reklam

11 Ağustos 2003 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Hattın ve tuğranın üstadı Mustafa Râkım Efendi’nin eserleri çürüyor

Celî sülüs yazı ve tuğraya getirdiği yeniliklerle Türk hat sanatında çığır açan Râkım Efendi’nin eserlerinin bir kısmı ‘varaklama’ yöntemiyle korunmaya alındı; ancak pek çok çeşme, türbe ve mezarlık kitabesi dış etkenlerin acımasızlığına terk edilmiş durumda.

Çeşmeler, türbeler, mektepler ve mezar taşları üzerindeki kitabeleri okuyabiliyor olsaydık, yağmurun, karın değil; ama kirli havanın silikleştirdiği yazıların altındaki zarif imzaları da fark edebilirdik... Ve elbette, yazı sanatı ve tuğrada yaptığı devrimle ‘Râkım öncesi–Râkım sonrası’ diye iki devir oluşturan Hattat Mustafa Râkım Efendi’nin ismi bize oldukça âşina gelirdi. Râkım Efendi’nin Üsküdar’daki İhsaniye Çeşmesi üzerinde bulunan celi sülüs yazısını okuyup da; ‘Hayatı olan her şeyi sudan yaptık.” anlamındaki ayet–i kerimenin karşısında kendimizden geçmeyi isterdik elbette; fakat kabul etmeliyiz ki şimdi, ‘anlamasak da koruyalım’ çağındayız.

Sanatında yeniliklere açık oluşu ve cesurluğuyla tanınan Hattat Mustafa Râkım Efendi’nin hayatı ve eserleriyle ilgili oldukça kapsamlı bir kitap hazırlayan Dr. Süleyman Berk, Osmanlı’da binlerce hattat varken Râkım Efendi üzerine bir çalışma yapma gerekçesini şöyle açıklıyor: “Râkım Efendi celî sülüs yazının estetiğinde ve istifinde başarı sağlamış ve padişah tuğralarındaki hat ve şekil bozukluklarını gidererek güzelliğe kavuşturmuştur. Her yazısında yenilik deneyen Râkım Efendi’nin harfleri adeta birbirini kucaklar. O, kalem kalınlığı ile harfin büyüklüğü arasındaki ölçüyü bulan kişidir.” Mustafa Râkım Efendi için söylenen; “... Sinan Türk mimarlığında, Michelange heykeltıraşlıkta ne yapmışsa, daha ziyadesini Râkım yazıda yapmıştır” ifadesi de onun Türk hat sanatındaki yerini anlamamızı kolaylaştırabilir.

İstanbul dışında henüz bir eserine ulaşılamayan Râkım Efendi’nin eserleri, Cihangir Camii, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Vakıflar, Türk Hat Sanatları Müzesi, Türk İnşaat ve Sanat Eserleri Müzesi, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi ve Eyüp Sultan Türbesi’nde, özel müzelerde ve koleksiyonlarda bulunuyor. Râkım Efendi’nin birçok eseri de ‘açık hava müzesi’ olarak görülen İstanbul’un değişik semtlerinde, önünden geçip gittiğimiz eski okulların, camilerin duvarlarında, suyu kuruyan çeşmelerde, mezarlıklarda kendisine değecek gözleri bekliyor. Râkım Efendi’nin çektiği tuğralarla Topkapı Sarayı’na mühür vurduğunu söylemek ise abartı olmaz; Topkapı Sarayı’nda, Hırka–ı Saadet Dairesi, Bâb–ı Hümâyun, Bâb–ı Selam, Akağalar Koğuşu’nda bulunan tuğralardaki yeniliği benimsemeyen diğer hattatların bu alanda varlık gösteremediği biliniyor.

Süleyman Berk, Mustafa Râkım Efendi’nin kitabelerini varaklama yoluyla korumaya çalışıyor. Yağmur, kar, çamur gibi dış etkenlere maruz kaldığı halde yüzyıllardır ayakta kalan mermer kitabeler hava kirliliğine boyun eğmiş durumda. Kendisi de bir hattat olan ve Kültür Bakanlığı 2001 yılı Devlet Hüsn–i Hat ödülünü alan Berk’e göre kitabeler yalnızca altın varakla korunabilir; çünkü Osmanlı yeşili ya da ördekbaşı yeşili olarak bilinen yağlıboyayla boyandıktan sonra varaklanan eserler bu şekilde en az 150 yıl daha yaşayabiliyor. “Biz korunması gereken eserleri tespit ediyoruz, hayırseverler gerekli bütçeyi ayırıyorlar, devletin korumaya aldığı kimi eserler de oldu; ancak koruma çalışmalarının sistemli bir şekilde yürütülmesi gerekiyor.” diyen Süleyman Berk, Karacaahmet’teki Miskinler Çeşmesi kitabesinin acilen varaklanması gerektiğini söylüyor. 18’inci yüzyılda Ordu’nun Ünye ilçesinde dünyaya gelen Mustafa Râkım Efendi’ye Ünyeliler de sahip çıkıyor. Süleyman Berk’in hazırladığı ‘Hattat Mustafa Râkım Efendi’ kitabından yüz adet alarak ilgili insanlara dağıtan Ünye Belediyesi, bir parka da hattatın ismini vermiş.
Zaman

 

Ağustos 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Yarışma

Akdeniz Ülkeleri Mimarlık Öğrencileri Proje Ödülleri

Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde mimarlık eğitimi vermekte olan her kurum ve her öğrenci, son iki akademik yılda yapılan projelerle etkinliğe katılabilirler.

Son başvuru tarihi:
20 Ağustos 2003

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz