Sultanbeyli
TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Üyesi Nevzat Can : "Hükümet
orman vasfını yitiren alanlara yönelik düzenlemelerle, üzerinde yoğun yapılaşma
olan Sultanbeyli gibi yerleşmeleri örnek göstererek, gerçek niyetini
saklamakta, kamuoyunu aldatmaya çalışmaktadır. Bu yapıların yıkılmasının
mümkün olmadığına yönelik masum bir söylem kullanmakta, işgali meşrulaştırma
çabasına girmektedir.
Oysa orman vasfını yitiren arazilerin yaklaşık yüzde 85'inin üzerinde
yapılaşma yoktur. Yapılaşma bulunan yerler ise birbirinden çok farklı özelliklere
sahiptir. Sultanbeyli gibi orman vasfını yitirmiş ve kentleşmiş alanlar kaçak
yapılaşmanın örneklerinden sadece biridir. Bu yerleşmeler ile orman alanları,
su havzaları yok edilmiş, kamu toprakları yağmalanmıştır.
Kamu mallarını ilk işgal edenler zenginleşmiş, süreç içinde haksız
kazançlar elde edilmiş, kamu toprakları zamanla el değiştirmiştir.
Bugün buralarda oturanların büyük kısmı arsalarına para ödemişlerdir.
Bu nedenle işgalcilerden herhangi bir gelir beklemek mümkün değildir.
Yerleşmelerin yoğun olduğu yerlerin işgalcilere satılması hiçbir
sorunu çözmeyecek, var olan sorunları ağırlaştıracaktır. Sultanbeyli örneğinde
olduğu gibi bu alanlar insanca yaşanabilir, düzenli, planlı yerleşmeler değildir.
Yeterli miktarda eğitim, sağlık, yeşil, spor, otopark, rekreasyon gibi
kullanımları olmadığı gibi yerleşmelerin her noktasında konut bulunmaktadır.
Bu alanlardaki her bir parselin satılması demek, insanların yoksulluğa ve
yoksunluğa mahkûm edilmesi demektir. Kente, yerleşmeye sadece mülkiyet ve
fiziksel yapılaşma açısından yaklaşmak sorunun çözülmesine hizmet
etmeyecek, sorunları daha derinleştirecektir. Kaçak yapılaşmaların bulunduğu
bu tür alanlar, kentle bütünleşememiş, sosyal, kültürel, siyasal,
ekonomik açıdan sorunlu alanlardır. Mülkiyetin satılması, bu alanların
planlanmasını, yeşil alan, eğitim, sağlık, yeşil, çocuk parkı gibi
sosyal ve kentsel altyapı alanlarının ayrılmasını engelleyecektir. İnsanların
zorunlu ihtiyaçlarının sağlanması için kamulaştırma yoluna gidilecek,
devlet önce sattığı arsayı tekrar almak zorunda kalacaktır. Ekonomik
kaynak elde etmek bir yana savurganlık yapılmış olacaktır.
Sultanbeyli 1957 yılında köy statüsünde iken, 1987 yılında belediye
olmuştur. Bu süreçte, orman köylüsü dışındaki kişiler ve arazi
mafyaları tarafından bu alan kuşatılmış ve belediye bizzat işgale yol gösterici
olmuştur. Hükümet bu durumu yasal hale getirerek bir anlamda aynı yolu
izlemekte ve kamu malını işgal edenlere satış gerçekleştirerek bir kenti
ve toplumun tümünü cezalandırmaktadır."
Kediden fareye bir teneke peynir!
ADD Adana Şube Başkanı Ahmet Duman , "Bugünlerde bir arkadaşımdan
dinlediğim kedi-fare öyküsünü paylaşmak istiyorum" diyor:
Kedi uzun bir kovalamaca sonunda fareyi elinden kaçırmış.
Kedi avını kaçırdığı için sinirli, kızgın ve oldukça öfkeli,
farenin sığındığı deliğin ağzında durup biraz dinlenmiş ve en sevecen
sesiyle fareye seslenmiş:
"Tebrikler kardeş, sen fare ırkının en kahraman bireylerinden
birisin... O ne müthiş bir koşuydu ve ne sağlam bir sığınak bulmuşsun
kendine. Güçlü olduğun kadar akıllısın da."
Fare deliğin arkasında nefes nefese bu övgüleri ağzı kulaklarında
dinliyormuş.
Kedi, dışarıda, övgülerine devam ediyormuş:
"Sana bu güç ve aklınla çok kolayca kazanabileceğin bir bahis öneriyorum."
Fare bahsin ne olduğunu merakla bekliyormuş.
Kedi onu fazla bekletmemiş:
"Bak senin deliğin 15 santim solunda bir delik daha var, bu delikten çıkıp
o deliğe girersen sana bir teneke beyaz peynir veririm."
Fare bahsi ve ödülü duyunca heyecanla yerinden fırlayacakken birden durmuş
ve "Mesafe çok kısa ödül çok büyük' demiş kendi kendine, "Bu işte
bir terslik olmasın."
Kıssadan hisse; kimin ne muradı varsa, onun başına!
Parti
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Partizanlık yapmıyoruz" demiş...
Doğru valla... Sabahtan akşama kadar "parti-zam-lık" yapıyorlar!
Eli neli?
Ahmet Mete Apak: "Filistin Başbakanı Mahmut Abbas, Beyaz Saray'da ABD
Başkanı George W. Bush ile Filistin-İsrail barış planını görüşürken
İsrail hapishanelerindeki Hamas üyelerinin serbest bırakılmasını isteyince
Bush, 'Eli kanlı katiller serbest bırakılmamalıdır' dedi. Aynı ABD, 35 bin
yurttaşımızın ölümüne neden olan PKK'lıların topluma kazandırılmasını
istediğine göre bunların elleri kanlı değil!"
Savaş
Akif Kökçe: "Hindistan ve Fransa, Irak'a ancak Birleşmiş Milletler
Barış Gücü çerçevesinde asker gönderebileceklerini açıkladı. Bu çerçeve
dışında gönderilecek asker, Barış Gücü'nün değil, Savaş Gücü'nün işine
yarar!"
Yağmur Ekim
Herkes soruyor: "Ülkücüler nereye gitti?'
Belki Ergenekon'dadır!
- Kemal Derviş, CHP'ye başkan olabilirmiş...
"İyi de president olur hani!"
Cumhuriyet - Deniz Som
|