Arazilerin rayiç bedellerini
komisyon belirleyecek
Orman vasfını yitirmiş arazilerin (2B) rayiç bedelini mahalli komisyonlar
belirleyecek. Komisyonlar, köylerde muhtar ve ihtiyar heyeti; ilçelerde ve
illerde Orman, Tarım, Maliye, Milli Emlak ve sivil toplum kuruluşu
temsilcilerinden oluşacak.
Üye sayısı az tutulan komisyonların süratli karar vermesi amaçlanıyor.
Araziler öncelikle orman köylüsüne ve kullanıcısına satılacak. Hükümetin
hesabına göre arazilerin metrekaresi ortalama 5 dolardan satılacak. Şu sıralar
ülke genelinde Orman Bölge Müdürlükleri’ne bağlı iki orman mühendisi
bir ziraat mühendisinden oluşan kadastro tahsis komisyonları tespitlerde
bulunuyor. Söz konusu komisyon orman vasfını yitirmiş arazileri tek tek
belirliyor.
Hükümetin 2B arazilerin satışı projesi kamuoyunu ikiye böldü. Bu satışla
sosyal adaletin sağlanacağı ve mülkiyet sorunlarının çözüleceği görüşünde
olan Orman Bakanlığı verilerine göre, işgal edilen 473 bin hektarlık arazi
üzerinde alt yapısı devlet tarafından sağlanmış 400 bin yapı bulunuyor.
Bu araziler mevcut kanuna göre orman köylüsünün olması gerekirken, diğer
kişi ve kuruluşlar tarafından kullanılıyor. Var olan yasal durum nedeniyle
işgalci durumunda bulunan kişi ve kuruluşlar devlete hiçbir katkı sağlamadan
arazileri kullanmaya devam ediyor. Mevcut durumun devam etmesi devleti gelir
kaybına uğratıyor. Arazilerin yeniden ormana dönüştürülmesinin “bilim
ve fen bakımından” mümkün olmadığı vurgulanıyor. 400 bin bina ve işyerini
boşaltıp yıkmanın imkansız olduğuna hem ekonomik hem de sosyal açıdan
imkansız gözüyle bakılıyor.
Öte yandan hükümetin görüşlerine karşı bir araya gelen 70 sivil
toplum kuruluşu, “Ormanlarımıza Sahip Çıkalım Birliği”ni kurdu.
“Anayasamız Orman Kıyımını Kolaylaştırmak İçin Değiştiriliyor. İddialar
ve Gerçekler” isimli bir broşür yayınlayan birlik, orman sınırları dışına
çıkarma kararının verilebilmesi için, su ve toprak rejimine zarar vermeme,
orman bütünlüğünü bozmama, çevresindeki doğal hayatın kendini
yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının verimliliğini
düşürmeme ilkelerinin eş zamanlı olarak sağlanması gerektiğini
savunuyor. Birliğin savunduğu diğer bir görüş de Anayasa değişikliğinin
şehirleşmiş arazilerin satılarak gelir elde edilmesi boyutuna
indirgenmesinin yanlış olduğu. Söz konusu değişikliğin orman sınırları
belirlenip, sahipleri adına tapuya işlenmesi çalışmaları bitirilmeden yapılmasının
orman niteliğini kaybettirme eylemlerini özendireceği vurgulanıyor. Bir
ormanın bilim ve fen bakımından niteliğini kaybetmesinin bilimsel açıdan mümkün
olmadığı ifade edilirken, anayasa değişikliğinin olumsuz yönde büyük
toplumsal etkilerinin olacağı uyarısında bulunuluyor. Arazi satışlarından
25 milyar dolar sağlanamayacağı da ifade ediliyor.
Bu arada Orman Bakanlığı’nca 31 Aralık 2002’ye kadar toplam 473 bin
hektar saha orman sınırları dışına çıkarıldı. Bu sahalardan; 98 bin
136 hektar alanın dosyası kullanım kadastrosu yapılması için, Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğü’ne gönderildi. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nce
1 Ocak 2000 tarihine kadar 43 bin 962 hektar alanın kullanım kadastrosu yapıldı.
Bu alanlardan 6 bin 701 hektarlık kısmı kullanıcısı orman köylüsüne satılarak
2003 yılı fiyatları ile 49 trilyon lira gelir elde edildi.
Zaman
|