İstanbul, ona sahip çıkmadı
Hayatını İstanbul'un tarihine adayan Çelik Gülersoy'un hazine değerindeki
kitaplığına kimse sahip çıkmayınca, vakıf UNESCO'dan yardım istedi
Çelik Gülersoy'un 30 yıldır yanında olan yardımcısı ve danışmanı,
geçtiğimiz günlerde de Çelik Gülersoy Vakfı Başkanlığı'na seçilen Dr.
Arhan Apak, Gülersoy'un vasiyetini, yarım kalan projelerini ve yapacaklarını
anlattı. 1 Eylül'de vasiyeti açılacak Gülersoy'un İznik'te 100 dönüm
arazi ve bir ev, Saros'ta da 90 dönüm arazi ve bir eviyle, bankada bir miktar
parası olduğunu anlatan Apak, "Çelik Bey vasiyetini 1985'te yazdı. Tüm
malvarlığını Çelik Gülersoy Vakfı'na bağışladı. İznik'te hormonsuz
sebze-meyve yetiştirmek istiyoruz. Bu araziyi gelir olsun diye satmak
istemiyoruz. Vasiyet açılana kadar ciddi bir nakit sıkıntısı olacak"
dedi.
'Değerleri çok büyük'
Vakfın bünyesindeki İstanbul Kitaplığı'nda bulunan 10 binin üzerindeki
kitabın korunması ve sigortalanması için UNESCO'dan (Birleşmiş Milletler Eğitim
Bilim ve Kültür Örgütü) yardım isteyeceklerini kaydeden Apak, bunların değerinin
tahayyül edilemeyecek kadar çok olduğunu anlattı. Apak, "Örneğin İsviçre
Konsolosu'nun istediği bir kitap, 10 milyar liraya sigorta ettirilerek teslim
edilmişti. Dünyaca ünlü müzayede evlerinde satışa çıktığında
astronomik rakamlara ulaşacak kitaplar var. Bizans, Roma, Osmanlı dönemine
ait en iyi kitaplar ile dünyada tek olan kitaplar var" diye konuştu. 1
Eylül'den itibaren güvenlik sistemiyle donatılacak kitaplığın kapısında
güvenlik olacak, kameralı kontrole geçilecek, önemli kitaplar için alarmlı
bandrol sistemi getirilecek.
İstanbullulara sitem
Apak, Gülersoy'un maddi imkânlarının, kitaplığın her gün açık tutulmasına
müsait olmadığını belirtirken, "Halktan yardım görmedik. Bağış
kampanyaları hüsranla sonuçlandı. Burayı 1 Eylül'den itibaren cumartesi,
pazar hariç her gün açacağız" dedi.
'Çelik Gülersoy gidiyor evladım!'
Yardımcısı ve danışmanı Dr. Arhan Apak, vasiyeti 1 Eylül'de açılacak Çelik
Gülersoy'un İstanbul Kitaplığı'nı Milliyet'e açtı. Apak, Gülersoy'un
ani ölümünü de şöyle anlattı: "Ölümü ani gelişen bir kanserden
meydana geldi. Her türlü müdahale yapıldı. Zaten kendisi de hastanede öleceğini
hissetmişti. Yanındaki bakıcısı Salih'e, 'Çelik Gülersoy gidiyor evladım,
Çelik Gülersoy gidiyor' demiş. Sonra da son nefesini vermiş."
Milliyet
|