Kıbrıs’ta 10 bin yıllık
Anadolu kalıntıları
10 bin yıldır karanlıkta
kalan Kıbrıs tarihi, Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Arkeoloji ve Sanat
Tarihi Bölümü tarafından aydınlatılıyor…
5 yıldır süren kazılar sonucunda bulunan kalıntılarda Kıbrıs’a ilk
yerleşenlerin Anadolu’dan göç ettiği ortaya çıktı…
Doğu Akdeniz Üniversitesi(DAÜ) Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü tarafından
Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Müge Şevketoğlu başkanlığında,
Yeni Zelanda’dan Kanada’ya kadar 7 farklı ülkeden gelen bilim adamlarının
eşgüdümü ile toplam 30 kişilik ekip, Kıbrıs ile Anadolu arasındaki ilişkilerin
10 bin yıllık tarihini aydınlatmak amacıyla Tatlısu Çiftlikdüzü
Arkeolojik Kazısı’nı 1996 yılında başlattı.
Arkeolojik kazıların yürütüldüğü Tatlısu Köyü, Girne’den Karpaz
Yarımadası’na giderken kuzey batı kıyılarında bir saat süren yolun
sonunda bulunmaktadır. Söz konusu köyün yerleşim yeri olarak seçilmesinin
nedeni, orta çağlarda sıkça karşılaşılan korsan saldırılarından
korunma amacıyladır. Beş yıl önce başlayan kazının bu yılki bölümü;
yerleşim alanının tanımlanması anlamında ekonomik durum, obsidyen
ticaretindeki önemi, sosyal yapı hakkında incelemeler yapılarak tarih öncesi
dönemler hakkında aydınlatıcı bilgilerin gün yüzüne çıkarılması
hedeflenerek gerçekleştirildi.
Neolitik (Taş Devri) döneme ait ve 10 bin yıl öncesinin kalıntılarını
taşıyan en eski parçaların bulunduğu kazıda elde edilen, günümüzden 10
bin yıl öncesine ait olan volkanik cam obsidyen, Kıbrıs’taki ilk yerleşiklerin
Anadolu’dan gelmiş olabileceğini gösteriyor. Kıbrıs’ın doğal yapısında
bulunmayan, Anadolu’da özellikle Kapadokya Bölgesi’nde yaygın olarak
bulunan doğal cam, bu devirlerde kesici olarak kullanılıyordu. Çiftlikdüzü
Mevkii’nden kuzeye doğru bakıldığında Anadolu’nun Güneyi’ne uzanan
Toros Dağları açık seçik görülebilmektedir.
Tatlısu Köyü yakınlarındaki Çiftlikdüzü’nde çalışan ekip, taştan
ve kerpiçten yapılmış 2 metre çapında dairesel dört adet evin temellerini
buldu. Çok dar bir Alana kurulmuş evlerin tabanlarında beyaz alçı ve sertleştirilmiş
toprak kullanıldığı saptandı. Evlerin içerisinde ve dışarısında içi
yine alçı ile sıvanmış çukurlar bulundu. Denizden gelerek Çiftlikdüzü’ne
yerleşen Anadolu insanları beslenmek için denizden yararlanmış. Kazıdan çıkan
buluntular arasında dört metre kadar büyük olabileceği düşünülen balık
omurgaları, avlanmada kullanılan kemik oltalar da bulunmaktadır.
İncelemeler, o günlerde yakalanan balıkların palamut, köpekbalığı,
tuna balığı olabileceğini göstermekte. Diğer incelemeler ise, yerleşim
yerinde keçi, koyun, domuz ve geyik gibi bu dönemin çok bilinen hayvanlarının
yanı sıra az bilinen köpek ve tilki gibi hayvanların var olduğunu da kanıtlamakta.
Bu bulgulardan ve Kıbrıs’ın doğal yapısında bu tür hayvanların olmadığı
bilindiğinden, Kıbrıs’a ilk yerleşenlerin yanlarında sadece beslenmek
amacıyla değil, avlanmak amacıyla da hayvanlar getirdikleri sonucuna varılıyor.
1999 yılındaki kazılarda obsidyen bıçakların en çok Çiftlikdüzü’nde
bulunduğu ortaya çıkıyor. Yapılan kazılarda bulunanlarla, Kıbrıs Adası’nın
Anadolu’yla bağının sanıldığından çok daha eski olduğu kanıtlanmış
oluyor.
Kazı Ekibi:
Yrd. Doç Dr. Müge Şevketoğlu- Kazı Başkanı, (DAÜ Arkeoloji ve Sanat
Tarihi Bölüm Başkanı)
Yrd. Doç. Dr. Sheelagh Frame- (DAÜ Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü Öğretim
Görevlisi)
Ian Hanson- Arazi Direktörü, İngiliz Arkeolog, (Bournemouth Üniversitesi Öğretim
Üyesi, Forensik arkeolog, savaş toplu katliam ön raportörü ve uluslararası
insan hakları mahkemesinde uzman şahit)
Anber Onar- (DAÜ Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Görevlisi,
Sanat Tarihi ve Buluntu Çizim Uzmanı)
Jim Meek- İngiliz Arkeolog, (Leicester Üniversitesi)
Joe Partridge- İngiliz Arkeolog
Dan Eddisford- İngiliz Arkeolog
Peter Moore- Arkeolog İngiliz
Lother Herling- Alman Obsidyen Uzmanı
2 Amerikalı, 2 İngiliz, 1 Kanadalı, 1 Yeni Zelandalı, 1 İran, 1 Fransız, 5
Türk öğrenci olmak üzere toplam 13 öğrenci kazılarda görev yapıyor.
NTVMSNBC
|