Van Gölü havzasından... (1)
Tarihin altyapısı: 'Kehriz'ler...
Anadolu uygarlıklarında herkesi şaşırtan tarihsel değerlerden biri de
çağlar öncesine ait ''altyapı'' tesisleri...
Hele bizim gibi bu değerlerin üzerinde yükselen ''altyapısız kentler''
deki pet şişeli su yaşamını ''çağdaş yaşam'' sananlar için bazen ''şok''
etkisi de yapabiliyorlar...
Yıllar önce bir gün Afrodisias 'ı gezerken, önümdeki yerli turist antik
kanalları ''yeni'' sanıp şöyle sevinmişti; ''Tarihle uyumlu olsun diye
plastik boru tercih etmemişler, ne iyi...''
Bu okumuş yazmış insanımıza; ''Gördüğünüz kanallar da kentle aynı
tarihte yapılmışlar...'' dediğimde ise kendi bilgisizliğinden çok, yaşadığı
''modern semtin'' zavallılığına üzüldüğünü söylemişti...
Aklın mirası
İşte bu hâlâ ''ders alamadığımız'' uygarlık mirasının en özgün ve
belki de en ''akıllıca'' uygulamalarından biri de ''kehriz'' ler... Yani,
Anadolu'da sadece Şanlıurfa ile Van 'da görülen, tarihteki altyapı kültürünün
eşsiz tanıkları olan ''yeraltı su kanalları'' ...
Tarihi Kentler Birliği 'nin (TKB) 11-13 Temmuz 2003 günlerindeki Van Buluşması'nda,
Prof. Dr. Metin Sözen 'in yönettiği ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ)
uzmanlarının sunuşlar yaptığı; ''Van Gölü Havzası'nda Tarih, Kültür
ve Çevre'' temalı oturumun çarpıcı bildirileri arasında kehrizler de vardı...
Önce, YYÜ'nün çalışkan hocası Prof. Dr. Abdüsselam Uluçam havzadaki
10 bin yıllık uygarlıklar serüvenini hemen tüm örnekleriyle açıkladı...
Ardından bölgenin hem sevdalısı hem de ''hamisi'' olan Prof. Dr. Oktay Belli
de aynı geçmişin nasıl bir ''özverili bilimsel emekle'' gün ışığına
çıkartıldığını anlattı...
Böylesi derinlikli ve coşkulu bir girişin ardından söz alan Yard. Doç.
Dr. Şahabettin Öztürk 'ün kehrizleri sunması ise öylesine ''özlem yüklü''
ydü ki sanki dinleyen herkes şu düşünceye kapılmış gibiydi; ''Nasıl
yapsak da tarihteki bu daha ileri kültürü kentin imarında yeniden egemen kılabilsek...''
Üstelik kehrizler İÖ 9. ve 6. yüzyılların sahibi ''Urartu'' ların
mirası olmaları bir yana, ''Osmanlı'' döneminde bile Van'ın her türlü su
gereksinmesini karşılamada kullanılmışlardı... Hatta 1970 'lere kadar da
hem yine içme suyu sağlamış, hem de bahçe ve tarla sulamasına hizmet etmişlerdi...
Uygarlıktan ilkelliğe...
Bu müthiş tarihsel derinlik içinde ''binyılların'' altyapısı olmalarına
rağmen, sadece şu ''son otuz yılın'' uygarlık yoksunu kentleşme
politikalarına ders veremeyen kehrizler, özellikle sıcak iklim koşullarında
suyun buharlaşmayla eksilmeden taşınması için uygulanmış bir ''tünel-kanallar''
sistemi....
Van kehrizlerinin su kaynakları, kentin kuzeyindeki ''Erçek Gölü'' ,
tarihi kalenin yakınındaki ''Kalecik'' köyü ve ''Erek Dağı'' eteklerindeki
diğer köylerde bulunuyor...
Aynı zamanda Mimarlar Odası Van Şubesi Yönetim Kurulu üyesi olan Şehabettin
Öztürk, sadece Van kent merkezinde bile bu kaynaklardan suyun geldiği 48
kehriz bulunmasına rağmen, günümüze sadece 22'sinin kalabildiğini saptamış...
Osmanlı'da bunların bakımı için bir vakıf bile varken, 1965'e kadar aynı
hizmeti belediye üstlenmiş... İzleyen yıllardaki DSİ gözetimi de son
''kenkan (kehriz ustaları) ekibinin'' 1985'te emekliye ayrılmasıyla birlikte
''tümüyle terk edilmiş'' durumda...
Bilmem ki bu tür kararlarla aslında ''uygarlığımızı'' terk ettiğimizi
ne zaman fark edeceğiz?.. Belki de ''belleğimizi'' tümüyle yitirdikten sonra
zaten sonsuza kadar hep ''ilkelliği'' yaşayacağız...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|