Saraylar torpilleniyor

Milli Saraylar tarihinin en karışık günlerini yaşıyor. Dönemin TBMM Başkanı
Yıldırım Akbulut'un 'torpil'iyle Daire Başkanlığı'na atanan Polat
Akbulut'un ihmalkarlığı sürüyor. Saraylarda 100 gün rapor alan araştırmacılar,
kültür servisinde çalışan matematikçiler var
Birkaç yıl önce kırılan porselenleri, çürüyen perdeleri, kaybolan
tabloları ile gündeme gelen Milli Saraylar'daki 'sistem kargaşası' giderek büyüyor.
Atatürk'ün isteği ile Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bağlanan ancak her
iktidar ve Meclis Başkanı değişiminde yapılan 'torpilli atamalar' sonucu sağlıklı
bir personel yapısına kavuşamayan saraylarda şimdi de Daire Başkanı Polat
Akbulut'un ihmalkar tavrı ve AKP'nin 'torpilli' atamaları konuşuluyor.
Metal eserler çürüyor
Milli Saraylar Daire Başkanlığı'nda çalışanlar, sözleşmeli ve kadrolu
olmak üzere ikiye ayrılıyor. İki taraf da aynı işi yapmasına rağmen sözleşmeli
çalışanlar bazen yirmi yıl boyunca kadroya alınmazken, kadrolular bir günde
Meclis torpiliyle göreve gelip üç-dört kat daha fazla maaş alıyor. Kadrolaşmada
ise 'göreve alınma kıstasları' hiçbir önem taşımıyor çünkü
personelin niteliğinin belirtilmemesi 'torpilli atama'ları kolaylaştırıyor.
Her iktidar değişimiyle farklı parti üyelerinin hanedanlık kurduğu
saraylarda yıllardır tarihi eserler bakım-onarım için uzman bekliyor fakat
binlerce madeni eser için tek bir metal restoratörü istihdam edilmezken 'müze
araştırmacısı' olarak işe bir 'matematik' mezunu başlayabiliyor. 'Siyaset
doktorası' yapan bir başka müze araştırmacısı ise Daire Başkanı'nın
onayıyla 100 gün rapor alabiliyor.
Nem oranı yüzde 90
Milli Saraylar'ın en büyük eksiği yönetimin ihmalkarlığı sonucu hala olağan
standartlarda depoların yapılmamış olması. Yüz elli yıllık üç büyük
boy ipek halı, depo olmadığı için taşındıkları koridorun izolasyonsuz
duvarlarından sızan su yüzünden ıslanıp büyük zarar görmüş. Soruşturma
yapanlar ise konu medyaya intikal etmesin diye olayın üstünü kapatmaya çalışmakta.
Bunun yanı sıra paslanarak çürüyen Sultan II. Abdulhamid armalı gümüş
takılar, şamdanlar ve yüzlerce madeni eser Dolmabahçe Sarayı bodrumunun 64,
68, 50/5 odalarında çürüyor. Diğerleri ise bodrumların değişik yerlerine
dağılmış.
Sarayda nem ölçme aletleri var fakat gösterdikleri yüzde 90 rutubet, pek
çok madeni eserin tehlike altında olduğunun habercisi. Çürüyen madeni
eserlerin yanı sıra ahşap kurtlarının kemirdiği mobilyalar, kapı, pencere
ve kanatları da büyük zarar görüyor. Dokunulduğunda lime lime olan
perdeler veya çatı katlarındaki raflarda her an düşme tehlikesiyle duran
porselenlerin durumu da dehşet verici.
Dolmabahçe Sarayı'nın depreme dayanıklılığını ölçmek için
Kandilli Rasathanesi'nden Prof. Mustafa Erdik ve Doç. Eser Durukal bazı
raporlar hazırlamış fakat sonuç alamamışlar. Rasathane'nin Dolmabahçe için
önerdiği depreme dayanıklılık örnekleri Akbulut'un hiç ilgisini çekmemiş.
Bu arada Polat Akbulut, eski Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut'un 'hiç
devlet hizmeti olmayan' yeğeni. Dolmabahçe Sarayı'nın 'gerçekten çalışmak
isteyen personeli' ise 'suya sabuna dokunmadan' emekliliğini bekleyen'
Akbulut'tan şikayetçi.
Saray şimdi rutubetli odalarda çürümeye bırakılmış eserleri,
geti-rildikleri görevden pek bir şey anlamayan yöneticileri ve bir türlü değişmeyen
hüzünlü kaderi ile baş başa...
Akşam - Simge Şimşek
|