reklam

14 Ağustos 2003 Perşembe
Ana Sayfa > Haberler

Troya'dan bugüne seslenen zaman

Troya kazı çalışmaları kapsamında ortaya çıkarılan bir megaron restore edilip özel bir çatıyla korunarak ziyarete açıldı. Yaklaşık M.Ö. 2500'lere ait olan, 150-170 cm yüksekliğindeki yapı hem Anadolu Tunç Çağı arkeolojisinde türünün tek örneği, hem de Anadolu'daki örnekleri içinde bugüne en sağlam taşınmış olanlardan.

Uzun, çok uzun bir süre uzak duruldu Troya'dan. Bekleyen, seslenen, çağıran bir şeyler yoktu göremeyenlere. Troya, insanın giderek kendi iç sesine daha az zaman ayırmasına neden olan hızlı değişimlerden uzak, dingin, yeni başlangıçlara yine açık, toprak altında; eskiden evlerin bahçelerinde olan ağaçlar, çiçeklerin üzerlerinde açmasına izin veriyorlardı.

Bugün, dünyanın en güzel burunlarından birinden, ufka bakar gibi, insana bakabiliriz, Troya/İlyon ya da Hitit dilinde Wilusa'dan...

Troya'da 1988 yılından bu yana Almanya Tübingen Üniversitesi 'nden Prof. Dr. Manfred Korfmann yönetiminde kazı çalışmaları yapılıyor. İlk olarak kale içindeki, M.Ö.3. binyıla ait mimari kalıntılar ortaya çıkartılırken; araştırmalar, sonraki aşamada, sistemli bir şekilde kale yerleşiminin dış tarafına, daha erken dönem yerleşim alanlarına yönelir. Bugün, birçok arkeolojik kuşak için aydınlatıcı olan 'İlk Tunç Çağı Troya 'sı, umulanın üzerinde bir oranda ortaya çıkarılmış durumda.

Yeni bir bilgiye ulaşıldı
Troya/Wilusa'nın Geç Tunç Çağı'ndaki (M.Ö. 15. - 13. YY) önemini vurgulayan, arkeolojik açıdan büyük önem taşıyan yeni bir bilgiye de ulaşıldı. Hitit kaynaklarından, devletin bugün Yunanistan olarak adlandırılan Ege Denizi'nin batısında kalan bölgeyle diplomatik ilişkiler içinde olduğu bilinmekle birlikte; Hitit dilinde 'Achijawa' olarak adlandırılan bölgeden Hattuşa'ya gönderilen bir belgeye ulaşılmamıştı ya da ulaşılmadığı sanılıyordu. Troya kazı çalışmaları kapsamında, Tübingen Üniversitesi'nden Hititolog Prof. Starke , uzun süredir elde bulunan bir tabletin daha önce yanlış okunduğunu, gerçekte bir 'Achijawa' kralından Hattuşa'daki Hitit kralına yazılmış bir mektup olduğunu ortaya çıkardı. M.Ö.13. yy'a ait olan mektupta, Achijawa kralı Hitit kralına "Wilusa adaları senin değil, benimdir" diye yanıt veriyordu.

Troya'da ortaya çıkarılan bir megaron da restore edilip özel bir çatıyla korunarak ziyarete açıldı. 150 - 170 cm yüksekliğindeki yapı, Anadolu'daki örnekleri içinde bugüne en sağlam taşınmış olanlardan. Yaklaşık M.Ö. 2500'lere ait olan yapı, Anadolu Tunç Çağı arkeolojisinde türünün tek örneği. Troya II savunma duvarlarına bitişik olarak inşa edilmiş olan yapının içinde bulunan bazı eşyalar, yapının kültsel işlevi olduğu görüşünü destekliyor.

Megaronun üzerine, sıcaktan ve yağıştan zarar görmemesi için yapılan 'çatı' mimar Björn Rimmer 'in tasarımı. Stuttgart Üniversitesi'nin mimarlık öğrencileri arasında açtığı bir proje yarışması sonucu seçilen tasarımın sahibi Rimmer, amaca yönelik farklı çözümler ve projeler üretildiğini, seçimi Prof. Dr.Marnfred Korfman'ın başkanlığındaki seçici kurulun yaptığını belirtiyor.

Troya üzerine araştırma yapan Rimmer, bu çalışmanın onun için özel bir önemi olduğunu söylüyor. Biçimiyle bir 'yelkeni' anımsatan çatı, 'Troya'ya zenginliği rüzgâr getirdi' sözünü de akla getiriyor...

Troya kazısını başından beri Alman Araştırma Fonu, Troya Dostları Derneği, Tübingen ve Cincinnati Üniversiteleri ve Daimler-Chrysler parasal olarak destekledi. Bu kuruluşlara şimdi Siemens ve ABB de katılmış bulunuyor.
Cumhuriyet

 

Ağustos 2003 Arşivi

pt sl çr pr cm ct pz
01 02 03
04 05 06 07 08 09 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31
diğer aylar için tıklayın

Yarışma

Sinan'a Saygı "Mimar Sinan Eserleri Eskiz Projesi"

 

Son başvuru tarihi:
15.09.2003

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz