İstanbul'da 50 bin bina yıkılma
noktasında
İstanbul'da deprem güvenliğinin artırılması amacıyla yapılacak girişimleri
belirleyen İstanbul Deprem Master Planı kapsamında İstanbul'da 50 bin binanın
tamamen yıkılacağı bildirildi. İstanbul'daki toplam binaların yüzde
7'sini oluşturan bu binaların piyasa değerini 5 milyar dolar olarak
belirlenirken, binaların güçlendirilmesinin ekonomik olarak yüzde 100
maliyetlere neden olacağı, bu nedenle yıkılarak yeniden yapılmaları
gerektiği vurgulandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile Boğaziçi Üniversitesi (BÜ),
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) ve
Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) işbirliğiyle hazırlanan, "İstanbul
Deprem Master Planı" Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda
düzenlenen bir toplantı ile kamuoyuna tanıtıldı. 4 üniversiteden 200'ü aşkın
bilim adamının katkısıyla 8 ayda tamamlanan Master Planı, İstanbul'da olası
bir deprem tehlikesine karşı mevcut yapıların deprem güvenliklerinin
incelenmesi ve yeterli güvenliğe sahip olmayan yapılar için teknik, hukuki,
sosyal ve mali açılardan uygunluk arz eden gerekli güçlendirme ilkelerinin
yanı sıra teknik, sosyal, idari, hukuki ve mali önlemlerin belirlenmesini içeriyor.
Güler: Yumurta kapıda
Toplantıda konuşan İstanbul Valisi Muammer Güler, depreme hazırlık çalışmalarının
bir imkan meselesi olduğunu belirterek, "Fay nasıl kırılırsa kırılsın,
artık yumurta kapıdadır. Bunun için hazırlıklı olunmalıdır. Deprem
riskinin azaltılması gerekmektedir. İstanbul bizim artık terk edemeyeceğimiz
bir yerdir. Bu yüzden gerekli tedbirleri almamız gerekiyor" dedi.
Master Plan'ın İstanbul'un geleceği için bir yol haritası olduğuna işaret
eden Güler, binalar bazında da herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini
söyledi. Deprem konutu yerine yaşanılan binaları güçlendirmenin çok daha
önemli olduğunu vurgulayan Güler, "Ancak hiç kimse evinin güçlendirilmesini
devletten beklemesin" diye konuştu.
Gürtuna: Kaynak arıyoruz
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna da, depreme
hazırlık çalışmaları için ciddi kaynak elde edebilme imkanlarının
bulunduğunu, ancak, direkt olarak alma yetkilerinin olmaması nedeniyle hibe ve
kredi olanaklarını değerlendirdiklerini söyledi. Gürtuna, kaynak için Dünya
Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası ile görüştüklerini bildirdi.
Kanuni sorumlulukları olmamasına rağmen deprem ve afet konusuna çok ciddi
şekilde girdiklerini, itfaiye ve afet müdahale ekiplerinin, dünyanın en
modern araç gereçlerine sahip olduğunu ifade eden Gürtuna, "Bu çalışma,
İstanbul'da risk yönetiminin nasıl yapılacağını ortaya koymaktadır. Böylece,
bina stokunun takviyesi ve güçlendirilmesi de mümkün olacaktır" diye
konuştu. Bu konuda hukuki altyapıda revizyon yapılması ve afet yönetimiyle
ilgili olarak yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluk alanının da gözden geçirilmesi
gerektiğini kaydeden Gürtuna, konuyla ilgili görevin Meclis'e düştüğünü
söyledi.
Konuşmasında vatandaşlara da seslenen Gürtuna, planın başarıya ulaşmasında
halkın gönüllü katılımı ve bunu sahiplenmesinin de çok önemli olduğunu
vurgulayarak, halk, sivil toplum örgütleri ve diğer kamu birimlerini
sorumluluğa ortak olmaya davet etti.
Pektaş: Harita çizildi
Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı ve Afet Koordinasyon
Merkezi Başkanı Mesut Pektaş ise Master Plan'ın şehrin deprem riskine karşı
hazırlanmasında ihtiyaç duyulan bir yol haritası olduğunu belirterek, amaçlarının,
şehrin riskini minimum seviyeye indirmek olduğunu söyledi. Pektaş, "İstanbul'da
depreme hazırlık denince 1 milyon bağımsız konutun depreme karşı güçlü
hale getirilmesini konuşuyoruz. Burada sadece belediyecilik hizmetleri yeterli
değil" dedi.
Planın pilot uygulamasının Zeytinburnu'nda başlatıldığını da hatırlatan
Pektaş, belediye bünyesinde bir Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme
Dairesi kurduklarını söyledi. Planın finansal kısmı için başta Dünya
Bankası ve AB olmak üzere diğer uluslararası kuruluşlarla ilişki içinde
olduklarını belirten Pektaş, vatandaşları teşvik için uzun vadeli geri ödemeli
kredi uygulaması başlatmak istediklerini söyledi.
Proje dünyada ilk
İTÜ Rektörü Prof. Dr. Gülsün Sağlamer de, bu ölçekte bir projenin dünyada
ilk kez yapıldığını belirterek, bunun sadece İstanbul'un değil, tüm Türkiye'nin
projesi olduğunu ve başarıya ulaşması için herkese görev düştüğünü
ifade etti.
Master Planı çalışmalarına katılan ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Haluk Sucuoğlu ise mahalle bazında sonuçlar veren Master Planı'na göre İstanbul'da
olası bir şiddetli deprem sonucu 50 bin binanın tamamen yıkılacağını
bildirdi. İstanbul'daki binaların yüzde 7'sine denk gelen 50 bin binanın
piyasa değerini 5 milyar dolar olarak belirlediklerini belirten Sucuoğlu, şunları
söyledi:
"İlçeler bazında Zeytinburnu ve Bakırköy'deki binaların yüzde
16'sının tamamen yıkılacağını tahmin ediyoruz. Adalar, Eminönü, Fatih
ve Avcılar'da da rakamlar yüksek çıkıyor. Ancak bu binaların nerede olduğunu
henüz bilmiyoruz. Bu nedenle çalışmalarda buralara öncelik verilmesi
gerekiyor. Bu binaların güçlendirilmesi ekonomik olarak yüzde 100'lere varan
bir maliyete neden olacak. İlk olarak bu binaların olası bir deprem öncesinde
tamamen yıkılması ve yeniden yapılması gerekiyor."
İstanbul deprem master planı
İstanbul bütününde deprem tehlikesi nedeniyle söz konusu olacak her türlü
riskin tanımlanmaya çalışıldığı Plan'da, risk yönetiminin nasıl yapılacağı
da ortaya konuluyor.
Kimi yüksek risk taşıyan bölgelerde eylem planları hazırlanarak ivedi müdahalelerin
yapılmasının da programlandığı Plan'da, buralarda toplu iyileştirme ve güçlendirme
çalışmalarının eşgüdüm altında ve yerel topluluğun katılımı ile yürütülmesi
hedefleniyor.
İstanbul'da mevcut durumun da incelendiği Plan'da, depremde yüksek risk
arz eden bölgeler de 2 kapsamda inceleniyor.
Plan'da binaların deprem dayanımlarının incelenmesinin de "sokaktan
inceleme", "birinci kademeye oranla daha ayrıntılı inceleme ve değerlendirme"
ve "her tekil bina için ayrıntılı analiz" olmak üzere 3 aşamada
yapılması öngörülüyor.
Kat Mülkiyeti Kanunu'nda değişiklik yapılması gerektiğine işaret
edilen Plan'da, belediyenin ve vatandaşların öncelikli görevleri de sıralanıyor.
Tüm tarafları içeren bir idare yapının da önerildiği Plan'da, kısa
vadede il düzeyinde Afet Hazırlık ve Müdahale Konseyi, Başbakanlığa bağlı
afetlerden sorumlu müsteşar bulunması ve Merkez Afet Hazırlık ve Müdahale
Konseyi kurulması öneriliyor.
Dünya
|