reklam

11 Ağustos 2003 Pazartesi
Ana Sayfa > Haberler

Saraylar torpilleniyor

Milli Saraylar tarihinin en karışık günlerini yaşıyor. Dönemin TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut'un 'torpil'iyle Daire Başkanlığı'na atanan Polat Akbulut'un ihmalkarlığı sürüyor. Saraylarda 100 gün rapor alan araştırmacılar, kültür servisinde çalışan matematikçiler var

Birkaç yıl önce kırılan porselenleri, çürüyen perdeleri, kaybolan tabloları ile gündeme gelen Milli Saraylar'daki 'sistem kargaşası' giderek büyüyor. Atatürk'ün isteği ile Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bağlanan ancak her iktidar ve Meclis Başkanı değişiminde yapılan 'torpilli atamalar' sonucu sağlıklı bir personel yapısına kavuşamayan saraylarda şimdi de Daire Başkanı Polat Akbulut'un ihmalkar tavrı ve AKP'nin 'torpilli' atamaları konuşuluyor.

Metal eserler çürüyor
Milli Saraylar Daire Başkanlığı'nda çalışanlar, sözleşmeli ve kadrolu olmak üzere ikiye ayrılıyor. İki taraf da aynı işi yapmasına rağmen sözleşmeli çalışanlar bazen yirmi yıl boyunca kadroya alınmazken, kadrolular bir günde Meclis torpiliyle göreve gelip üç-dört kat daha fazla maaş alıyor. Kadrolaşmada ise 'göreve alınma kıstasları' hiçbir önem taşımıyor çünkü personelin niteliğinin belirtilmemesi 'torpilli atama'ları kolaylaştırıyor. Her iktidar değişimiyle farklı parti üyelerinin hanedanlık kurduğu saraylarda yıllardır tarihi eserler bakım-onarım için uzman bekliyor fakat binlerce madeni eser için tek bir metal restoratörü istihdam edilmezken 'müze araştırmacısı' olarak işe bir 'matematik' mezunu başlayabiliyor. 'Siyaset doktorası' yapan bir başka müze araştırmacısı ise Daire Başkanı'nın onayıyla 100 gün rapor alabiliyor.

Nem oranı yüzde 90
Milli Saraylar'ın en büyük eksiği yönetimin ihmalkarlığı sonucu hala olağan standartlarda depoların yapılmamış olması. Yüz elli yıllık üç büyük boy ipek halı, depo olmadığı için taşındıkları koridorun izolasyonsuz duvarlarından sızan su yüzünden ıslanıp büyük zarar görmüş. Soruşturma yapanlar ise konu medyaya intikal etmesin diye olayın üstünü kapatmaya çalışmakta. Bunun yanı sıra paslanarak çürüyen Sultan II. Abdulhamid armalı gümüş takılar, şamdanlar ve yüzlerce madeni eser Dolmabahçe Sarayı bodrumunun 64, 68, 50/5 odalarında çürüyor. Diğerleri ise bodrumların değişik yerlerine dağılmış. 

Sarayda nem ölçme aletleri var fakat gösterdikleri yüzde 90 rutubet, pek çok madeni eserin tehlike altında olduğunun habercisi. Çürüyen madeni eserlerin yanı sıra ahşap kurtlarının kemirdiği mobilyalar, kapı, pencere ve kanatları da büyük zarar görüyor. Dokunulduğunda lime lime olan perdeler veya çatı katlarındaki raflarda her an düşme tehlikesiyle duran porselenlerin durumu da dehşet verici.

Dolmabahçe Sarayı'nın depreme dayanıklılığını ölçmek için Kandilli Rasathanesi'nden Prof. Mustafa Erdik ve Doç. Eser Durukal bazı raporlar hazırlamış fakat sonuç alamamışlar. Rasathane'nin Dolmabahçe için önerdiği depreme dayanıklılık örnekleri Akbulut'un hiç ilgisini çekmemiş.

Bu arada Polat Akbulut, eski Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut'un 'hiç devlet hizmeti olmayan' yeğeni. Dolmabahçe Sarayı'nın 'gerçekten çalışmak isteyen personeli' ise 'suya sabuna dokunmadan' emekliliğini bekleyen' Akbulut'tan şikayetçi.

Saray şimdi rutubetli odalarda çürümeye bırakılmış eserleri, geti-rildikleri görevden pek bir şey anlamayan yöneticileri ve bir türlü değişmeyen hüzünlü kaderi ile baş başa...
Akşam - Simge Şimşek

 

Ağustos 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Personel arayanlar, iş arayanlar, ilan vermek isteyenler, artık Arkitera Kariyer sayfalarında buluşuyor.

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz