaki o çok ince çizgidedir; ve artık yaşama dönmesi bundan böyle devletin sorumluluğundadır...''

Ben de bu metne imza atanlardan olarak, Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer 'e seslenmek istiyorum: ''Lütfen, Devlet Başkanımız olarak ulusal onurumuzu kurtarınız; Köprülü Hüseyin Paşa'nın Yalısını kamulaştırınız ve örneğin Cumhurbaşkanlığı konuk evi olarak yaşatınız...''
Cumhuriyet - Oktay Ekinci

 

Temmuz 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Diyalog

John McAslan 27 Mayıs 2003 tarihinde Diyalog bölümümüze konuk oldu.

John McAslan hakkında daha fazla bilgi edinmek için  tıklayın. 

Diyalog buluşmasını soru cevap şeklinde okumak için  buraya tıklayın...

 


Vitra - Artema'nın katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz