reklam

17 Temmuz 2003 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Nemrut yeniden hayata dönüyor

Güneşin doğuşunun ve batışının en iyi gözlemlendiği yer olan, Doğu’nun ve Batı’nın kapısı olarak adlandırılan Nemrut Dağı ve bu dağda meskun Pers ve Yunan uygarlığına ait tanrı heykelleri, bulunuşundan bugüne hem doğa şartları hem de insan etkisiyle varlık savaşı veriyor.

Bölgede 230 yıl hüküm süren Kommagene Krallığı’nın hükümdarı I. Antichos döneminde, Kral’ın hem babası I. Mithradates Kallinikos’a hem de ülkesine adadığı Nemrut Dağı’ndaki heykeller ve yığma taşlardan oluşan tümülüsün altında var olduğu sanılan anıt mezar, Nemrut’a ayrı bir gizem katıyor. Deniz seviyesinden 2000 metre yükseklikte yapılan bu anıtlar, ilk olarak 1881 yılında yol yapım çalışmalarında görevli olan Karl Sester adlı bir Alman tarafından bulunuyor. O günden bugüne, Nemrut Dağı’nda çeşitli arkeolojik çalışmalar yapılıyor. Ancak, 1999 yılında Uluslararası Nemrut Vakfı ve Kültür Bakanlığı arasında gerçekleştirilen protokol ve 2000 yılında Dünya Anıtlar Vakfı’nın bölgeyi Korunması Gereken 100 Dünya Mirası listesine alması, bölgeye olan ilgiyi artırmış. Amsterdam Üniversitesi’nden bilim adamlarının yönetiminde başlatılan çalışmalara, Akbank ve American Exspress katkıda bulunuyor.

Kommagene Kralı I. Mithradates’in taç giyme günü olarak bilinen 14 Temmuz günü, o dönem “Yüce tanrıların tezahür günü” olarak adlandırılıyordu. Kral, tacını oğluna devrettikten sonra Nemrut Dağı’ndaki Yunan ve Pers tanrılarının olduğu anıtı tasarlıyor. Böylelikle hem iktidarını sağlamlaştırıyor hem de bu yolla halkının korunacağını düşünüyor. 14 Temmuz, aynı zamanda Arslan Horoskopu’nun 25 bin yılda bir kez gerçekleşen konstelasyonunu da ifade eder. Doğu ve Batı Terası olarak ikiye ayrılan Nemrut Dağı’nın Doğu Terası’ndaki Arslanlı Horoskop’ta her biri 16 ışından oluşan üç yıldız vardır ki, buradaki sembolik ifade Mars, Merkür ve Jüpiter’in sıralamasını gösterir. Geçtiğimiz hafta sonu, Nemrut Dağı’nda gerçekleştirilen çalışmaları görmek amacıyla, 14 Temmuz akşamı Akbank’ın davetlisi olarak Nemrut Dağı’na çıktık. Bölgede çalışan uzmanlar, ilk etapta, hem günlük hem de mevsimsel ısı farklarından ötürü yıpranan heykellerin korunması için uğraşıyorlar. İlk etapta aralarında Arslanlı Horoskop’un da olduğu rölyefler sağlamlaştırılıp daha güvenli bir yere taşınacak. Ardından düşünülen, heykellerin suyla temasını önleyecek bir koruma sistemi üzerinde fikir birliğine varmak. Bu çalışmaların süresi için 10 yıllık bir zaman dilimi düşünülüyor. Tümülüs ve çevresinde kazılar yapmak ise, sonrasında düşünülecek.

Nemrut Dağı ve heykelleri oldukça büyüleyici. Hem yerli hem de yabancı turizm için, bölgeyi canlandıracak bir argüman taşıyor. Bu amaçla, tarihî eserlere zarar vermemek ve doğa şartlarının olumsuz etkilerinden korumak için, heykellerin daha güvenli bir müzeye nakli de ileride gündeme gelebilecek. Hatta heykellerin bulunduğu yere birebir örneklerinin yapılması ve asıllarının müzede hem ziyaretçilerin ilgisine sunulması hem de korunması da düşünülen önlemler arasında yer alıyor. Aslında böylesi bir kültür hazinesi için yapılanlar, yapılması gerekenler düşünüldüğünde ancak ilk adım olarak değerlendirilebilir. Ancak, adımlarımız sıklaştıkça, Nemrut Dağı ve çevresinin dünya kültür mirasına önemli bir katkı, Türkiye ve yöre turizmine de önemli bir kaynak olacağı daha net anlaşılacak.
Zaman

 

Temmuz 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Malzeme Dosyası

Düşey Sirkülasyon Elemanları

Düşey sirkülasyon elemanları hakkında bilgi edinmek  için tıklayın.

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz