reklam

28 Temmuz 2003 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Syedra'dan Sedre'ye

Kentler, insanlar gibidir... Doğar, büyür ve ölür... Kentler ya doğa tarafından öldürülür ya da kentlerin ölümü insanoğlunun elinden olur... Anadolu, ölü kentlerle doludur... Bir bakıma, insanlık tarihini yaratan ve devrini tamamlayınca tarih sahnesinden çekilen kentlerin mekânıdır Anadolu...

Kentlerin ömrü, insanlarınki gibi kısacık değildir...

Syedra, İsa' dan önceki 7. yüzyıl ile İsa'dan sonraki 13. yüzyıl arasında yaşamıştır...

Yaklaşık 2 bin yıllık yaşamında kim bilir neler görmüş neler geçirmiştir ama.. artık Syedra'yı bilen yoktur; varsa da parmakla sayılacak kadardır...

Alanya'yı bilirsiniz... Alanya'dan doğuya, Gazipaşa'ya doğru 20 kilometre kadar gidince, kahverengiye çalan tarihi bir yön tabelasında herhangi bir ören yeri olarak yerini almıştır Syedra...

Bu artık boş ve yalnız antik kentin altında Akdeniz, ardında Toroslar uzanır...

''Asartepe'' diyor yöre halkı... Zirvesi 400 metreye ulaşan yayvan tepeye... Tepeden bakınca Akdeniz'in mavisi, beyaz bulutlarla sonsuzluğa gidiyor. Kent, tepeden kıyıya dek yayılıyor.

Liman, ardında iz bırakmadan, denizdeki küçük kayalıklarda yatıyor. Kıyıyı, yol boyu ve yamaçlara doğru muz bahçeleri süslüyor. Ağustos böceklerinin müziği eşliğinde mavi ve yeşilin bitmeyen dansı sürüyor Syedra'da...

Alanyalı korsanlar

Syedra'da ilk kazı çalışması 1995'te Alanya Müze Müdürü Dr. İsmail Karamut başkanlığındaki ekip tarafından yapılmış... Syedra ne kadar eski ise kazılması da o kadar yeni... Tarihin karanlığından gün ışığına çıkacak çok şey var...

Küçük bir seramik parçasından kentin kuruluşu İsa'dan önceki 7. yüzyıla tarihleniyor... Bilinen ilk adı ''Syedreon'' , İsa'dan sonraki ilk yıllarda Roma İmparatoru Tiberius döneminde kullanılıyor...

Bu bölge, antikçağın Kilikya ile Pamfilya bölgeleri arasındaki sınırı oluşturuyor. Syedra, Pamfilya'nın sınır kenti oluyor. Surlarla çevrili kentte yaklaşık 5 bin kişi yaşıyor. Ama başları, hemen yanı başları Alanya'daki korsanlarla dertte...

Syedralılar, dertlerine derman bulmak için kalkıp Anadolu'daki kehanet merkezlerinden birine gidiyorlar... Aldıkları nasihati taşa kazıyorlar:

''Sizler, kentinizin ortasına kana susamış, adam öldüren Ares'in heykelini dikiniz ve onu Thyrsos sopaları ile dövünüz, bu arada Hermes onu zincirle tutsak alsın, diğer taraftan adaletin yöneticisi Dike, Ares hakkında karar versin ama.. Ares merhamet dileyen bir görüntüde olsun; çünkü o ancak bu şekilde barışçı olacaktır ve sizinle birlikte düşman ruhlu insanları topraklarınızdan kovacak ve böylece çok özlenen huzur olacaktır. Ama siz de aynı zamanda güçlü ve yorucu bir mücadele vermelisiniz. Korsanları kovalayın ve onları çözülmeyen iplerle bağlayın, haydutlara korkunç cezalar vermekten çekinmeyin, ancak bu şekilde her türlü zarardan kurtulabilirsiniz.''

Syedra'nın sütunlu caddesi

Yazıt bulunmuş ama Ares, Dike, Hermes yontuları henüz ortada yok... Kazı çalışmalarındaki en önemli buluntu, anacaddeyi ortaya çıkarmak olmuş... 10 metre genişliğinde ve 250 metre uzunluğundaki cadde iki bölüm.

Caddenin üst kısmı ahşap çatıyla kapalı bir alan olmalı... Alt kısmı ise çok sayıda granit sütundan oluşuyor... Granit de olsa zamana yenik düşen sütunlar yerde yatıyor... Caddeye ''Sütunlu Cadde'' deniyor... Üstü kapalı kısım dükkânların izini taşıyor... Caddenin çevresinde, bütün görkemiyle hamam ve gymnasyum'un kalıntıları duruyor... Sarnıç, tapınak, agora, tiyatro kalıntılarını tepedeki akropolün kalıntısı tamamlıyor.. Hem yağmur hem de sel sularını, sarnıçlarda toplayan ve şehre dağıtan su sistemi bugün bile görülebiliyor... Artık yaşamayan kentteki eski yaşamlar ise silik yazıtlarda kendini gösteriyor:

''Çocuk boksörler sınıfında zafer kazanan Saturos...''

''Çocuk pankreas güreşleri sınıfında zafer kazanan....''

''Yetişkin erkekler arasındaki güreşte zafer kazanan Sidetos...''

Korsanlar, Syedralıların olduğu kadar Romalıların da başının derdi... Romalı General Pompeius Magnus , büyük bir donanmayla korsanların peşine düştüğünde Syedra'da konaklıyor...

Ve İsa'dan sonra 194 yılında Roma'da Septimius Severus ile Pescennius Niger arasında iktidar savaşı yaşanırken, kentler de bir tarafı tutmak zorunda kalıyor...

Syedralılar, Severus'un yanında yer alıyor...

Severus, iktidarı kazanınca Syedra halk ve belediye meclislerine bir mektup gönderiyor...

Syedra'nın sessiz bekleyişi

Alanya Müzesi'nde sergilenen yazıtta Severus, Syedralılara hem sevgilerini iletiyor hem de gelecekteki iktidar kavgaları için gözdağı vermekten geri durmuyor:

''Şehrinize yönelen haydutlar ve dinsizlerin saldırıları karşısında kendinizi korumak için gösterdiğiniz direnişe, senin yol gösterdiğini öğrendiğimde ve bu sizleri bu iradenizden dolayı övdüğümde, sizlere bu kötülüğü yapan hak ettiği cezayı buldu. Ayrıca bahsettiğiniz yüzbaşılar da sizin tarafınıza geçmiş olduklarından seninle birlikte cezaya çarptırılmaksızın gidebilirler. Ayrıca durum öyle gerektirdiği için geçmişte anavatanından sürülmüş olan vatandaşlarınız, şimdi durum değişikliğinden geri dönüp sizlerle birlikte bu olayı kutlayıp, kurbanlar kesebilirler ve sizler böylece sizleri ünlendiren kahramanlıklarınızı övebilir ve sizler de öteden beri mevcut olan Romalılara yönelik iyi niyetinizi daha kuvvetli bir şekilde vurgulamış olursunuz.''

Alanya Müze Müdürlüğü, Syedra'yı bugüne dek ancak üç dönem kazabilmiş... Para bulunabilse, kazılara devam edilebilse, Syedra'nın yaban otlarının köklerine karışmış birçok gizemi açığa çıkacak... Ama para yok...

Antikçağda, bölgede kendi sikkesini basmış ilk kent Syedra, şimdilerde sessiz ve çaresiz para bekliyor...

Bizans döneminden bir mağara

Erken Hıristiyanlık döneminde bir mağara, fresklerle süslenmiş... Bu nedenle buraya ''Vaftiz Mağarası'' deniyor... Bizans döneminde yapılan kilise ise bir köşe taşı olarak duruyor...

Dile kolay, yaklaşık 2 bin yıllık bir tarih...

Fenikelilerden korsanlara, Romalılardan Selçuklulara birçok devri yaşamış bir kent burası...

Sedre Çayı, Asartepe'nin doğusundaki vadiden Akdeniz'e dökülüyor...

Syedra adı tarih içinde Sedre'ye dönüşmüş, Toroslar'dan kopup gelen bir çay olmuş, akıp gidiyor...

Sedre çayı ile Syedra'nın arasındaki düzlüğe Selçuklu, av köşkü yaptırmış...

Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat , 13. yüzyıl başında Alanya'yı aldığında ve imar edip kışlık başkent yaptığında, Syedra tarihteki ömrünü tamamlamış... Niyesi belli değil...

Şimdi Akdeniz'e bakan kat kat koca bir Syedra kenti var, bir de Syedra'ya bakan iki katlı küçük bir Sedre Köşkü...

İkisi de bomboş...

Syedra'dan Sedre'ye koca bir boşluk...
Cumhuriyet

 

Temmuz 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Etkinlik

Adatepe Taşmektep 2003 Yaz Seminerleri

7 Temmuz - 24 Ağustos 2003 Adatepe

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz