reklam

28 Temmuz 2003 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Ormanın Yasası Türkiye'yi Yakıyor! 

Nasıl olmasınlar ki! Hazine ve kamu arazileri üzerine yaptıkları konduları affeden yasa çıktı. Devletin arazisini beş yıl işgal eden şimdi sahibi.

Anayasanın ormanlarla ilgili 169 ve 170. maddelerini değiştirmeye yönelik yasa da eli kulağında çıktı çıkacak. Yasanın çıkmasıyla birlikte orman yakıcılarının geliri düşecekse de müteahhitlerinki artacağından denge yine bozulmayacak.

Şaka yaptığımı sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Zira, anayasanın 170. maddesi ''Orman Köylüsünün Korunması'' başlığı altında ormanları ve orman köylüsünü korur. Gelin görün ki yeni yasaya göre başlık ''Orman Sınırları Dışına Çıkarılacak Yerlerin Değerlendirilmesi ve Orman Köylüsünün Desteklenmesi'' şeklinde değiştirilmekte!.. Böylelikle ormanlar imara ve sanayi işletmelerine açılarak talan edilmesi yasallaştırılmaktadır.

Geçen haftaki Orman Yasası karşılığında dokunulmazlıkların kaldırılması pazarlığı da bu talanın rüşvetidir. Bu durum her ne kadar adı ''adalet ve kalkınma'' sözcükleriyle başlayan bir partiye yakışmıyorsa da!.. Yasanın vebalinin sadece AKP'nin üstünde olmadığını da unutmamak gerek.

Devletin orman ve orman köylüsü üzerindeki koruyucu erkini kaldıran çalışmalar 1986'dan bu yana gerçekleşen tüm GATT ve GATS toplantılarından geçerek bu güne geldi. Azgelişmiş ülkelerde hâlâ bakir olan ormanlık arazilerin sanayiye açılması amacıyla yapılan bu çalışmalar ''ormanlarda serbest kesim'' hükmü başlığı altında gerçekleştirilmişti.

Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin bu toplantılara katılmadığını söyleyebilecek kimse olmadığına göre... Yasanın sorumluluğu o günden bu yana gelen tüm hükümetlere aittir. Kaldı ki yasanın bugünkü halinin altyapısı da ta 1999'da Ecevit-Bahçeli hükümeti, IMF'yle stand-by anlaşmasını imzaladığında başlamıştır. Tayyip Erdoğan hükümeti de son rötuşlarını yaparak uygulamaya sokmaktadır!

Kısacası, tencerenin dibi kara mı kara!

AKP'lileri bilmem ama, o günlerde bu çalışmaları okuyucuyu bıktırırcasına anlattığımı ''Gözucuyla'' nın okurları çok iyi bilir. Bilmesine bilir de ''ormanların altı altın madeni'' başlıklı haberler karşısında da aklı karışır!

1937'den bile geriye dönerken!..

Anayasa değişikliğini ''Yabancı Yatırımlar Yasası'' ve ''Endüstri Bölgeleri Yasası'' ile birlikte değerlendirmek gerek. Aksi takdirde yeni yasanın başlığına bakarak orman vasfı olmayan alanların değerlendirilmesi ve orman yakarak geçinen orman köylüsünün üretici haline geçirilmesi olarak algılanabilir.

Oysa yasaya, ''Orman Sınırları Dışına Çıkarılacak Yerlerin Değerlendirilmesi ve Orman Köylüsünün Desteklenmesi'' başlığının konulmasındaki temel neden: Ormanların yönetim, işletme ve korunmasını yerli ve yabancı sermayeye açabilmektir.

Ne var ki bunun için, öncelikle ormanların orman niteliğini yitirmesi lazım. Sonra da bu alanların kullanıcılarına satılması!.

Ülkenin her yanından gelen yangın haberlerine bakılırsa ilk aşama tamamlanmak üzere. Kullanıcısına satmak ise yıllardır orman arazilerinde konuşlanan sanayi kuruluşlarına bu alanları mülk etmek anlamına gelmekte.

Böylelikle, Orman Bakanlığı'nın kuruluş yasasındaki ormanların korunması, imarı, ıslah ve bakımını sağlamak, kadastrosunu yapmak gibi görevleri bittiğinden adı geçen bakanlık da kendiliğinden tarihe karışacaktır.

Orman köylüsünün desteklenmesine gelince... AKP hükümetinin de çok iyi bildiği gibi orman köylüsü olarak tanımlananların nüfusu yaklaşık 8 milyon civarındadır ve ülkenin en yoksul kesimini oluşturmaktadır. Dolayısıyla, kendi bulundukları alanları satın alacak gelir düzeyine sahip değildirler. Yine aynı kesim bazen yakacak ve tarla açmak amacıyla bazense para karşılığında orman yakım ve yıkım işinde kullanılmaktadır.

''Ormanlarımıza Sahip Çıkalım Birliği'' nin verilerine göre orman yangınlarının sayısı da, yanan alan miktarı da geçen yıla göre artmıştır! Sadece 18 Temmuz'a kadar yanan alanlarda yüzde 34'lük bir artış vardır. Bu artışta 27 orman bölge müdürünün 19'unun ''görevlendirme'' gereği merkeze çekilmiş ve yerlerine vekâleten görev yapanların gönderilmiş olmasının hiç mi payı yok dersiniz?

Evet, Türkiye yanıyor, hem de çıra gibi! Yakanlar memnun, yananlarsa farkında değil!
Cumhuriyet - Türkel Minibaş

 

Temmuz 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Etkinlik

Adatepe Taşmektep 2003 Yaz Seminerleri

7 Temmuz - 24 Ağustos 2003 Adatepe

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz