Çanakkalelilerin destanı
Ülkemizdeki en zorlu uğraş ''kültür ve çevre değerlerini korumak'' ...
Çünkü, 50 yıldır süregelen ''imar rantı ekonomisi'' korumayı en büyük
''engel'' görüyor... Eski evini yaşatanın değil ''yıkanın'' zenginleştiği
bir düzende, sanki ''yoksulluğu'' savunmakla özdeşleşiyor... Tarihini ''yok
ederek'' para kazanmaya alıştırılmış bir toplumda, korumacıların dostları
az, düşmanları çok...
Aynı sürecin ''doğa'' açısından sonuçları da ortada... Yıllardır
''ormanları'' ve ''SİT'leri'' korumaya çalışanları değil, yasadışı
yoldan işgal edenleri mutlu kılan yasalar gündemde... Bu işgalin hukuk dışı
rantından devlete ''rüşvet'' almayı öngörenler siyasete egemenken aynı işgale
direnmek de eminim ki tarihe ''kahramanlık'' olarak geçecek... Büyük özverilerle
elde edilebilen kimi kazanımlar da adeta ''destanlaşarak'' anlatılacak...
Geçmişi bu iki sözcükle özetlenen Çanakkale 'de ise son 10 yıldaki
koruma çabalarının ''sonuçlarına'' bakıldığında, sanki aynı onurlu yıllar
bu kez de ''çağdaş ve kimlikli yaşam savaşı'' için yineleniyor...
Kentin elden çıkmak üzere olan tarihi dokusunu imar rantçılarının
elinden ''kurtarmaya'' kararlı ''kahramanları'' çoğalıyor... Bu zorlu
''zaferin'' elde edilmesindeki ''sivil-kamu-yerel-özel'' dayanışma da sanki
kent ve demokrasi tarihimizin ''Çanakkale destanı'' olarak ülkeye örnek
kazanımlar yaratıyor...
'Karargâhları' Yalı Han
İşte bu kazanımların genel değerlendirmesi 4 Ağustos 2003 günü yine Yalı
Han 'da yapıldı... 14 Eylül 1994'teki ''Çanakkale'de 3. Bin Yıla Girerken''
başlığıyla düzenlenen o unutulmaz Mimarlar Odası etkinliğinden bu yana tüm
bu seferberliğin adeta ''karargâh merkezi'' olan tarihi avlusunda...
Han'ın emektarlarından Saim Yavuz 'un sunduğu toplantıda eski ve yeni
belediye başkanları İsmail Özay ile Ülgür Gökhan 'ın konuşmaları,
''duyarlılıktaki sürekliliğin'' coşkusunu taşıyordu... Artık
milletvekili olan Özay; ''Bu yönetim değişikliğiyle çalışmalar daha da
zenginleşti...'' diyerek özlem duyduğumuz bir siyasi kibarlık gösterirken,
Gökhan da, ''Kentin değerlerine kentlilerin sahip çıkması, demokrasi kültürünü
de güçlendiriyor...'' sözleriyle korumacılığın toplumsal ilerlemeye olan
katkısını özetledi...
Aynı sürekliliğin bir anlamda ''demokratik güvencesini'' oluşturan
''sivil inisiyatif'' örgütlenmesindeki 10 yıllık serüveni de mimar İsmail
Erten anlatırken ''1990'larda gerilim içinde başlamıştık'' dedi ve ekledi:
''Çalışmalara katılım arttıkça, bunun yerini umutlar ve yeni projeler aldı...''
Yine belediye ve sivil örgütlenme işbirliğiyle sürdürülen ''katılımcı-çok
ortaklı'' örnekleri aktaran belediye meclis üyesi Osman Özenç ile şehir
plancısı Özleyiş Çetin ve mimar Meral Harput 'un sunuşları ise sanki bir
''halk akademisi'' semineri gibiydi...
Bunları izleyenler arasında, Vali Muavini Mustafa Güler ile 18 Mart Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Ramazan Aydın 'ın aynı coşkuya ''ortak ve destek'' olan
sözleri, kent halkının başka hiçbir etkinlikte tanık olamayacakları kadar
içten bir ''dayanışma'' ortamı yaratmıştı...
'Zaferin' sonuçları
Aynı ortamın Yalı Han'da bir kez daha yaşanmasından yine ''sarhoş'' olan
Hasan Turhanlı 'nın ise o geceki yemekten sonra söyledikleri, 10 yılın
belki de en anlamlı özetiydi: ''Bütün bunları konuşmamız bile hayaldi; şimdi
ise yaptıklarımızı tartışabiliyoruz...''
Peki, bu kahramanlar neler yaptılar; Çanakkale'de nasıl bir destan yazdılar?..
Yanıtı değil bu yazıya, artık ''kitaplara'' bile sığmıyor...
Yine de birer cümleyle anımsatalım:
Planlı koruma: Tarihi doku artık SİT kararıyla korunuyor. İlgili
herkesin katılımıyla üretilen ''koruma planı'' , ataları Çimenlik ile
Kilitbahir Kalesi 'nin 15. yüzyıldaki inşaatlarına ''emeklerini'' katmış
''Romanların'' yaşadığı Çay Mahallesi 'ni de içeriyor...
Kentin vefası: Sokaklarda adları yaşatılan eski insanların yaşamöyküleri
belgelenip yayımlanarak kentin geçmişine saygısız siyasal isim değişikliği
alışkanlıkları da artık terk edildi...
Cumhuriyet dönemi yapılarına yönelik eğitim çalışmaları ''Cumhuriyet
kültürü'' yle birlikte ele alınarak sürdürüldü...
Tarihsel peyzaj: Yıpranmış ve bozulmuş eski cepheler yenileniyor... Bölgenin
altyapısı da düzenlenerek tarihi sokaklar kentin ''prestij'' alanına dönüştürülüyor...
Arkeoloji bilinci: Dünya mirası Troya 'nın kazı başkanları da
''arkeoloji buluşmalarında'' yılın sonuçlarını önce halka anlatıyorlar...
Korumacı belediye: Bütün bunların, ''Tarihi Kentler Birliği'' üyeliğine
de yakışır bir ''kurumsallıkta'' sürmesi için ise belediye meclisinde
''Tarihi Kent Komisyonu'' var... Uygulamalarda halka da danışmanlık yapan
''Tarihi Çevre Koruma Bürosu'' kurulmuş... Belediyenin ''Yerel Tarih Evi''
nde ise kentlilerle uzmanlar birlikte çalışıyorlar...
Vali Süleyman Kamçı da benzer anlayışla ''yerel tarih araştırmalarına''
bütçe ayırarak kamusal katkısını sağlıyor...
Ne dersiniz; Çanakkale'deki kahramanlar ''destan'' yazmıyorlar da ne yapıyorlar?..
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|