reklam

06 Ağustos 2003 Çarşamba
Ana Sayfa > Haberler

Koruma(ma) bilinci oluşma(ma)sı

Tüm dünya ulusları (Türkiye dahil) kültür varlıklarını insanlığın ortak kültür mirası olarak kabul edip o bilinçle bu değerleri koruyup, yaşatıp geleceğe taşıma uğraşı verirken biz tarihsel ve doğal çevreyi yıkmak, yakmak, bozmak, tahrip etmek ve kirletmek için elimizden geleni yapıyoruz.

Bilinç, insanın kendisini ve çevresini tanıma, kavrama ve bilme yetisidir. Bilinç insan beyninin özel bir işlevidir. İşte insan bu bilinçle insanlaşma eylemini gerçekleştirmiştir.

Tarih bilinci oluşmayan bir insanda ne ulusal bilinç, ne yurtseverlik bilinci, ne de evrensel bilinç olur. Hele tarih bilincine ulaşamayan toplumlar insanlığın evrim sürecine katılamayacakları gibi, gelenekçilikle-ilericilik, eski değerlerle-yeni değerler arasında bocalayıp kalırlar. Dünyadaki gelişim ve değişime ayak uyduramazlar.

On bin yıldan beri sürekli yerleşme gören ve pek çok uygarlığa sahne olan yurdumuz, dünya uygarlık tarihinde ''Uygarlıklar Ülkesi'' olarak bilinmektedir. Uluslar üzerinde yaşadıkları toprakların tarihini, geçmişini, uygarlık tarihindeki yerini, dünya uygarlığına katkılarını bilmek zorundadırlar. İşte, ancak o zaman o topraklara daha iyi nüfuz edebilir ve o toprakların gerçek sahipleri olabilirler. Ve yine ancak o zaman uygar dünyanın saygın bir üyesi olabilirler. Aksi takdirde o topraklar üzerinde yaşayan canlı bir ölüden farklı olamazlar.

İşte o bilinçsizlik nedeniyledir ki, on yüzyıldan beri üzerinde yaşayıp da sahip çıkamadığımız bu topraklara ait binlerce kültür varlığı (tarihi eser) son iki yüz yılda talan edilerek dünyanın dört bir yanına taşınmış ve bugün bu değerler anavatanlarından uzak yabancı ülkelerdeki müze, galeri, sergi salonu, özel koleksiyon vb.'de yer almakta ve o mekânları süslemektedirler. Ne yazık ki, bu konudaki ilgisizlik ve duyarsızlık günümüzde de sürmektedir.

'Arkeoloji Bilimi' ülkemizin yüz akıdır
Kültür ve doğa varlıklarının zenginliği bakımından dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında yer alan, ancak ne yazık ki, tarih ve çevre bilinci fukarası ülkemizde acıklı, acıklı olduğu kadar da gülünç olan bir oyun sergilenmektedir. Güzel İzmir'in şirin ilçesi Foça'da kazı yapan Prof. Dr. Ömer Özyiğit 'in bu yılki kazı izninin Bakanlar Kurulu tarafından durdurulmasına sevinen Foça Belediye Başkanı'nın, bu haberi vatandaşlara müjdelediği ve ayrıca ''lokma döktürdüğü'' haberini basından hayretle, ibretle ve üzülerek okuduk. Bir kentin tarihini, kültürünü, çevre değerlerini korumaktan birinci derecede sorumlu olan bir kişinin böyle bir davranışta bulunması uygar olmanın ayıbıdır. Unutmayalım ki ''Arkeoloji Bilimi'' ülkemizin uluslararası boyuttaki yüz akı, övünç nedeni ve tanıtım kaynağıdır. Tüm dünya ulusları (Türkiye dahil) kültür varlıklarını insanlığın ortak kültür mirası olarak kabul edip o bilinçle bu değerleri koruyup, yaşatıp geleceğe taşıma uğraşı verirken, biz tarihsel ve doğal çevreyi yıkmak, yakmak, bozmak, tahrip etmek ve kirletmek için elimizden geleni yapıyoruz. O nedenledir ki, tarih ve çevre bilinci oluşmayan kişi ve toplumlardan, kültür ve doğa varlıklarını koruma ve bu değerlere sahip çıkma yönünde olumlu bir davranış beklemek biraz saflık olur.

Geçmişte olduğu gibi günümüzde de ormanlara ve doğal SİT alanlarına yönelik olumsuzluklar sürmektedir. Unutmayın, yakında sıra tarihsel, kentsel ve arkeolojik SİT alanlarına gelecek. Rant uğruna kamu arazileri açıkça yağmalanmaktadır. Yasaların, kuralların ve hukukun hiçe sayıldığı ve ciddiye alınmadığı bir ortam yaşanmaktadır. ''Ben yaptım oldu'' mantığı gün geçtikçe hızla yerleşmekte ve her tarafı örümcek ağı gibi sarmaktadır..

Tarihsel ve doğal çevre bilincinin gelişmemesi ve yerleşmemesi nedeniyle bugün ülkemizde hem tarihi çevre, hem de doğal çevre bozulmakta ve yok edilmektedir. Bozulan doğal çevrenin yeniden kazanılması belki zamanla olası, ancak bozulan ve yok edilen tarihi çevrenin geri gelmesi olası değildir. Böylece, ne olduğunun ayırdına bile varmadan bilinçsizce yok ettiğimizin, yurdumuzun geleceğine ışık tutacak olan tarihi ve geçmişi olduğunu unutmayalım.
Cumhuriyet - Ali Kılıçkaya

 

Temmuz 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03 04 05 06
07 08 09 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Yarışma

Akdeniz Ülkeleri Mimarlık Öğrencileri Proje Ödülleri

Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde mimarlık eğitimi vermekte olan her kurum ve her öğrenci, son iki akademik yılda yapılan projelerle etkinliğe katılabilirler.

Son başvuru tarihi:
20 Ağustos 2003

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz