Ören'in altından Edremit çıktı
Adramition, antik çağda Misya adı verilen bölgenin en önemli
kentlerinden biri. Kentin adı da son Lidya Kralı Krezüs'ün kardeşi, Misya
valisi Adramis'ten geliyor. Adramition kazısını Doçent Dr. Engin Beksaç'ın
başkanlığında Sakarya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü yapıyor.
Burhaniye'nin yalısı Ören'deyiz. Temmuzun yirmi ikisi. Saat henüz sabahın
on biri olmasına karşın sıcağın hatırı sayılır. Sokaklarda çok az
insan var, herkes ya evlerinde ya da denizde. Ama birileri de, Ören'in orta
yerindeki ağaçlık bir alanda gelip gidiyor, bir şeyler yapıyorlar. Kim
bunlar? Bu sıcakta, güneşin alnında ne işleri var?
Yanıtı Doçent Dr. Engin Beksaç 'tan alıyoruz: Kazı yapıyorlarmış.
Engin Beksaç Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü
Başkanı. Aynı zamanda kazı başkanı.
Adramition'daki ilk bilimsel kazı
- Kentin ortasında ne kazısı bu böyle?
- Adramition yani Edremit. Eski Edremit burada, yani bugünkü Ören'in altında.
Soru beklemeden anlatmaya başlıyor sonra: Adramition, antik çağda Misya
adı verilen bölgenin en önemli kentlerinden biriymiş. Kentin adı da son
Lidya Kralı Krezüs 'ün kardeşi, Misya valisi Adramis 'ten geliyormuş. Ama,
bu yılki kazıda buldukları keramikler Adramition'da geç bronz çağından başlayarak
yerleşim olduğunu gösteriyormuş.
- Adramition'da yapılan ilk kazı mı bu?
- Evet, ilk bilimsel kazı. Bu kazının sonuçları, bölgenin antik ve orta
çağlardaki durumunu aydınlatacak. Şimdiden ilginç bulgular elde etmeye başladık.
- Burada kaç yıldır çalışıyorsunuz?
- Adramition kazısına 2001 yılında başladık, ama tam burada değil, şu
anda kazdığımız yerin kuzeyinde kalan nekropol (mezarlık) alanında.
2002'de bu alana geçtik. Önce burada da mezarlar çıktı. Roma ve Hellenistik
dönemlerden buluntulara raslamaya başladık. Daha aşağı inince, mezarların
altında bir kilise olduğunu anladık. Şimdi bu kiliseyi kazıyoruz. Kilisenin
erken Ortaçağ dönemine ait olduğunu sanıyoruz. Sonraki dönemlerde kilise yıkılmış
ve alan mezarlık olarak kullanılmış. Daha sonraysa, geç Bizans döneminde
yeni kilise yapılmış. Bulunan sikkeler ve keramikler de bu kanımızı
destekler nitelikte.
- Buluntuları ne yapıyorsunuz?
- Bu yıl şu ana kadar kırk kadar sikke bulduk ve Balıkesir Müzesi Müdürlüğü'ne
teslim ettik. Daha önceki yıllarda bulunanlar da aynı yere verildi.
Bölgede pek çok SİT alanı var
''Bölgedeki diğer kentler'' dememe kalmadan Engin Bey anlatmaya başlıyor:
- Ben 1994'ten beri bu bölgede çalışıyorum. Pek çok prehistorik ve
antik çağlara ait SİT alanı saptadık. Buhaniye'de, Havran'da, Ayvalık'ta,
Gömeç'te... Örneğin, Burhaniye'nin kuzeydoğusunda bir höyük var, Üyücek
Tepe Höyüğü, yüzey araştırması yapıldı burada... Burhaniye'de de erken
bronz çağında yerleşim olduğu biliniyor. Adramition'a yakın Pegasos,
Lirnesos kentleri var sonra... Adramition, Adramiten ovasında; bunun arkasındaki
Tebe ovasında da Tebe kenti var... Sonra bölgede çok sayıda MÖ 1500-1000 yıllarına
ait kaya sunakları var. Yalnız Adramition'da, Burhaniye'de değil, bütün bölgede
yerleşim erken bronz çağına kadar iniyor. Çevrede zengin bakır yatakları
-ve daha pek çok maden- olmasına bağlanabilir bu.
Bunları konuşurken bir yandan kazı alanında dolaşıyoruz. Oldukça
ilerlemiş olan kilise kazısından başka, bir de daha önce kazılmış olan
iki mezar var. Bu mezarların birinden eksiksiz bir iskelet çıkmış, göğsünün
üzerinde bir kafatası varmış; öteki mezardaysa kafası olmayan bir iskelet.
Bu mezarların gizi, bilmem kazının ileri aşamalarında çözülür mü? Ama,
çözülsün ya da çözülmesin, tarihi polisiye yazarları için iyi bir konu
olduğu kesin.
Kilise kazısının epey uzağında, birkaç öğrenci kazılan yerlerden çıkan
toprağı eliyorlar; amaç, en ufak bir parçanın bile kaybolmaması. Daha yakında,
yerde duran dikdörtgen biçimindeki iki elek dikkatimi çekiyor: üstlerinde öbek
öbek ayrılmış buluntular var. Biraz ilerde küçük bir masada bir genç kız
bir şeyler çiziyor. Yanına yaklaştığımda bir seramik kap kırığının
bire bir çizimini yaptığını görüyorum. Sakarya Üniversitesi Seramik Bölümü
öğrencisiymiş. Biraz ilerde bir masa daha var.. O masada da bir delikanlı
bir şeyler çiziyor. Kendisine sormaya kalmadan Engin Bey açıklıyor: Kazı
alanının planını çiziyormuş. Sakarya Üniversitesi'nden mi diye soruyorum
ben de. Hayır, İstanbul Mimar Sinan'danmış, kendisi yanıtlıyor.
Tam bu sırada çevredeki evlerin birinden gönderilen karpuz geliyor, hem de
kesilmiş, yenmeye hazır. Kazı ekibinin dinlenme saatine rasladığı için
herkes tepsinin başına toplanıyor. Böylece biz de bir yandan karpuzdan atıştırırken,
bir yandan da ekip üyelerini tanıyoruz: Kazı başkanının yardımcıları
Sakarya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Başkan Yardımcısı Yardımcı Doçent
Doktor Tülin Çoruhlu , Mimar Sinan Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü'nden
Doçent Yaşar Çoruhlu ve Kars Kafkas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
Arkeoloji-Sanat Tarihi Bölümü'nden Yardımcı Doçent Figen Erdoğdu . Kumaş
uzmanı, sanat tarihçisi Şulenur Beksaç , Hacettepe Üniversitesi Sanat
Tarihi Bölümü Arkeoloji Bölümü öğrencileri de, sabahın sekizinden on
bire kadar süren yoğun çalışmadan sonra, karpuzu görmezden gelemiyorlar
elbet.
Burhaniye Belediyesi destekliyor
Dinlenme/karpuz arası bitip ekip çalışmaya dönerken ben de kazı alanından
ayrılıyorum. Unutmadan: Bu kazının tüm giderlerini (ekibin ulaşımını,
konaklamasını, yemeğini, kazı gereçlerini, vb...) karşılayan, iki de işçi
veren büyük bir kuruluş, dev bir holding değil.. yalnızca Burhaniye
Belediyesi. (Belediye'nin yanı sıra Varmak İnşaat'ın da iki işçi verdiğini
ekleyelim.)
İlgililere duyurulur!
Cumhuriyet
|