Edremit'i Gördünüz mü?..
Adını verdiği ''körfezi'' var; adını aldığı ''Adremittion'' antik
kenti var; dünyaca ünlü zeytini ve zeytinyağı var; altın renkli Akçay
kumsalları ve efsanevi İda Dağı 'ndan denize akan doğal güzellikleri
var... Bir de aynı kıyılardan yamaçlara tırmanan ''imar cehennemi'' ...
Bütün bunlar Edremit sanılsa bile, eğer ''aslını'' görmediyseniz
Edremit'i de tanıyor sayılmazsınız... Yani, ''Gaziilyas'' ve ''Turhanbey''
mahallelerindeki ''tarihi kent dokusu'' nu ve birbirinden güzel eski ''Edremit
evleri'' ni...
Apartmanların arkalarına gizlenmişler, terkedilmişliğin hüznü içinde,
sanki kendilerini ''imar yıkıcılarından'' saklamaya çalışıyorlar... Bu
direnişlerinde o kadar yalnızlar ki.. örneğin ''Edremit Turizm Envanteri''
adlı kitapçıkta bile akla gelen her şey var; ama kentin asıl ''varlık
nedenini'' oluşturan ''SİT alanı'' ile ''kültür mirası evler'' ini tanıtan
tek bir satır bile yok...
Kentin 'saklı kenti'
İşte böylesi bir duyarsızlık ortamında, kent içindeki bu ''saklı kent''
i incelemek üzere Edremit Kültür ve Sanat Derneği 'nin (EKÜSAD) konuğu
olduk...
Dernek Başkanı Av. Mahmut Ceylan 2. Başkanı ve bağlama sanatçısı
Tayfun Hakan Kaan, Orman Müh. Od. Temsilcisi Hasan Basri Avcı, Ziraat Mühendisi
Prof. Dr. Mehmet Serez ve diğer duyarlı Edremit aydınlarıyla, 1977 'deki ilk
karardan bu yana ''SİT'' kapsamında bulunan tarihi semtin sokaklarında dolaştık.
Bazıları bakımlı, ama çoğu metruk ve yıkılmak üzere olan eşsiz güzellikteki
yöresel yapı ustalığı örnekleriyle tanıştık...
Batı Anadolu ve Ege sivil mimarisindeki Rum yapılarının yanı sıra, 19.
yüzyıl Osmanlı kentinin Türk evlerine ait çok özel uygulamalarla, adeta,
bir ''geleneksel mimarlık müzesi'' özelliği taşıyan bu saklı kentte,
umutlarımızı arttıran ise sadece EKÜSAD değildi.
Tarihi Hükümet Binası 'nın karşısında ÇYDD'nin de yine eski bir evi
onararak kullanmasından ötürü Şube Başkanı Ali Fuat Akın 'ı, yönetim
kurulunu ve evlerini bu ''çağdaşlığa'' emanet eden ''Dr. Burhan ve Hatice
Ayvalıklı'' ailesini kutladık... Benzer şekilde, CHP örgütünün de hemen
yanındaki tarihi binayı ''ilçe merkezi'' olarak yaşatmak için almalarını;
''kültür yoksunu siyasete ders veren'' bir duyarlılık örneği olarak alkışladık...
Bunlar gibi ''kurtarılmayı'' bekleyen Karabaşlar Evi ya da Hacıkabakçılar
Evi gibi sanat tarihi şaheserlerimizi yok oluşa terkeden ''varlıklı mirasçılar''
ile buna seyirci kalan tüm yerel yetkilileri ise nasıl andığımızı tahmin
edersiniz...
Üstelik Edremit bu yıl Tarihi Kentler Birliği 'ne de üye oldu; yani artık
''geçmişine vefalı'' olacağına söz verdi...
Kurtarma projeleri
Acaba başta Belediye Başkanı Tuncay Kılıç olmak üzere herkes, böylesi
bir tarihi semti, kıyı kuşağındaki betonlaşmadan bunalanlar için de bir
''kültür, sanat ve dinlence bölgesi'' olarak yaşatmaya öncülük edemezler
mi?
Kentin tüm imar gündemi ''Menderes Bulvarı'' ndaki yüksek apartmanlaşmaya
bağlanırken, tarihi ''İnönü Caddesi'yle'' de bütünleşen SİT alanını
yeniden ''uygarlık merkezi'' yapmak ne zaman planlanacak?
Aynı bölgedeki ''Gazi Caddesi'' nde hızla ''harabeye'' dönen, anılarla yüklü
eski Halkevi Binası 'na yardım elini uzatacak kimse yok mu?
Eğer bugünlerde Edremit bölgesindeyseniz, saklı kentin sokaklarına
dalarak Çayiçi Caddesi 'ndeki iki kez kundaklanmış Sezai Arkök evini de
ziyaret edin... Çünkü karşınızdaki ''enkaz'' bile sıradan bir eski yapı
değil, Atatürk 'ün kaldığı konağın ta kendisiydi...
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|